İyi okumalar, hala bu kitabı kaldırıp kaldırmamak arasında gidip geliyorum.
-
-
Tik-tak, tik-tak, tik-tak boş geçen zaman. Her saniye geride kalıyor, dakikaya dönüyor. Dakikalar da geride kalıyor, saatlere dönüyordu. Onları da geride bırakıyorduk. Peki zaman böyle işkerken, neden hiç geçmiyordu, olduğu yerde duruyormuş gibi hiç geçmiyordu zaman.
Kafamı hastanenin ameliyathane kapısına yasladım, Hastane de tanıdık doktorları falan olduğu için Tarık abi halletmişti, herkes çok üzgündü. Tabi benim kadar da endişeli değillerdi. Ben kendimi ağlamaktan bitirirken yanıma gelenlerin dediği tek şey, 'oğlum harap ettin kendini, biz bu kapıda kaç kere bekledik. Abi güçlü sence bırakır mı bizi?' bla bla... Bir sürü şey işte. Oflayarak saçlarımı karıştırdım. Köşede ki koltuklardan birine oturarak beklemeye başladım, tabi ben her bekledikçe nefesim daralıyordu. Ya çıkamazsa... Düşüncesi beni öldürüyordu.
Kaç saat olmuştu bilmiyorum, baya çok geçmiş olmalıydı, hava aydınlanıyor, güneş, ayın karanlığının üzerine örtmüştü ışıklarını. Bizde Öyleydik. Baran'ın karanlığını örten benim ışıklarımdı. Çünkü o öyle fısıldamıştı. 'Sen benim karanlığımda ki tek ışıksın. ' demişti bana. Gözlerim doldu, zaten ağlamaktan bitmiştim. Artık göz yaşlarım canımı yakıyordu.
"Oğlum yeter be, çıkar şimdi abi, ne sıkıntı ettin bu kadar. Bitirdin kendini hadi git biraz dinlen. " Hemen kafamı olumsuz anlamda salladım onu bırakıp gidemezdim. "Bekleyeceğim, karışmayın bana. İyi olduğunu kendi gözümle görmeden gidemem. " Pes edercesine geriye çekildi.
(Amk böyle işin yazmıycam nerdeyse ya, lan 500 kelime bişeydi silindi geri burda kaldı kriz geçiriyorum amkk. )
Gitmezdim, bırakmayacaktım. Bir süre sonra, Ameliyathane'nin kapısı açıldı. Baran ve yanında doktorlar geliyordu, yanına gidip elini tuttum. Buz gibiydi, dudakları kurumuştu, içimi parçaladı bu görüntüsü. Yine de yaşadığı için çok mutluydum. "Zorlu bir operasyondu, ama başarıyla tamamladık, kurşun, damarları ve organları zedelemesin diye, biraz yavaş hallettik. Uyanır birazdan zatenx durumu gayet iyi. Bir süre uzansın kalkmasın. Kurşunun içeride bıraktığı yara iyleşene kadar oturmasın, ayrıca dikişleri de üst üste gelebilir, o yüzden elinden geldiğince oturmamaya çalışsın. İlla kalkmak isterse de turlayıp tekrar uzansın. Gerekli ilaçları ve bilgileri odamda konuşuruz, hastanın yanında sadece 1 refakatçi kalsın. " Doktor yanımızdan ayrılınca, biz de doktoru dinlerken odaya alınan, Baran'ın yanına çıktık. Odaya girince bakışlarım uzanan bedene kaydı. Çok masum duruyordu bu hali.
Yanına gidip en yakınına oturdum, elini tutup alnına yasladım. "İyi olacaksın... "
Herkes içerideydi. Hemşireyi ikna etmiş olsa gerek, yoksa asla bu kadar adamı içeriye almazdı, gülümsedim. Ne kadar seviyorlardı abilerini. Tarık abi söze girdi. "Çocuklar, hastanenin dört bir yanını sarın, her katta iki kişi olsun. Şüphe duyduklarınızı takip edin. Hastane'nin kamera görüntülerini de kontrol edin sürekli. Emir bize bırakmaz refakatçi işini, o kalsın o yüzden. Kapıda 2 kişi. Koridorun sağ tarafında 2 kişi, sol tarafında ise 4 kişi beklesin. Sol tarafta acil çıkış merdivenlerinden bir sıkıntı çıkmasın, daha önce olanları biliyorsunuz. Kapıda olan görevliler, biriniz giderseniz, diğeri gitmesin. Ha çok zor durum olur. Kapıya diğer adamlardan biri gelene kadar bekleyin. Her adımınızı planlayarak atın. Patrona zararın 'Z'e harfi bile uzak olacak. Anlaşıldı mı? "Herkes bir ağızdan onaylarken şaşırdım bu duruma, bu kadar korumaya gerek var mıydı? "Araf sende, Ahmet'in arabasına bin, yol boyu senin çeneni çekemem. " Araf alaylı bir bakış atarak çıktı diğerlerinin peşinden. Aslında alaylı bakış değil kırgın bir bakıştı. Sadece alaylı bakışlarıyla örtmeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFİA -BXB
FanfictionGece arkadaşlarıyla eğlenmek için açtığı Instagram hesabından, Yer Altı'nın en korkulan ismini bulması hayatındaki en yanlış seçimiydi. kritik vaka: tombul tombul memeler Barankrdmr: Yine mi sen siktiğimin veledi //Texting //Düzyazı //+18 bölümler