28. Solmuş Papatyalar
"...Eğer insanlar bu kadar kötü olmasaydı, papatyalar masumiyetini kaybedip solmazdı."
***
"Tamam. Ağladık, üzüldük ama şimdilik bu kadarı yeterli. Daha yüzleşmem gereken birisi var."
Kötü bir şey olmasından korkan Cemile, tereddütlü bir sesle, "Emin misin, Kenan abi?" diye sordu.
Birkaç saat önce yaşamış olduğu acıyı ve güçsüzlüğü şimdilik bir kenara bırakmış, sadece Ahmet'i yakalatmaya odaklanmıştı Kenan.
"Eminim," dedi, kararlı sesiyle ve ayağa kalktı.
"Sen Veysel'in yanına git, yalnız kalmasın."
Bu zamana kadar kendisini yalnız hissetmiş olduğu için, şimdi uyanıp, etrafında kimseyi görmezse eğer üzülür diye düşünüyordu.
Cemile'nin içinde büyük bir korku ve tereddüt olsa bile Kenan'ı başıyla onaylayıp, tarlanın çıkışında kendisini bekleyen otobüse doğru ilerledi.
Geride tek başına kalan Kenansa, önce Sezai'yi aradı.
"Alo, Sezai?"
"Efendim?"
"Yaklaşık bir yarım saat sonra polislerle birlikte attığım konuma gel, tamam mı?"
"Neden, ne oldu? Yoksa Ahmet kötü bir şey mi yaptı?" dedi, korku dolu bir sesle.
"Hayır. Bu sefer bir şey yapacak olan Ahmet değil, benim," dedi, kararlı sesiyle ve cevap vermesini bile beklemeden telefonu Sezai'nin yüzüne kapatıp, bulunduğu yerin konumunu attı.
Daha sonra Ahmet'i aradı.
"Alo, Ahmet?" dedi, üzgün tutmaya çalıştığı bir sesle.
"Efendim, Kenan?"
"Yanıma gelebilir misin? Sana ihtiyacım var."
"Hemen geliyorum, Kenan. Sen hâlâ tarlada mısın?" dedi, aceleyle.
"Evet," dedi ve telefonu Ahmet'in suratına kapatıp, beklemeye başladı.
Veysel bu tarlayı kendisine hediye ettiği ilk zamanlar, üçü birlikte buraya gelmiş ve beraber çok güzelvakit geçirmişlerdi.
Birkaç kez daha Ahmetle birlikte buraya gelmişlerdi fakat bugün burada birlikte vakit geçirmeyeceklerdi.
Kararlıydı, Kenan. Ne olursa olsun, bugün Ahmetle yüzleşecek ve daha sonra Ahmet'i polislere teslim edecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitti Rüya
FanfictionRüya içinde rüya, Rüya içinde kabus, Hayat içinde insan, İnsan içinde hayat...