İyi okumalar, yorumlarınızı bekliyorum.
- Benim de ağır gelecek cümlelerim var da, söyleyecek acımasız bir kalbim yok...
-
-
"Güzel gözlüm, üzmesen mi kendini? Dayanamıyorum seni böyle görmeye, ulan kan bağın olmasa yapacağımı bilirim de, ağlama be gülüm kurban olurum sana ben, ne dedi de bu kadar ağlattı, sinirlendirdi seni. Anlat hadi bana. " Elimin tersiyle sildim yanaklarımı.
"Baran, kaç ay sonra beni aradı, en azından Nasılsın demesini bekledim. Oğlum demesini beklemiyorum zaten, ama nasılsın diyebilirdi. Telefonu açar açmaz, 'Emir, hesabına para attım. Bitene kadar beni rahatsız etme, bitince de mesaj at gönderirim paranı. ' dedi. Bekledim ya bekledim, Nasılsın demesini bekledim. Arkadan oğlunun sesi geliyordu. Bir yere gidecekleri galiba, Hadi baba diye sesleniyordu. Tamam oğlum diyip yüzüme kapattı telefonu. Bu kadar mı sevmedi beni, ben ona ne yaptım ki...? "
Çok zoruma gitmişti. Ona 'tamam oğlum' diyebiliyor ama benim sesimi bile duymak istemiyordu. Kendi kendime sürekli tekrarlıyordum. Bazen ben küçükken sarhoş geldiği zaman baş ucunda da böyle seslenirdim. 'Neden baba, beni niye sevmiyorsun baba, arkadaşlarımı babaları okuldan alıyor sen neden beni hiç almıyorsun okuldan baba, bugün yüksek puan aldım baba bana hediye alır mısın?, Baba düştüm dizim acıyor dokunsan geçecek baba, saçım kötü mü kokuyor baba, neden beni hiç öpmüyorsun, saçımı okşamıyorsun. ' bunları sadece babama değil kendime de tekrarlıyordum. Biz çok geride kalmıştık hemde çok. Sarhoş haliyle bile benimle uğraşamayacağını, ses yaptığımı söyleyip giderdi. Ülkede kendini sevdirirdi. Herkes severdi, bende severdim. O güne kadar....
"Emir, bebeğim iyi misin? Daldın gittin. " İrkilerek baktım yanımda ki adama, seviyordum onu. Peki o? Seviyorum diyordu. Belki de seviyordur. Bu yaşıma kadar sevdiklerimi kaybettim, seni seviyorum diyenler bir gün beni terk etti. O da gider miydi? Beni bırakır mıydı? Gözlerimden düşen yaşlarla boynuna atlayıp kollarımı sıkıca sardım.
Tutamıyordum içimde ki çığlıklar kendini salamıyor, boğuyordu beni. Bağırmak istiyordum, o da olmuyordu. Hıçkırıklarım odayı doldururken çok hoşuma gitmişti. Bir insan hıçkırarak ağladığına sevinir miydi? Ben seviniyordum. En azından bir tepki gösteriyor bağıramasam da, çığlık atamasam da, böyle bastırıyordum yerlerini. Siyah gömleğine damlayan göz yaşlarım kendini belli ediyor olduğu yerin ıslanmasını sağlıyordu.
"Güzelim konuşalım hadi, konuş benimle lütfen. Ağlama artık bir tepki göster. Anlat bana her şeyi. " Kafamı omzundan kaldırdım. Karşılıklı oturuyorduk yatakta, sabah yan yana uyanmış mutlulukla izliyordum sevdiğim adamın yüz haltlarını. Huzurumu bozan telefon alt üst etmişti her zerremi. "Güzelim, sana söz verdim, o dosyayı daha açmadım. Sen anlat sonra birlikte bakalım eğer istersen babandan intikam bile alırsın. Ne bok yediğini öğrenirsin, ondan önce senden duymalıyım. O kağıtta yazanlar duygusuzca yazılar. Benim miniğimin Gözlerimin içine bakarak anlatması ise gerçek duygular. Anlat be güzelim. "
Kafamı olumlu anlamda salladım. Nerden başlayacaktım ki.
" 6 yaşındayken başlayan hayatımı anlatayım o halde sana. "
(Emir, 6 yaşında.)
"Annneee! Mumu bulamıyorum, Minti mi aldı acaba. ? " Oflayarak odaları gezmeye başladı küçük çocuk. Annesi pastanın başında küçük süslemeler yapıyordu. "Oğlum dün aldım sana verdim, nereye koydun iyi hatırla hadi. " Bir süre düşündü minik beden, ardından heyecanla ellerini çırpıp odasına koştu. Çekmecenin altında ki kitabı kaldırarak altında duran mumları aldı. Korkusundan buraya saklamıştı. İlk aldıklarında babası elinden alıp atmıştı çünkü. Sevmiyordu öyle şeyleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFİA -BXB
FanfictionGece arkadaşlarıyla eğlenmek için açtığı Instagram hesabından, Yer Altı'nın en korkulan ismini bulması hayatındaki en yanlış seçimiydi. kritik vaka: tombul tombul memeler Barankrdmr: Yine mi sen siktiğimin veledi //Texting //Düzyazı //+18 bölümler