ELENANIN ANLATIMINDAN
Davide şaşkınlıkla bakıyordum. Bu konuyu didiklemek istiyordum. Ne olduğunu anlamak istiyordum. Ama yapamıyordum. Çünkü acı çekiyordum. Sağ kolum hala ağrıyordu. Çığlık atınca annem yanıma geldi ve sağ kolumu tutup inceledi. Aynısını sol kolumada yaptı.
Bana soru soran gözlerle baktı ve
-Bunların anlamı ne ? Dövmelerin normal vampirinkinden farklı.
-Bilmiyorum.
Ardından tekrar çığlık attım. Ne olduğunu ben de bir bilsem! Anlamıyordum ama sanki kolumu biri kırıyormuş gibi acıyordu. Sonra bir den acı kesildi ve içime bir rahatlık doldu. Derin nefes aldım ve sonra verdim.
-Peki en son ne zaman çıktı bunlar?
-Bu gün.
Daha fazla konuşamıyordum çünkü titremeye başlamıştım. Sinirleniyordum. Kan istiyordum. Vaktim gelmişti ve geçiyordu da! Gerçek Elena tekrar derinliklere indi.
Yine kontrolümü kaybediyordum. Nefes alış verişim hızlanmıştı. Tırnaklarımı sandalyeye geçirdim. Dişlerim uzuyordu. Hissediyordum. Dayanamıyordum. Yine kendimi kaybettim. Gözüm kör olmuştu sanki. Annem korkmuş bir şekilde önümde dizlerinin üstüne çökmüş ellerimi tutuyordu.
-Elena dayanmak zorundasın!
Anneme istemsiz bir şekilde tısladım.
-Hayır!
Şimdi de hayvani bir şekilde bağırıyordum.
Sandalyeyi sarsmaya başladım. Kelepçelerden kurtulmaya çalışıyordum.
Annem ellerimi sıktı ve
-Elena dayanmak zorundasın! O canavarı deliğine geri göndermelisin! Şimdi konsantre ol. Derin bir nefes al ve sonra ver. Bunu 5 saniye aralıklarla yapmanı istiyorum.
Annem ne kadar konuşursa ben o kadar sinirleniyordum ve sandalyeyi daha da sarsıyordum.
-Hayır , hayır , hayır !
Bağırmaya devam ediyordum. Sandalye o kadar dayanıklı bir malzemeden yapılmıştı ki kırılmıyordu.
-Lanet olsun ! İstemiyorum!
Şimdi de ağlamaya başlamıştım. Bağırmaya ve tepinmeye devam ettim.
Annem tekrar elimi sıktı.
-Elena bunu başaracağını biliyorum. Sen güçlü bir kızsın. Sen benim kızımsın. Biliyorum çünkü Elena sen bu değilsin. Sen bir canavar değilsin.
Bu sözler aklıma birini getirmişti.
Bu aklıma gelen kişi ise içime yeni bir duygu ekmişti şimdi. Özlem ve aşkla karışık bir duygu.
Kokusu... Elma kokusu burnuma dolmaya başladı. Yumuşak saçları, dokunmaya kıyamadığım saçları. Zümrüt yeşili gözleri ... En çok gözleri beni etkiler, en çok gözleri içime işlerdi. Yanımda değildi ama sanki o yanımdaymış gibi hayal ettim. Gözlerimi açtığımda annem ve kardeşim olduğunu öğrendiğim David yerine sadece o vardı. Harry ...
Benim meleğim. Bana bakıyordu. Gözlerimi kırpıştırdım. Bu bir hayal miydi? Yoksa gerçek miydi? Zümrüt yeşili gözleri karşımdaydı. Bana gülümsedi ve o muhteşem gamzeleri ortaya çıktı. Güzelliğinden afallamıştım. Elimi uzattım ama dokunamadım. Elimi uzatınca daha çok uzaklaşıyordu. O yüzden sadece çaresizce Harrye baktım.
-Harry ben çok üzgünüm . Yapamadım. Ben...
Harry beni susturmak için parmağını dudaklarıma değdirdi. O bana dokunabiliyordu. Ama ben ona dokunamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who Am I?
VampireKaderime karşı gelemezken hayalin ne önemi var ki ? Benim kaderim tek bir duygudan ibaret . O da acı. Bütün sevdiklerimi kaybettim. Duygularım tek tek benden silinirken kimse yoktu yanımda hiç kimse . Duygusuz bir canavara dönüşmeye yüz tutmuştum.Ta...