37. Son Lavantalar

111 16 126
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.






37. Son Lavantalar

"... Yüreğini kolla genç adam, yoksa ölmeden çürürsün."

"Artık çok geç, ihtiyar. Ölmeden çürüyorum."

***

Kazadan 4 Ay Sonra

Günler, kuvvetli bir rüzgârın peşinden sürüklediği beyaz bulut kümecikleri gibi birbiri ardından geçip gidiyordu ve genç adam, bunların sonunda muhakkak bir fırtınanın kopacağını hissediyordu.

Hissettiği gibi de oluyordu.

Yağışlı, donuk ve karlı bir kış akşamının karanlığında yalnızlığının hissettirdiği derinlik giderek artarken; bu koyu kimsesizlik onu, aydınlık ve ışıklı bir sabaha uzanmaktan men etmeye çalışıyordu.

Daha fazla bu duruma dayanacak gücü kaldığını hissetmiyordu, genç adam.

Bütün bu güçsüzlüğüne rağmense artık başına gelecek her şeye hazırlıklıydı. Daha doğrusu her şeye hazırlıklı olmak zorundaydı, bunu çok iyi biliyordu.

Ama çok zordu. Hiçbir şey olmamış gibi davranmak ya da her ihtimali göz önünde bulundurmak, kalbini sızlatmaktan başka bir işe yaramıyor, bu gerçeği hatırladığı her an, her saniye ona sadece geri dönülmez bir hasar veriyordu.

Kalbindeki bitmek bilmeyen sızıyı artık dindirmek istiyor fakat bir yandan da bu durumu kabulleniyor, yazgısına boyun eğmeyi tercih ediyordu.

Yaşadığı kalp sızısından temelli kurtulmak isteği geldiği zamanlarda kalbi onu hep aynı yere getiriyordu: içi çiçeklerle süslenmiş dükkana. Fakat bu yaptığı kalbini daha çok sızlatmaktan başka bir işe yaramıyordu. Ve bunun farkındaydı ama vazgeçemiyordu kendisini yavaş yavaş zehirlemekten.

Büyük bir heyecan ve mutluluk içerisinde aldığı bu dükkanın içerisindeki bütün çiçekler birer birer solmuş, hepsi anlamını ve güzelliğini zamanla kaybetmeye başlamıştı. Genç adamın canını sıkan konulardan bir diğeri ise tam olarak buydu. Fakat elinden solmuş çiçekleri izlemek dışında hiçbir şey gelmiyordu. İstese gelirdi ama bunu yapmayı hiç istemiyordu.

Belki de o, her şeyin zamanla solup gittiği bu dünyada, çiçekleri canlı tutmaya çalışarak vakit kaybetmek istemiyordu.

Gerçi, kendisini canlı tutmaya çalışarak da vakit kaybetmek istemiyordu.

Şimdiyse, her zaman olduğu gibi yine yere çökmüş, kendisinden yukarıda kalan solmuş çiçeklere boş ve yorgun gözlerle bakıyordu. Zaman zaman gözleri farklı çiçeklere odaklanıyor, fark etmediği yaşlar gözlerinden birer birer akıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 10 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bitti Rüya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin