26. Güneş Çiçeği Tarlası
'Umutsuzluğu ilk kez hissetmiyordu fakat sesini ilk kez duyuyordu.'
***
"
Neredeyim ben, burası neresi?" derken, etrafta gezinmeye başladı, genç adam.
Bir süre sonra mezarlığa gelmiş olduğunu fark etti fakat buraya nasıl geldiğini hatırlamıyordu bile.
Korku dolu bakışlarla etrafa bakarken, bir çıkış yolu aramaya başladı.
Yere dökülmüş solmuş yaprakları birer birer ezip geçerken, aniden karşısına çıkan şeyle adımları durdu.
Gördüklerine inanmak istemeyerek, hızlıca, biraz ilerisinde duran mezara baktı.
Kardeşinin adı yazıyordu mezar taşında.
"Hayır, hayır!" diyerek, bakışlarını farklı bir noktaya çevirdi.
Fakat nereye dönerse dönsün, kabul etmesi gereken gerçek buymuş gibi, etrafta kardeşinin mezarından başka bir şey göremiyordu.
Gözlerini sımsıkı kapatırken, yabancısı olduğu bir ses duydu.
"Katilsin sen, kardeş katili!"
Başını iki yana salladı, Kenan. "Hayır, hayır!" diye bağırırken, kulaklarını sımsıkı kapattı.
Az önce duyduğu ses, bu sefer: "Sen kardeşini öldürdün!" diye bağırdı.
Gözlerinden birer birer yaşlar süzülürken, mavilerini gökyüzüne çevirdi.
"Bak! Gökyüzünde bir tane bile yıldız yok, neden, biliyor musun?"
"Hayır," diye fısıldadı, genç adam.
"Sen sadece kardeşinin değil, yıldızlarında katilisin!"
"Hayır, hayır! Ben pişmanım, gerçekten çok pişmanım!" diye sayıklarken, gözlerini açtı ve hızlıca yattığı yerden doğruldu.
"Kabusmuş," dedi, güçsüz sesiyle.
Soluk soluğa kalmışken, etrafını incelemeye başladı ve o sırada koluna takılmış olan serumu fark etti.
Tam o sırada "Kenan Bey, uyanmışsınız!" diyerek, odaya giren hemşireye baktı.
"Ne oldu bana?" diye sordu.
Hemşire, "Ufak bir baygınlık geçirdiniz ama merak etmeyin, şuan durumunuz iyi!" derken, bitmiş olan serumu çıkarttı.
Serum çıkar çıkmaz, yattığı yerden kalktı, Kenan. "Teşekkür ederim, hemşire hanım!" dedi ve bir cevap bile beklemeden, dışarı çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitti Rüya
FanficRüya içinde rüya, Rüya içinde kabus, Hayat içinde insan, İnsan içinde hayat...