ZEHİRLİ KUĞU
10.03.2024Bölüm 10: Cesaret
"Kalbim o kadar kırıldı ki, bir süre sonra kırıkları toparlayacak ve birleştirecek gücü kendimde bulamadım."
: ̗̀➛ ˗ˏˋ Herkesten Güzelsin, Façanga 'ˎ˗
🦢🪷
Önümde açtığım tarot kartlarına dik dik bakmaya başladım. Gidişat pek iyi değildi. Terzi kendi söküğünü dikemez misali, ben de ne zaman kendime tarot baksam kötü şeyler çıkıyordu.
"Of ya, delireceğim," bir kartı daha çevirdim. Ters değnek yedilisi. Hırsla diğer kartları çevirmeye başladım ama durum pek hoş gitmedi.
Ters değnek ası.
Ters büyücü.
Ters kılıç kralı.Sinirle dudaklarımı ısırdım ve elimdeki son kartı da fırlattım. Düz döndüğünde ise imparatoriçe kartıyla karşılaştım.
İmparatoriçe mi?
Ne alâkaydı şu an? Hamile mi kalacaktım yani? Tabii ki şu an benim durumuma göre böyle yorumlanmazdı ama genel olarak anneliği simgeliyordu.
İnatla bir kart daha çektim. İmparator.
Ve son bir tane daha. Joker.
Yeni fırsatlar, yeni çevre, yeni bir âşk yakalama şansı.
Ters çıkan kartları elimin tersiyle, açmadığım kartların yanına fırlattım. Şimdi ise önümde sadece üç kart vardı.
İmparatoriçe, imparator ve joker.
. . • ☆ . ° .• °:. *₊ ° . ☆
Gönderen: Beren
Alıcı: Ali SelimBeren: Ali Selimm, n'aber? (13.36)
Ali Selim: Mükemmel, Kuğu bebeği. Senden n'aber? (13.41)
Beren: İyi gibi. (13.42)
Beren: Şey soracaktım, bir şeyler yapalım mı? (13.42)
Beren: Çok sıkıldım. Malum, senden başka arkadaşım yok. (13.42)
Damla İstanbul'da, Deniz yurt dışına çıkacaktı. Balca ise tamamen farklı bir şehirdeydi. Şu an değerlendirebileceğim tek seçenek Ali Selim'di.
Ali Selim: Ben de sana söyleyecektim aslında, parti varmış yarın akşam. Bizimkilerle gidelim dedik, gelmek ister misin sen de? (13.43)
Beren: Üniversite'nin mi? Nerede? (13.43)
Daha annemi ikna etmem gerekiyordu. Çok sorun çıkaracağını düşünmüyordum çünkü son zamanlarda epey kötüydüm. Sosyalleşmemi söyleyen o'ydu, hem Ali Selim de vardı. Bence bir sıkıntı çıkmazdı.
Ali Selim: Aynen, Karşıyaka'da. (13.43)
Beren: Tamam, gelirim. (13.44)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİRLİ KUĞU
ChickLitGastronomi öğrencisi olmanın birinci kuralı, yaptığınız yemeği ne kadar çok kişiye tattırırsanız ve ne kadar çok fikir, eleştiri alırsanız her seferinde daha iyi bir iş çıkarmanızdı. "Zehirlenmem değil mi?" Cık'ladım, "O kadarcık şeyden zehirleneceğ...