Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
12. Kaybolan Yıldızlar
"Yıldızlarda kaybolmuş... Tıpkı, umutlarım gibi."
***
Elif ve Kenan, hâlâ kavak ağacının altında oturuyordu. Kenan, tam Elif'e bir soru sorucakken Barış'ın sesini duydu.
"Abi, yarım saattir seni arıyorum! Hem, siz ikiniz bu yaşlı ve çirkin ağacın altında oturmuş, ne yapıyorsunuz?"
Kenansa sinirli bir sesle, "Ağaç hakkında düzgün konuş! Hem, sen neden beni arıyorsun, acilen yapmam gereken işler var diyordun?" dedi.
Sevinçle gülümsedi Barış. "Bütün işlerimi hallettim, şimdide seni yemeğe çıkarıyorum!" dedi ve abisinin kollarını tuttu, Elif'in yardımıyla birlikte abisini tekerlekli sandalyeye oturttu.
Kaşlarını çattı Kenan, şüpheli bir sesle "Hayırdır, ne yemeği?" diye sordu.
"Zafer yemeği!"
Kendisine anlamaz gözlerle bakan Kenan'a göz devirdi. "Bütün işlerimi hallettim, onun şerefine de seni yemeğe çıkartmak istedim!" dedi, heyecanlı sesiyle.
"Ben, sizi daha fazla rahatsız etmeyeyim" dedi Elif. Tam gidicekken, hızlıca kolundan tuttu Kenan.
"Elif Hanım, sizde gelin isterseniz."
Anlamadığını belirten gözlerle baktı Elif.
Bunun üzerine, hemen açıklama yapmaya başladı Kenan. "Yani, o kadar yardım ediyorsunuz bana, teşekkür amaçlı dedim ben."
Tam Elif konuşacakken, araya girdi Barış. "Abi! Benim seninle konuşmam gereken özel konular var, baş başa gitsek olur mu? Sen, Elif Hanım'ı daha sonra teşekkür yemeğine çıkartırsın," dedi.
Kenan tam itiraz edecekken, "Benim hastanede işlerim var zaten, istesemde gelemem. Size afiyet olsun, yarın tedavide görüşürüz Kenan Bey!" dedi, Elif.
Gitmeden önce aklına gelen şeyle "Bu arada, ben, teşekkür ederim!" dedi ve bir cevap bile beklemeden hızlıca uzaklaştı.
Elif'in gidişini izleyen Barış, "Bu doktoru bulmakla yanlış mı yaptım acaba? Çok garip bir şey çıktı bu," dedi, alaycı bir sesle.
"Elif Hanım hakkında doğru konuş, Barış! Ne garipliğini gördün, kadının?"
Kaşlarını çattı Barış. "Hayırdır, abi? Sen bu kadına aşık mı oldun, hemen savunmaya geçmeler falan?" dedi, şüpheli sesiyle.
"Ne alakası var, Barış?! Bana yardımı dokunan birisinin ardından istediğin gibi atıp tutamazsın, izin vermem böyle bir şeye!"
Bunun üzerine Barış göz devirdi ve "Neyse, bugün çok keyifliyim, bunlarla hiç uğraşamam!" dedi ve abisinin tekerlekli sandalyesini sürmeye başladı.
