27. İki Çiçek Arası
Kalbini yakıp yıkan pişmanlık, iki çiçek arasında sıkışıp kalmıştı.
***
Hayattan vazgeçmek...
Neden hayattan vazgeçerdi ki insan?
Onu ayakta tutan umutları, kalbini birer birer terk ettiği için mi; yoksa onu ayakta tutan umutlarını, artık kalbinde istemediği için mi?
Hangisi daha çok can acıtırdı?
İnsan, bu sorunun cevabını hiçbir zaman bilemez, kesin bir cevaba asla ulaşamazdı.
"Kardeşin o gün kaza yapmamış, intihar etmiş."
Aynı cümle beyninin içinde dönüp dolaşıyordu.
Sanki duydukları zihninin derinliklerindeki labirentte kaybolmuş, bağırarak çıkış yolunu arıyordu.
"Kenan, iyi misin?"
İyi miydi?
Kardeşinin kendisi yüzünden hayattan vazgeçtiğini öğrenen bir abi, ne kadar iyi olabilirdi ki?
"Kenan, bir şey söyle! Yanına gelmemi ister misin? Gerçi niye soruyorsam, hemen geliyorum ben!"
"Gelme, istemiyorum."
Kardeşi acı çektiği zamanlarda yalnızken, kendi acısını başkalarıyla paylaşmayı bencillik olarak görüyordu.
Zaten, yıllardır arkadaşım dediği insandan şüphe eder duruma gelmişti.
Telefonu Ahmet'in suratına kapattı ve elinde sımsıkı tuttuğu deftere baktı.
Kim bilir, neler yazmıştı kardeşi bu defterin içine?
Kim bilir, yaşadığı kaç acıyı sığdırmıştı bu deftere?
Nefes alıp, vermenin güçleştiğini hissetti ve elindeki sımsıkı tuttuğu defterle birlikte kulübenin içine girdi.
İçeri girer girmez gördükleri karşısındane yapıcağını bilemedi.
Havası inmiş balonlar, solmuş bir sürü lavanta, birkaç çeşit çiçek ve bütün solmuş çiçeklere rağmen, capcanlı durabilen gelincikler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitti Rüya
FanficRüya içinde rüya, Rüya içinde kabus, Hayat içinde insan, İnsan içinde hayat...