4. BÖLÜM: Evdeki Tehlike

1.1K 97 101
                                    

ZEHİRLİ KUĞU
19.02.2024

Bölüm 4: Evdeki Tehlike

"Bir kız; bir erkeği istiyorsa, erkek onun olur. Bir erkek; bir kızı istiyorsa ve kız da izin verirse, erkek kızın, onun olduğunu düşünür."

: ̗̀ ˗ˏˋ Hadi İnşallah, Nil Karaibrahimgil  'ˎ˗

🦢🪷

Saat öğleni gösterdiğinde ve doktor son kontrolleri yaptığında çıkmak için Ali Selim kıyafetlerini değiştirecekti. Arkadaşları onun için eşyalarını getirmişti.

Ben de koltukta oturmuş onun işlerini halletmesini bekliyordum. Sonunda taburcu olmuştu çünkü bir gece geçirmek bile hastane ortamı için berbattı.

Tuvaletten çıktığında altında gri bir eşofman ve üzerinde de beyaz bir kazak vardı. Spor ayakkabılarını giymiş, gitmeye hazırdı.

"Çıktım, gidiyor muyuz?" Başımı salladım. Annem doktorla son bir kez konuşmuştu. Ardından Ali Selim'in ailesinin numarasını alıp onlara da durumu açıklamıştı. Eve gider gitmez ne konuştuklarını soracaktım. Acaba ne demişti? Umarım benim kız sizin oğlanı zehirledi falan dememişti!

Rahat bir şekilde yayılmış olduğum koltuktan kalktım. Benim tam karşımdaki masanın üzerinde ayna vardı. Dün gece loş ışıkta bakma fırsatım olmamıştı ama şimdi kendimi daha net görebiliyordum.

Kaşlarım mı çıkmıştı ya?

Bu beni dehşete düşürdü. Gözlüklerim olsa kaşlarımı kapatırdı ama şu an tamamen açıktaydılar. Umarım yüzüme çok dikkatli bakmazsın, Ali Selim. Gözlerini oyabilirim.

Bir süre aynadaki kendime bakmaya devam ettim. Çok allık kullandığım için şimdi yüzüm boş görünmüştü. Tamam, tamam sakin ol. Güzel değilsin ama güzelleşeceksin. Eve gidecek ve pamuk gibi olacaksın. Sonra şovunu yaparsın!

"İnelim hadi." Sırt çantamı elime aldım ve montumu giydim. O da montunu giydiğinde kapıdan çıktık. Zaten bizim ardımızdan da görevli kadın girmişti. Dur be abla, daha yeni çıktık.

"Geçmiş olsun," dedi yanımızdan geçen bir hemşire. Kibarca gülümsedim. "Teşekkür ederiz."

Teşekkür ederiz? Kendine gel Beren, sen sensin. Biz biz değiliz.

Vücuduma yüklenen utanç hiç yokmuş gibi davranmaya başladım. Sanki hiçbir şey olmamış da ben Ali Selim'in bakışlarına maruz kalmıyormuşum gibi.

Asansörün önüne geldiğimizde tuşa ben bastım. Öylece beklemeye başladık. Konuşacak konu da yoktu ki! Asansörün kapısı açıldığında ve içeriden birkaç görevli çıktığında biz binmiştik. Bu sefer Ali Selim zemin katın tuşuna bastı.

O bana pek bakmadı ama ben epey bir inceleme fırsatı buldum. Öyle gamsızdım ki yerinde kıpırdansa ve arada bir göz göze gelsek bile bakışlarımı çekmedim. Dönüp dolaşıp yine meraklanıp bakıyordum.

Adem elması mı vardı onun? Ben mi uyduruyordum yoksa? Doğru mu gördüm? Bir daha yutkunur musun, Ali Selim?

Yani haklı olarak yutkunmadı zaten ben de içimden söylemiştim. Bir dahakine yemek yerken bakardım artık. Tabii benim elimden yemek yemek ister miydi orası meçhuldü ama illaki yiyecekti.

Asansörden sırayla indiğimizde, temiz havaya çıktığımda bu kadar mutlu olacağımı düşünmemiştim.

Annem birkaç adım sonra yanımıza geldi. Arabayı kapının önüne yanaştırmıştı. "Hadi bakalım, geçmiş olsun."

ZEHİRLİ KUĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin