"Emrinizdeyiz prenses"-34

321 23 20
                                    

Yarıbaygın bir şekilde Harry'nin kucağında etrafa bakmaya çalışıyordum. Nereye gittiğimizi gözlerim bulanık gördüğü için pek anlayamıyordum ama evin yakınlarında ki ormanlık bir yerdeydik. Etrafta ki kuşların cıvıltılarını duyabiliyordum. Güneşin daha yeni doğduğunu haberdar eden bir kızıllık hakimdi gökyüzüne. Hava yakıcı bir soğuklukla ciğerlerime giriyordu. Vücudum soğuk havanın dokunuşuyla ürperip titriyordu. Kalbimin fazla kan kaybettiğim için yavaşlayan atışlarını duyabiliyordum. Bedenim o kadar yorgun ve zayıfı ki birden eriyip Harrynşn kollarından düşeceğimi sanmıştım. Harry'e daha sıkı sarılmak istedim ama kollarım lastik gibi aşağı sarkmışlardı. Kollarıma ulaşamıyordum. Her geçen saniye vücudum daha da hissizleşiyordu. Cansız bir bez bebek gibiydim. Hissettiğim tek şey kalbimin üstündeki kanayan ve acıyan yaraydı.

Kulaklarıma coşkun ve canlı bir şelalenin sesi geliyordu. Bu sesi gittikçe daha yakınımda hissedince şelaleye doğru gittiğimizi anlamıştım. Bedenimin yavaşça aşağıya suyun içine doğru çekildiğini hissediyordum. Birden bedenime çarpan soğuk su yarama dokununca acıyla bağırmıştım. Suyun etkisiyle acı gitgide alevlenmek yerine o da yerini hissizliğe bırakmayı tercih etmişti. Ciğerlerimden boşalan hava daha da gevşememe neden olmuştu. Sanki bende moleküllerime ayrılıp suyun yapısına karışmıştım. Vücudum suyun hareketiyle yosun gibi dalgalanıyordu. Tam mayışıp gözlerimi kapatıyordum ki bedenimin sudan çıkarılıp soğuk havanın sert bir şekilde vücuduma çarpması kendime gelip ayılmamı sağlamıştı. Bütün hislerim hızla geri gelirken yaramın dayanılmaz acısı da geri gelmişti. Acı dolu bir bağırışla Harry'nin kollarına sıkıca tutundum ama Harry'nin kolları gevşeyip beni çimlere bırakmışlardı.

Islak vücudum üzerine vuran soğuk rüzgarın etkisiyle tirtir titriyordu. Bir kumaşın yırtılma sesi kulaklarıma dolmuştu. Harry'i yanıma yaklaşıp koparttığı kumaşı yaramı kapatacak bir şekilde sardı. Kumaşa düğüm atıp beni doğrulttu ve arkadaki bir taşa yasladı. Gözlerimi zor da olsa Harry'nin bana bakan sert yüzüne çevirdim.

-Tek benim kanımla mı beslenebiliyorsun?

Kafamı zayıf bir hareketle onaylarcasına salladım. Harry kana bulanmış bileğini ilk önce suda temizledi ve sonra ağzıma doğru yaklaştırdı. Gözlerim bileğine odaklanırken vampir dişlerim çoktan ortaya çıkmışlardı bile. Dişlerim bileğini delerken o sakin bir şekilde beni izliyordu. Harry melez olduğu için soğuk bir kana sahipti ama vücudumun ısısı o kadar düşmüştü ki boğazımdan akan kan bana sıcak gelmişti. Kanı büyük bir iştahla içerken bedenimin canlandığını ve eski sağlığına kavuştuğunu hissedebiliyordum. Yaramda ki acı yok denecek kadar azalmıştı. O kadar acıkmıştım ki ellerim Harry'nin bileklerini benim isteğim dışında sıkıca tutmuşlardı. Yeteri kadar kan aldığım da dişlerimi etinden çıkardım ve ağzımı sildim. Vücudum sanki hiç yaralanmamış gibi canlı ve kuvvetli bir hal almıştı.

Harry'e bakarak hırıltılı sesimle

-Teşekkür ederim. Demiştim.

O ise bana aynı şekilde bakmaya devam ediyordu. Sanki birbirimizi tanımıyorduk. İlk kez tanışıyormuşuz gibi aramızda elle tutulabilir bir soğukluk vardı. O teşekkürümü duymamış gibi başka bir konudan bahsederek

-Neden ailemi canlı canlı yakarak öldürdün? Demişti. Şimdi gözlerinde boş bir ifade yerine korkudan bir yere sinmeme neden olcak kadar düşmanca bir ifade ve nefret vardı.

Anlamamış ve dehşete düşmüş bir şekilde ona bakmaya başladım. Ben onun ailesini öldürmemiştim ki. Kadının bahsettiği beni kötü gösterdiği anılardan biri bu olmalıydı. Beni Harry'nin ailesini öldürürken mi göstermişti? Birden ürperirken Harry'nin benden bir cevap beklediğini hatırladım. Ne demeliyidim ? Gerçekleri söylemeli miydim? Çünkü ailesini ben öldürmemiştim. Ailesini kendi öldürmüştü. Yeni tanıştığımızda bana kendisinin vampire dönüştüğü zamanda kan tutkusunu kontrol edemeyip ailesini öldürdüğünü söylemişti. O bunu söylediği zaman onun acısını elle tutulabilir bir şekilde hissetmiştim. Bu yüzden şimdi ona gerçekleri söylemek istemiyordum. Onun unuttuğu bir acıyı ona bir daha hatırlatamazdım. Gerekerise kendimi suçlu göstermeye devam edebilirdim. Onun gözlerinin içine baktım ve

Who Am I?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin