Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
7.Kahverengi Korkusu, Gelincik Kokusu
"Hangi rüzgâr alıp, götürdü seni benden?"
***
Sabahın erken saatlerinde kalkmıştı Veysel, bugün abisine sürpriz yapacağı gündü. Hızlıca hazırlandı ve abisine haber bile vermeden evden çıktı.
Telefonunu cebinden çıkartıp, oyuncakçıyı aradı. Telefon açılır açılmaz, "Abi! Benim acilen halletmem gereken bir iş var, sen balonları atacağım konuma götürebilir misin?" diye sordu. Bir süre düşündü oyuncakçı, en sonunda "Tamam, olur. Sen at konumu, ben birazdan götürürüm," dedi ve kapattı.
Bu seferde çiçekçiyi aradı Veysel.
"Alo, Veysel! Bir şey mi oldu?" diye sordu.
"Bir şey olmadı abi ama benim acilen halletmem gereken bir iş var, sen çiçekleri hazırladıysan eğer, atacağım konuma götürüp, güzelce yerleştirebilir misin?" diye soran Veyselle sıkıntılı bir nefes verdi çiçekçi. "Çiçekler hazır ama benim araçta arıza vardı, nasıl götüreceğim ki?" diye sordu.
Bir süre düşündü Veysel, daha sonra aklına gelen fikirle, "Oyuncakçı da atacağım konuma gidicekti. Numarası varsa eğer rica et senide alsın, yoksa eğer ben arayayım," dedi.
"Var, var! Ben şimdi ararım onu," dedi ve telefonu kapattı.
Hızlıca pastaneye gitti Veysel, "Abi! Pasta hazır oldu mu, yetişti mi?" Bir gün önce, kahvaltı hazırlamak yerine, pasta yaptırmaya karar vermişti.
"Tamam abi ama hızlı ol, birazdan geliceğiz abimle. Bir de pastayı götürdükten sonra, kutudan çıkartabilir misin?" diye sordu. Kafasıyla onayladı pastaneci.
Her şey çok güzel gidiyordu, hiçbir sıkıntı yoktu, bunun verdiği rahatlıkla gülümsedi Veysel.
Hemen telefonunu çıkardı ve doktoru aradı.
"Doktor hanım, ben sürprizi hazırladım sayılır. Şimdi abimi alıp, sürprize gideceğim; sonra da sizin yanınıza gelip, abimi sizinle tanıştıracağım. Haberiniz olsun istedim," dedi ve "Tamam," cevabını alınca kapattı telefonu.
Şimdiyse abisini almak için eve gidiyordu.
*** Yavaşça gözlerini açtı Kenan, bir süre etrafına bakındı. Tanımadığı bir odada yatıyordu, bu durum kaşlarını çatmasına neden oldu.
"Barış, Barış!" diye bağırdı, bir cevap bekledi ama istediğine ulaşamadı. Yavaşça, yatağın yanındaki tekerlekli sandalyeye uzanmaya çalıştı ama başaramadı.
