Bölüm-1
Başucumdaki çalar saatim hiç susmadan çalıyordu.Bir an saati tekmelememek için kendimi zor tuttum.Bugün pazartesiydi.Okulun ilk günü.Okuldan gerçekten nefret ediyordum.Birde bu yetmezmiş gibi sabah saat 6.00 da kalkıyordum.Ah Tanrım kim bu saatte kalkar ki?Yatağımdan kalkıp banyoya girdim.Aynada kendime baktım.Yüzüm ve saçlarım gerçekten çok berbattı.Siyah saçlarım birbirine dolaşmış, yüzüm ve gözlerim şişmişti.Kendimden iğrendim.Hemen duş aldım.Kendime çeki düzen verdim.Şimdi biraz daha insana benzemiştim.Üstümü giyip aşağı annemin yanına gittim.Babam annemi ben 7 yaşındayken terketmişti.Babam gittikten sonra annem tekbaşına 10 yıl boyunca bana baktı.Babamdan nefret ediyordum.Bir sarışın sülük yüzünden bizi terk edip gitmişti.Annem mutfakta oturmuş sabah haberlerini izliyordu.Annemin yanına gidip yanağından öptüm.
-Günaydın anne.
-Günaydın tatlım.
Canım kahvaltı yapmak istemiyordu.
-Anne kahvaltı yapmasam.Canım hiç istemiyor.Okulda yerim.Ben şimdi gidiyorum.Kendine dikkat et.
-Tamam tatlım.Okulda başarılar.
Tekrar annemi öpüp kapıya yöneldim. Çantamı alıp kendimi Londranın serin ve temiz havasının hakim olduğu güzel sokaklarına attım.Sokaklarda benim yaşlarımda öğrenciler sırtlarında çantalarıyla okula doğru gidiyorlardı. Okula varırvarmaz Serenanın saldırısana uğradım.Serena beni görür görmez koşup sarıldı.
-Hey Elena ne olduğunu bilmelisin sabah okula gelirken Jacki gördüm.Ve yanında kim vardı sence Muz kafa Ashley.Sen beni dinliyor musun ?
-Evet sadece dalmışım.Ashley mi ? İnanamıyorum o sürtükle birlikte mi?
Sen Jack yerine başka birini görmüş olmayasın.
-Eminim Jackti.Hatta emin olmak için uzun bir süre baktım.Bakarken düşüyordum bile.
-Anlaşılan bugün Jacki bulup olan biteni öğrenmemiz lazım.
Jack bizim en iyi arkadaşımızdı.Biz Ashleyden bu kadar nefret ederken Ashleyle nasıl çıkabilirdi ki.
Serena ile sınıfa girip boş sıralardan birine oturduk.Dersler sıkıcı geçti.Dersten çıkıp öğlen yemeğine gittik.Okulun yemekhanesindeki masalardan birinde birbirlerine sarılıp koklaşan iki kafa gördük.Serena ile ben birbirimize baktık.Serena her zaman ki ben demiştim ifadesiyle bana baktı.
-Ben sana demiştim demek istemiyorum ama öyle ben sana demiştim.dedi.Onların oturduğu masayı göstererek.
Yemekleri alıp onlara yakın bir masa seçtik.Hâla inanamıyordum.Jack bunu nasıl yapardı.Üstelik o da Ashlyden nefret ediyordu.
Bizi satmıştı bir sürtük için ama onu şuçlayamazdım.Aşkın nereden geleceği belli olmuyor.Yemeğime döndüm.Sabahtan beri hiçbir şey yememiştim ve karnım zil çalıyordu.Hayvani bir şekilde soslu makarnayı yemeğe başladım.Kafamı kaldırdığımda Serena bana şaşkınlıkla bakıyordu.Haklıydı kendimi kaybetmiştim.Kendime çeki düzen verdim.Boğazımı temizledim ve konuşmaya başladım.
-Sabah kahvaltı yapmadım.Çok mu berbat yedim ?
-Eh işte.
Serena kafasını kaşıyordu.Serena kafasını kaşıdığı zaman yalan söylediği anlamına geliyordu.
-Anladım berbattı.
-Seni ilkez böyle gördüm.İyisin değil mi?
-Dedim ya sadece kahvaltı yapmadım.
Bunu söylerken biraz bağırmıştım.Aklıma bir sürü kontrol edemediğim duygu geliyordu.Bir an mutlu oluyordum.Bir an sinirli ve şimdide ağlamak istiyordum.
Serena bana ürkmüş ve şaşkın halde bakıyordu.
-Özür dilerim.
-Önemli değil.Sen iyi misin? Rengin solmuş.
-Ben ben ...
İşte olan oldu.Göz yaşlarım gözlerimden firar etti.Bana ne oluyordu böyle ? Üzüleceğim bir şey de olmamıştı. Ben ağlamak istemiyordum ki! Koşarak yemekhaneden çıktım ve kendimi tuvalette buldum. Arkamdan soluk soluğa Serena geldi.Ben lavabonun kenerlarını tutmuş aynada kendime bakıyordum.Rengim gerçekten çok solgundu.Yüzümdeki bütün kan çekilmişti. Ve hüngür hüngür ağlamaya devam ediyordum. Yüzümü ellerimin arasına aldım.Bana ne oluyor böyle! Sarsıla sarsıla ağlamaya devam ediyordum. -Elena sen iyi misin ? Yoksa deliriyor musun ?
Serena sırtımı sıvazlıyordu. Hıçkırıklarımın arasından onu teselli mırıltılarını duyuyordum.
-İstersen eve git.Bende seninle gelirim.
Göz yaşlarımı sildim.Sonunda kendime gelmiştim.
-Hayır ben iyiyim.
Yüzümü yıkadım.Aynaya baktım. Berbat haldeydim. Gözlerim şişmişti ve şişlikten dolayı iki çizgi gibi olmuşlardı.Yüzümün solgunluğu geçmişti ve yerine daha da beter bir kırmızılık gelmişti. Şimdi domates surat diye dalga geçerler.Yüzümün kızarıklığı geçene kadar tuvalette bekledik. Serena beni şaşkın ve korkmuş halde süzmeye devam ediyordu. Yüzümdeki kızarıklar geçince tuvaletten çıktık. Serena koluma girmişti.
Birlikte koridorda yürüyorduk. Serena ;
-Şimdi daha iyisin değil mi ?
-Evet daha iyiyim.
Koridorda yürürken Jack ve Ashlyle karşılaştık. Jack utanmış halde gözlerini benden ve Serenadan kaçırdı.
-Hey Jack! Sabahtan beri hiç bir yerde yoktun. Bu arada hayırlı olsun. Diyip Jack'e göz kırptım. Jack tam açıklama yapacaktı ki ben elimi susturmak için kaldırarak .
-Açıklama yapmana gerek yok Jack. Sonra görüşürüz.
-O da kafasını onaylayarak salladı.
Ashly ye düşmanca bakışlar attım. Ondan nefret ediyordum. Ashly o sarışın sürtüğün kızı yani benim cici annemin kızı anlıyacağınız babamın üvey kızı. Ashleyi her gördüğümde boğmak istiyordum . Eğer Jacki incitirse onu doğduğuna pişman edecektim.
Neyse oradan ayrılıp Serenayla birlikte koridorda yürümeye başladık.
Durduk yerde kahkaha attım.Serenayla koridorun ortasında durduk Serena bana deliymişim gibi bakıyordu.Haklıydı ben galiba deliriyordum ve hala gülmeye devam ediyordum. Gülmekten karnım ağırmıştı ve nefessizlikten ölmek üzereydim. Gülmekten nefes alamıyordum. En sonunda gülmem durdu derin bir nefes aldım. Başım dönüyordu. Serenaya boş gözlerle bakıyordum. Sanki duygularımın kontrolü bende değildi.Birden zaman ve yer kavramı benim için anlamını yitirmeye başladı ve dünyam karardı...
Merhaba arkadaşlar bu benim ilk hikayem umarım beğenmişsinizdir.Bu bölüm biraz sıkıcıyıdı ama öbür bölümü dahada sürükleyici hale getiricem İnşallah . Bu arada sonuna kadar okuyun . İlk başları ne kadar sıkıcı ve saçma olsada sonradan bunun nedenini öğreneceksiniz. Hiç ummadığınız anda sürükleyici olmaya başlıyacak. Lütfen sonuna kadar okuyun. Unutmayın bütün romanlar ilk başta sıkıcıdır. 😄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who Am I?
VampireKaderime karşı gelemezken hayalin ne önemi var ki ? Benim kaderim tek bir duygudan ibaret . O da acı. Bütün sevdiklerimi kaybettim. Duygularım tek tek benden silinirken kimse yoktu yanımda hiç kimse . Duygusuz bir canavara dönüşmeye yüz tutmuştum.Ta...