29. BÖLÜM: Mahşere Kalanlar

472 58 30
                                    

ZEHİRLİ KUĞU
21.08.2024

29. Bölüm: Mahşere Kalanlar

"Kalbi kırık ve içi buruk olanlara. Beklemekten vazgeçmeyin."

: ̗̀➛ ˗ˏˋ Thank You, Dido 'ˎ˗

🦢🪷

Beren Kuyu

Tesadüfe inanır mısınız? Bazen inansam da bazen bunun hayatın bize yaptığı, komik olmayan bir şaka olarak adlandırmasına izin verirdim. Ne de olsa hepimiz hayatta ikinci şansı hak ederdik, ya da etmez miydik?

Akşam abla kaza geçirdiği için hastaneye gelmiştik, tüm tim olarak. Elbette ki burada görmeyi beklediğim son kişi Lodos'tu. Onun arkadaşı, hem de yakın arkadaşı.

Görüşüp görüşmedikleri hakkında bir fikrim olmasa da söylerdi, biliyordum ona haber verecekti. Çıkan olaylar yüzünden, timin diğer üyeleriyle bahçeye çıktım.

"Yalnız, Akşam komutanım gerçekten bizden habersiz evlenmiş mi lan?" Herkes şaşkındı, ben dahil. Akşam ablayla bir hukukumuz olduğunu düşünmüştüm, evlendiğini benden gizlemesi beni kırmıştı. En azından sahte olsa bile bana söylemesini beklerdim. Lodos'la karşı karşıya gelmek ise daha şoke ediciydi, her anlamda.

Hakkari'de ne işi vardı? Gerçekten evli olmadıklarını biliyordum, Akşam abla bana söylerdi, o yüzden kısa süreliğine de olsa içim rahattı. "Sana da söylemedi mi?" diye soru yöneltti Caner. Başımı iki yana salladım.

"Ama Kuvars komutanıma nasıl çaktı?" diyen Faruk'la birlikte herkes güldü. Evet, Lodos buradaki komutanlarımızdan birine yumruk atmıştı. Sevinmedim desem yalan olurdu çünkü Kuvars Komutanı pek sevmezdim, ondan iyi enerjiler almıyordum.

"Susun, Kuvars geliyor." Hepimizin bakışları Arslan komutanımın söylediği yöne kaydığında, hastane kapısından sinirle çıkan bir adet Kuvars ve ardındaki Selçuk Albay vardı. Sadece dudağı patlamıştı, hala sapasağlam duruyordu.

"İyi gibi görünüyor," diye mırıldandım. Hepimizin ona böyle bakması karşıdan komik görünüyordu muhtemelen, ama kimsenin umurunda değildi. Kuvars'ı geçirdikten sonra bize doğru gelen Selçuk Albay, "Nasılsınız gençler?" dedi.

"İyiyiz komutanım," dedik hep bir ağızdan. Albaya saygısızlık yapamazdık evet ama bence favorisiydik. Bizi özellikle kendi elleriyle göreve yolluyor ve yakından takip ediyordu.

"Komutanınız olmadan göreve çıkacaksınız," Doğanay abiye döndü, "Komuta sende. Askeriyede gerekli bilgileri alacaksınız." Üstüne söz söyleyemezdik, yanımızdan ayrıldığında, "Hemen şimdi mi?" diyen Rasim, üzgün görünüyordu.

Nişanlısı Yade'yle kız isteme törenleri olacağını biliyordum, hediyemi çoktan düşünmeye başlamıştım ama görünüşe göre planları iptal olmuştu. "Belki kısa sürer be oğlum," diyerek onu cesaretlendirmeye çalıştı Barlas.

"Hallolur," dedi Doğanay abi. "Önemli olan gönüllerin bir olması." Herkes onu onayladı. Buraya alel acele gelmiştik ama şimdi benim içeriye girmem ve Lodos'la konuşmam gerekiyordu.

"Siz gidin," dedim. "Ben bi' Akşam ablaya bakacağım," tüm bakışlar bana döndü, onayladılar çünkü aramızdaki ilişkinin daha özel, daha hassas olduğundan haberdarlardı. Herkes askeri araca ilerlerken, "Bekleyeyim seni," diyen Barlas'tı.

İtiraz edecektim, ancak etmedim. Lodos'un yetiştireceği varsa umarım ikimizi görür ve o şekilde yetiştirirdi. Hayatıma devam ediyor imajı vermem gerekiyordu, güçlü olmalıyım ve bunu başarmalıydım.

ZEHİRLİ KUĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin