Arkamı döndüm ve babama baktım. Babam bana bakarak:
-Doğru seçim. Dedi.
Gece karanlığında kimse babamı göremezdi ama ben vampir olduğum için görebiliyordum. Hatta yüzünde ki o iğrenç gülümseyi bile görebiliyordum. O gülümsemeyi yüzünden silmek için yüzünü parçalamak binbir parçaya bölmek istiyordum. Bana çektirdiği acılar yüzünden onun da acı çekmesini istiyordum. Ama yapamazdım. Çünkü eğer yaparsam sevdiğim ve değer verdiğim herkesi öldüreceğini biliyordum. Arkamdan birilerinin geldiğini duydum ama hiçbir tepki vermedim. Gelip ne yapıyorlarsa yapsınlar. Yeter ki sevdiğim ve değer verdeğim insanlara zarar vermesinler . Arkamdan gelenler sertçe kollarımı kavradılar ve biri bayılmamı sağlayacak kadar sert bir darbe indirdi kafama .
Uyandığımda kendimi pis bir zindan da kollarımdan tavana zincirlerle asılmış halde buldum. Ama burası Zayni getirdikleri yer değildi. Beni başka bir yere getirmişlerdi. Demir parmaklıklarla dolu pencerelerden dışarı baktım.
Evet burası başka bir yerdi. Dışarıda boylu boyunca büyük sonu gözükmeyen bir deniz uzanıyordu. Ay ışığı denize yansıyordu. Sonsuz denize bakarak:
-Özür dilerim Harry. Beni affet. Dedim.
Harry beni bulamayınca delirecekti. Hatta bana çok kızacaktı. Belki beni unutur. Beni unutması onun için daha iyi. Unutup yeni bir hayata başlar. Ama içimdeki ses:
Hayır Elena salak mısın ? Harrynin seni unutacağını sanıyorsan çok beklersin. O sana deli gibi aşık ve sen yanında olmadığın için onun hergün canı yanacak. O acı çekecek Elena ...
Hayır ! Kes sesini iç ses ! O bensizde devam edebilir. Bunu yapabilir! O güçlü bunu biliyorum. O bensiz daha iyi olacak. İç sesimle kavga ederken kilit sesi geldi. İçeri babamla adamları girdi.
Babam karşımda durdu ve yine pis gülümsemelerinden birini kullanarak
-Hazır mısın kızım? Dedi.
Ben cevap vermek yerine yüzüne tükürdüm. Bu ufak bir tepkiydi ama hiç değilse yüzündeki o iğrenç gülümsemeyi silmişti . Yüzündeki tükürüğümü sildikten sonra bana sert bir tokat attı. Tokatın etkisiyle yüzüm sağ omzuma düştü.
Adamlara el işareri yaptı ve adamlar beni zincirlerden ayırarak kollarımı sıkıca tuttular. Yürümemi bekliyorlardı ama yürümeyecektim. Küçükte olsa işlerini zorlaştırmaya çalışıyordum. Onlarda yürümeyeceğimi anlamışlardı ve beni kollarımı bırakmadan sürüklemeye başladılar. En sonunda bir odaya geldik. İçerisi korkunçtu. Her türlü işgence aleti vardı. Odanın ortasında işgence ettikleri kişiyi yatırdıkları taş bir tabletleri vardı. Taş tabletin üstünde demir kelepçeler vardı.
Babam gülerek
-Korkma sana sadece o aletlerin birisini uygulayacağız.
Beni babamın bu sözünün ardından taş tabletin üstüne yatırdılar. Kollarımı kelepçelere geçirip kilitlediler. Aynı zamanda ayaklarımı da. Yerimde çaresizce kıpırdandım. Demirler vampir gücüne dayanıklıydı. Babam bir kamera çıkardı ve beni çekmeye başladı.
HARRYNiN ANLATIMINDAN
İçimdeki bir huzursuzluk yüzünden uykumdan uyandım. Elena diye mırıldanıp yatağın sol tarafına elimi uzattım. Ama ellerim Elena yerine yatağın çarşafını tuttu. Gözlerimi birden açtım ve yataktan hızla kalktım. Hızlı adımlarla aşağı indim. Kulübeyi alt üst ettim. Hiç bir yerde yok ! Yok ! Çocuklar kulübede gürültü yaptım diye uyanmışlardı ve bana soru soran gözlerle bakıyorlardı. İçimdeki sinirin kendini göstermeye başladığını hissediyordum.Kendimi soğuk gecede dışarı attım. Ormanın her yerine baktım. O gitmişti. Beni dinlememişti. Önümdeki ağacı devirene kadar tekmeledim. Beni durduran bir el oldu. Arkamı hızla döndüğümde arkamdakinin Zayn olduğunu gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who Am I?
VampireKaderime karşı gelemezken hayalin ne önemi var ki ? Benim kaderim tek bir duygudan ibaret . O da acı. Bütün sevdiklerimi kaybettim. Duygularım tek tek benden silinirken kimse yoktu yanımda hiç kimse . Duygusuz bir canavara dönüşmeye yüz tutmuştum.Ta...