204. yere düşüşümde her tarafım ağrıyordu. Yerden kalkacak gücü kendimde bulamayınca Alicia'ya yalvaran gözlerle bakmaya başlamıştım. O ise sabır diler gibi gökyüzüne baktı ve tekrar bana bakıp elini uzattı. Ayağa kalkarken yalvaran gözlerimi ona dikmeye devam edip "Başka bir harekete geçemez miyiz?" Dedim. O ise kollarını göğsünde birleştirip olumsuz anlamda kafasını iki yana sallamaya başladı. Sıkıntılı bir şekilde nefesimi dışarı üfledim ve Alicia'nın 204 kere gösterdiği pozisyonu tekrar aldım. Alicia "Bak düşmanın karşında sana saldırmaya hazırlanırken onun vücuduna değil gözlerinin içine bak ve oraya odaklan. Gereçekten odaklanmayı başardığın zaman çevrendeki havanın hareketliliğinden saldırının nereden geldiğini anlarsın. Sadece odaklan. Bir kez daha aynı hareketi yapıcam." Dedi. O da karşımda pozisyonunu alınca onun tehditkar gözlerine bakmaya çalıştım. Birbirimiz etrafında dairesel çizgiler çizerken ben hala gözlerinin içine bakıyordum. O kadar odaklanmıştım ki kendi kalp atışlarımdan başka hiç bir şey duymuyordum. Birden hayatım boyunca hiç hissetmediğim bir yoğunluk hissettim etrafımda. Çeşit çeşit kokular ve toz parçacıkları asılıydı bu yoğunlukta. Ben her hareket ettiğimde hareketimle birlikte hareket ediyorlardı dans eder gibi. Onun gözlerine o kadar odaklanmıştım ki her hangi bir hareketi hissedecek gibi hissediyordum kendimi. Aniden solumdaki havanın hareketlenmesiyle oraya doğru yöneldim ve bana doğru gelen tekmeyi savuşturmak için havadaki bacağı elimle tutup kendime çektim ve diğer bacağına tekme atıp yere düşmesini sağladım. Yerde yatan Alicia'ya bakınca zaferin benim olduğunu anladım ve yerimde zıplayıp kollarımı havaya kaldırdım ve "Evet! İşte bu! Başardım!" Diye bağırdım. Alicia'ya dalga geçen bir sesle "Bu seferde yerde yatan sensin." Dedim ve gülerek kalkması için elimi uzattım. O da elimi tutartumaz ayağı kalktı ve beni bacağıma çelme takarak yere düşürdü. Ben yeri boylayıp düşerken bu sefer Alicia dalga geçip "Erken konuşmamalısın." Dedi ve kendini bilmiş bir şekilde gülümsemeye başladı. Bende oflayıp tıslayarak yerden kalktım. Alicia ciddi bir ifadeyle bakarak "Bu hareketi bir kaç kez daha yapalım. Sonra diğer hareketlere geçip bugünkü dersimizi bitirelim." Dedi. Kafamı olumlu bir şekilde salladım. Savunma pozisyonuna geçmeden önce diğer dövüş hareketi öğrenenlere baktım. Harry benden daha iyi dövüşüyordu. Hızlı ve çevik hareketleri vardı. Niall, Louis, Zayn, Serena ve Liam da çok iyi dövüşüyorlardı. Aliciaya bakıp "Hadi başlayalım." Dedim. İlk hareketin hepsinde Aliciayı ben düşürdüm. Sanki gittikçe güçleniyordum. Diğer hareketleri de öğrendikten sonra saate baktım. 3 saat çalışmıştık. Bende bir gariplik vardı. Sanki içimdeki enerji durmadan artıyordu. Kalp atışlarım artacağı yerde daha da yavaşlamıştı. Neler olduğunu anlamıyordum. Dikkatimi çevreme vermeye çalıştım. Herkes dağılıyordu. Zayn ve Harry koyu bir muhabbete girmişlerdi. Louis Liamla dalga geçip gülüyordu. Niall ortalıklarda gözükmüyordu. Nerede olduğunu merak etmiştim. Herkes normal gözüküyordu. Bir tek bende bir anormallik vardı ve ne olduğunu hala anlayamamıştım. Bana doğru gelen Astriaya gidip sarıldım. Oda bana gülümseyip sıkıca sarıldı. Gülümseyerek " Nasıl geçti? Yapamadığın bir hareket oldu mu?"
Dedi. Bende " Bir tanesinde zorlandım ama sonra onu da yaptım." Dedim. Asteria koluma girip "O zaman şimdi özel gücünle ilgili çalışmalar yapabiliriz." Dedi ve beni yanında bilmediğim bir yere götürmeye başladı.Kısa bir süre sonra geniş yeşil bir alana geldik. Bu geniş yeşilliğin ortasında elinde bir kitap tutan Niall vardı. Demek buradaydı. Bizi görünce gülümsedi. Yanına gittiğimizde bana bakarak "Hazır mısın? " dedi. Kafamı olumlu anlamda sallayıp ne yapacaklarını beklemeye başladım.
Niall gözlerimin içine bakarak "Gözlerini kapa." Dedi. Onun dediğini yapıp gözlerimi kapadım. Niall devam edip " Şimdi etraftaki seslere odaklan. " dedi.
Dediğini yapıp seslere odaklandım.
Ormandaki her sesi duyabiliyordum. Hayvanları, bir sürü minik kalbin atışını ... O seslere daha da odakladım. Kendimi ormanın merkezindeki yaşlı ve kökleri ormanı kaplayan bir ağaç gibi düşündüm. Sonra benden bir sürü sarmaşığın uzanıp ormanın her yerine dağıldıklarını hissettim. Ormanda, hayal ettiğim bu sarmaşıklara değen her şeyi, her kıpırtıyı hissediyordum. Gözlerim kapalı olmasına rağmen aklımda küçük bir resim çizilmişti.
Çok zaman geçmeden bir kolun yukarı doğru hareket ettiğini ve etraftaki havanında onla birlikte kıpraştığını, sivri keskin bir şeyin havayı keserek hızla bana doğru geldiğini hissetim. Tam yüzüme bir santim kala elimi kaldırıp yumuşak bir hareketle onu tutmuştum. Gözlerimi açtığımda elimde tuttuğum sivri şeyin keskin bir bıçak olduğunu gördüm. Gözlerimi Niall ve Asteriaya çevirdiğimde bana şaşkın bir şekilde baktıklarını gördüm.
Asteria "Başardı." Diyip Nialla baktı.
Niall eski ciddiyetine dönüp "Ben demiştim sana. Boşuna iptal edecektik bir de bunu. " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who Am I?
VampireKaderime karşı gelemezken hayalin ne önemi var ki ? Benim kaderim tek bir duygudan ibaret . O da acı. Bütün sevdiklerimi kaybettim. Duygularım tek tek benden silinirken kimse yoktu yanımda hiç kimse . Duygusuz bir canavara dönüşmeye yüz tutmuştum.Ta...