///29///

656 46 24
                                    

3 gündür yazmıyorum lan, yaşlandım mı ne?

-

-

-

1 yıl sonra.

"Emir bey, babanızın ölümü hakkında ne düşünüyorsunuz? Kendisi 1 yıldır kayıp, dün gece saat 2 gibi cesedine rastlandı,  yapılan testler sonucunda ise babanız olduğu tespit edildi. "

Ya ablacım defol git, zaten ben biliyom öldüğünü? Demek istesem de diyemezdim, çünkü ağzıma sıçardı devlet babamız. Aradan o kadar zaman geçmişti daha yeni bulunmuştu, gerçi 1 sene de çok değildi canım, 15-20 sene sonra bulunanlar da oluyordu.

"Çok üzgünüm, ama cevap vermek istemiyorum. Ha illa cevap duymak istiyorsanız benden, biz uzun zamandır zaten babamla konuşmuyoruz. Onu fotoğraflar haricinde pek görmedim, aramız o kadar da iyi değildi, yine de elbette insan üzülüyor, duyunca çok şaşırdım. Benden çok asıl ailesine allah sabır versin ne diyeyim, benim dışımda bir oğlu ve karısı var. "  Yalandan iki tane sallayıp sonunda sıyrılmıştım aradan, oh be bu ne böyle canım.

Arabama doğru ilerlerken, her zaman ki gibi yüzüme duygusuz bir ifade takınmıştım.  Öyle bir gülmek istiyordum ki arabaya hemen yetişmek istedim.

Çok uzak değildi zaten canım arabam, her şeyim o benim. Bir arabaya bu kadar değer verilir miydi ? Her gece Allah'ım benim canımı al arabama bişey olmasın diyecektim nerdeyse, ama demiyordum çümküsü canımı da seviyordum.
Sonunda gelince kapıları açıp hemen atladım içine, ardından gülmeye başladım, hatta gülmelerim kahkahaya dönüştü. Aynada ki yansımamla göz göze gelince duraksadım. Eski kıvır kıvır saçlarım yoktu.  3 numaraya verilmiş kaşımda ki çizikle serserilere benziyordum. Boynumda ki tarih dövmesi ve uzun ince kılıç dövmesiyle harbiden serseriye benziyordum.  Saçlarımın kenarları çok kısatılmış üstlerinde biraz vardı. Eskiden kıvırcık kıvırcık herkes okşar öperdi.

Gözlerim canlı balıklarla dolu bir deniz gibiyken, şimdi ölü balıklarla dolu bir denizdi. Sırıttım bu halime, alay dolu bir sırıtmaydı, 1 yıl da ne kadar da çok değişmiştim.

Tek suçlu oydu.

Boynumda, onun gidiş tarihi vardı.

Her gördükçe nefret etmem içindi.

Evet nefret ediyordum gördükce.

Ama bir şey daha vardı sanki...

Kahrolmak, kendime eziyet ediyordum.

Aniden arabanın içini dolduran telefonla irkildim. Aynadaki yansımamdan gözlerimi çekip telefona baktım. Dayım arıyordu. "Aloooo, dayıların bir tanesi buyrun, bir arzunuz mu var? " Dayım bir süre seslenmedi, ardından boğazını temizleyip. "İyi misin ? Ne zaman gelirsin, çabuk gel özledim seni. "  Sırıttım tekrar, ne kadar da tatlı bir Dayım vardı ya, "Tamam be dayı, hiç mi çıkmayayım dışarıya, gelirim birazdan ne olacak.  Sevgilin ilgilensin seninle ben gelene kadar. "

Geçen yıl ölüm gibiydi. Nasıl bir felaketti bilmiyorum.  Caner ile abim ayrılmış, neyse ki 2 hafta içinde dayanamayıp tekrar barışmışlardı. Kendi derdim varken bir de üstüne, hem sümüklü arkadaşımı, hemde sümüklü dayımı artık çekemiyordum. Ablanın biri, dayıma sarılırken resim çektirmişti gizlice. Biraz yakın bir fotoğraftı. Eh tabi benim canım arkadaşım da görünce durur mu? Ağızlarına sıçmıştı. Özellikle kadının. Kadın korkudan herşeyi itiraf etmişti. Yoksa saçlarını ocakta yakacaktı psikopat. Kadın itiraf etse de Caner beyimiz bir süre triplere girmiş kafa dinlenmişti.

MAFİA -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin