1. BÖLÜM: Gastronomi Sanatı

3.4K 187 138
                                    

ZEHİRLİ KUĞU
17.02.2024

Sesi Kesilen Ruhlar Serisi - I

Bölüm 1: Gastronomi Sanatı

"İşte ben; ne olursa olsun kendini asla iyi göremeyen o kişi."

: ̗̀ ˗ˏˋ  Neyin Nesi, Dolu Kadehi Ters Tut 'ˎ˗

🦢🪷

Hayat her zaman istediğimiz gibi gitmez. Bazen bizim adımıza kararlar verir, bazense bu şansı bize bırakır. Yanlış kararları daima biz veririz ama yanlış olduğunu asla kabul etmeyiz. İçten içe bilsek bile reddetmeye devam ederiz. Kader iyiliği üstlenmeyi sever. Bu nedenle iyi kararların kaderden gelen bir lütuf olduğunu düşünürüz.

Ya da düşünmeyiz. Bazılarımız çok görecelidir, bunlara inanmaz ama bazen de inanır ve her şeye körü körüne güvenir. Bundan asla emin olamazdık, bu nedenle bazen çok uçuk bazense çok durgun bir dönemim olurdu. Hiç ortası olmamıştı. Yanlış kararlardan oluşan hayatım ve yanlış kararlarımla şekillendirdiğim bir kaderim vardı.

Çok küçük yaşta kendi kararlarımı vermiş ve birçok sorumluluğun altında kalmıştım. Şimdi onlar beni boğuyor, tüketiyor hatta ruhumu emiyordu. Karşıdan yaşama sevinci dolu, daima sevecen ve mutlu görünen bu ruh halim aslında gerçekliği yansıtmıyordu. Zar zor nefes alıyordum. Boğazıma dolanan bu ip git gide sıkışıyor ve beni nefessiz bırakıyordu.

"Beren Kuğu?" Elimi kaldırdım ve hocanın burada olduğumu anlamasını sağladım. "Burada!" Altmış kişilik gastronomi ve mutfak sanatları sınıfında, üşenmeden her defasında yoklama alan ve 'y' harfini söyleyemeyen hocamıza karşı yine ufak kıkırtılar yükseliyordu.

Ve ben de Beren Kuyu. Kuğu falan değildim ama o kadar yufka bir yüreğim vardı ki bunu hiçbir zaman hocaya söyleyip onu düzeltmedim. Koskoca yirmi bir, yirmi iki yaşındaki gençler onunla dalga geçerken ben üzülüyordum. Telafuz edememesi onun elinde olan bir sorun değildi. Ben de bir kez bile sesimi çıkarmamıştım.

Yoklama listenin sonuna kadar devam etti. Biz öğrencilerin sevmediği türden bir yoklama alma stiliydi çünkü dersten çıkmadan önce alıyordu. Bu teorik derslerden biriydi. Yarın ise uygulamalı derslerim vardı.

Ders bittiği için herkes yavaş yavaş ayaklanırken yanımdaki Irmak ofladı. "Gerçekten... Sonunda bitti," bakışlarımı ona çevirdim ve dağılan kumral saçlarını düzeltmesini izledim.

Kendisiyle üç yıldır arkadaştık. Üniversitenin ilk günü tanışmıştık ve o günden beri de hep beraberdik. Sessiz, sakin ve kendi işine bakan bir tipti. Daha doğrusu zararsızdı.

"Aynen." Diye mırıldandım ve arkamdaki çantamı toparlayarak ayağa kalktım. Not almıştım ama çok işe yarar notlar olduğunu söyleyemezdim, sadece birkaç püf noktanın detaylarını belirtmiştim. Onun dışında tüm beceriksizliğimi sergilediğim aptal resimlerim vardı.

Asla resim çizemezdim ve bu konuda da çok kötüydüm. Bir gün birinin defterimi ele geçirmesi beni çok korkutuyordu. Anaokuluna giden kuzenim bile benden iyiydi.

Herkes sınıftan yavaş yavaş çıkarken biz de peşlerine takıldık. Kalabalık arasında birbirimizi kaybetmemek için Irmak koluma girdi. "Yoruldum, uykum geldi, enerjim bitti, yıkılmama da ramak kaldı. Şimdi tüm şikayetlerimi sıralamaya başlayacağım."

ZEHİRLİ KUĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin