17. Bölüm

408 21 118
                                    

Bu hayatta çok şey kaybetmiş bir insana kaybetmeyi anlatmak kadar aptalcaydı bazı şeyler, içinde büyüyüp giden korkuyu harlamak gibi, birilerinin gelmeyeceğini bilip beklemek gibi.. karanlığın en dip köşesinde bir aydınlık beklemek gibi..


"Yapma!" dedi Veysel ilk defa korkuyla. Veysel'in korktuğu şey Halit değildi. Ölmek olabilirdi ancak korktuğu şey. Önceden sorulsa ölmekten korkmadığını söylerdi, ama ister genç olsun, ister yaşlı herkes korkardı ölmekten...

"Artık gösterimizin son perdesindeyiz Veysel.. Artık her şey benim." dedi keyifle.

"Artık ne karını, ne de kızını koruyacak kimse kalmayacak. Benim olanı almana izin verdim, sebebi vardı." dedi yine keyifli bir ses tonuyla.

En çok da bu yakıyordu canını. Artık ailesine sahip çıkamayacak olmak, onları başlarında bunca kötülükle baş başa bırakacak olmaktı onu en çok korkutan. Onu korkutan Hem ölmek , Hem de öldükten sonra arkasında bırakacaklarıydı..

...................................

"Allah kahretsin!" dedi sinirle elindeki telefonu fırlatırken.

Nehir hızla yerdeki telefonu eline alırken bir yandan da söyleniyordu kendi kendine.

"Tabut mu o?" dedi gözleri yaşarırken . Kenan ne yapacağını bilmiyordu bile. Nasıl yapacağını da.

"Kenan, özür dilerim ama başka çaremiz yok. " dedi Nehir.

"Emniyet'in imkanlarından yararlanmak için amcanın da bize yardım etmesi gerekiyor." dedi Nehir. "Düşünecek zamanımız yok"

...................................

Kenan delirmiş gibiydi.. Oya sevinçle ayağa zıpladı. "İşte bu !"

Selim, Nehir ve Kenan kendisine meraklı gözlerle bakarken Oya da açıklama gereği duymuştur.

"Akıllı saatlerin kendilerine ait bir algoritması vardır. Telefonunuz bağlı olmasa bile bazı markaların akıllı saatlerinde sim kart bağlantısı olduğundan kendi konum servislerini kullanabilirler." dedi Oya.

"Oya, bak kafam çalışmıyor zaten" dedi Kenan. " Düzgün anlat şunu, bizim dilimizde , mümkünse."

"Veysel Bey'i ifadeye çağırdığımız zaman fark etmiştim. Kolunda o markalardan birine ait bir akıllı saat vardı. Algoritmasını çözüp içindeki gps bilgilerine ulaşabilmem için bazı yazılımlar yüklemem gerekiyordu. Bu da biraz uzun sürdü." dedi Oya.

"Yani Oya?" dedi Nehir bu sefer.

"%80, %90, ve ..." dedi bilgisayar ekranını onlara çevirerek.

"Bu saat Veysel Bey'in kolunda takılı olduğu sürece , tüm verileri bu ekranda görebileceğiz. Tabii bizim ilgilendiğimiz şu an sadece GPS"

"Ve şu an hepinizin telefonuna bulunduğu konumu gönderdim.."

Hepsi birden telefonlarına gelen mesaj sesiyle yeniden Oya'ya şaşkınlık içinde bakıyordu.

"O zaman , biz üçümüz gidiyoruz. Sende burada bu sistemi açık tutuyorsun. Eğer bir değişiklik olursa bizi bilgilendiriyorsun" dedi Kenan. Oya da onaylamıştı Kenan'ı.

...................................

Üzerine kapatılan tahta parçasını ittirmeye çalıştı Veysel. Ama yerinden bir santim bile oynamıyordu Tahta parçası. İçerisi öyle karanlıktı ki nefesi kesiliyordu. Gözlerinden yaşlar süzülürken sessizce ölümü beklemekten başka çaresi yoktu. Bağırıp çağırsa da kimse gelmeyecekti. Kimse kurtarmayacaktı onu bu karanlık kutudan. Kimse çıkarmayacaktı onu bu tabuttan..

KAYIP || VeyKenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin