ZEHİRLİ KUĞU
16.03.2024
Bölüm 11: Ruj İzi
"İnadı bırak, yanıma yanaşıver artık."
: ̗̀➛ ˗ˏˋMaalesef, Mansur Ark 'ˎ˗
🦢🪷
İnsan, bazen içindeki duygulara bir isim bulamaz ve bu duyguları adlandırmak için kendi kendine düşüncelere dalar.
Bu düşünce yolculuğunun bir süresi yoktur. Belki birkaç saat sürer, belki de günler, haftalar hatta aylar.
Benim sonum ne olacaktı, bilmiyordum. Şu an belirsizlikten ibaret bir şekilde hayatıma devam ediyordum. Öpüşmemizin üzerinden iki gün geçmişti.
Ve bu belki onun için önemsizdi ama benim ilk öpücüğümdü.
Kafayı yemek üzereydim. Belirsizlikleri sevmiyordum ama ondan da herhangi bir tepki alamamıştım. Oysaki en son görüldü atan bendim. Mesajına cevap vermemiştim, o da başka mesaj atmamıştı. Galiba benim atmam gerekiyordu ama cesaret edememiştim.
Yine sıradan bir günde, yalnızlığımla birlikte kahvaltı yapıyordum. Evden çıkarken hiçbir şey yemediğim için dersin sonunda acıkmıştım. Kantinden simit ve meyve suyu almış, kendi kendime yiyordum. Moladaydık, yarım saat veya kırk dakika süreceğini düşünüyordum.
Kızlar da kendi arkadaşlarının yanına gittiği için yalnız başıma buraya gelmiş, taktığım kulaklıklarımla video izlerken kahvaltı yapıyordum. Yok gibiydim, belki de yok olmalıydım ama şu an buradaydım.
Kimsenin umurunda da değildim, buraya geldiğimde yalnızlık yüzüme öyle vuruyordu ki ne yapacağımı bilmiyordum. Aptal aptal etrafıma bakıyor ve telefonla ilgileniyordum.
Başka yapabileceğim hiçbir şey yoktu. O yüzden kendi halimde takılmaya devam ettim. Yemeğim bitmeye yakınken bakışlarım etrafta gezindi. Arkadaş grupları genel olarak sohbet ediyor ve eğleniyordu. Tek başıma olan bir tek ben vardım, yani görünürde.
Daha zaman vardı, bu yüzden karnımı doyursam bile bir şeyler izlemeye devam ettim. Sesini duyamadım ama birinin masadaki sandalyeyi çekmesiyle dikkatim o yöne kaydı.
Gördüğüm kişiyle ise kalp atışlarım hızlandı. Ali Selim'den başkası değildi, zaten kim olacaktı ki?
Ne yapacağımı bilemedim, kulaklığı çıkarıp ona anlamsız ve karmaşık bakışlar atmaktan ileriye gidemedim. Onun dudaklarındaki gülümseme ise benim de dudaklarımda ufak bir tebessümün oluşmasını sağlamıştı. Öptüğüm dudaklar.
Biz öpüşmüştük, en harbilisinden.
Dikkatimi ona vermeye çalıştım. "Tünaydın!" Enerjisine anlam veremesem bile başımı salladım. "Tünaydın."
"Kahvaltı için biraz geç kalmadın mı ya?" Dudaklarımı büzdüm. "Bugün böyle oldu."
O da başını salladı. "Anladım," sonra bir süre bakışları bende takılı kaldı. Neden böyle bakıyordu? Utanıyordum ve ne yapacağımı bilemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİRLİ KUĞU
ChickLitGastronomi öğrencisi olmanın birinci kuralı, yaptığınız yemeği ne kadar çok kişiye tattırırsanız ve ne kadar çok fikir, eleştiri alırsanız her seferinde daha iyi bir iş çıkarmanızdı. "Zehirlenmem değil mi?" Cık'ladım, "O kadarcık şeyden zehirleneceğ...