01. ✨Birileri duyacak mı? Ben duyuyorum...

452 32 113
                                    

Part 1 : I Hate To Admit

~15 MAYIS 2025~

Yavaşça gözlerimi araladım. Çalışma masamda uyumayı acil bırakmam lazımdı. 'Lanet olsun!' Yine kolum uyuşmuştu. Yüzümü buruşturup bitkin bakışlarımı çevremde gezdirdim. Her yer buruşturulmuş kağıt parçaları, kırılmış kalemler ve neredeyse kokusu bile alınabilirmiş gibi duran koca bir başarısızlıktan oluşuyordu. Bir süredir düzgün bir şarkı yazmayı beceremediğim için stüdyomu eve taşımıştım en azından başarısızlıklarıma ben ve Sonata katlansa yeterli olurdu.

Salak gibi masanın başında uyuya kaldığım için başım deli gibi ağrımaya başlamıştı. Odamın kapısından gelen tırmalama seslerinden de anladığım kadarıyla Sonata da bu boktan halime eşlik etmek istiyordu.

''Gel, kızım. Bak bana, baban ne hallere düştü.''

Hafifçe kapıyı aralayıp bana sevgi gösterileri yapan ufaklığa baktım. Bu aralar yüzümde küçük de olsa bir tebessüm oluşabiliyorsa tek sebebi bu minik köpekti. O da olmasa bu dört duvarın arasında kafayı yememem kaçınılmaz olurdu. Sonata'yı tombul gövdesinden kavrayarak kucağıma aldım. Tam o sırada aralık bıraktığım kapıdan kafasını uzatan can dostum ve aynı zamanda başımın belası olan arkadaşımın gülümseyerek bakan yüzüne denk gelmiştim.

''Bir sen eksiktin. Chan'ın yıkılışını anlatan tiyatromuzun ikinci yarısını izlemek için biletlerinizi aşağı kattan alabilirsiniz.'' dedim.

Minho söylediklerime küçük bir kahkaha atmıştı. Ben burada ne halledeyim, hala gülüyor şerefsiz herif.

''Beni kovmak için fazlasıyla tiyatral yöntemler deniyorsun, yıkık arkadaşım.'' Yüzüne yerleştirdiği eğlenen ifadesi içimde ağzına iki tane vurmak gibi aşırı mantıklı isteklerin oluşmasını sağlıyordu. Onunla uğraşacak halim olmadığından söylediklerine göz devirmekle yetinmiştim. Kucağımda usul usul oturan Sonata'yı okşayarak aşırı havalı sandalyemle masama geri döndüm. Omuzlarımda hissettiğim baskı bana Minho'nun şu an benimle uğraşmaktan vazgeçmeyeceğini kanıtlamıştı. Neyse en azından omuzlarımı ovsun pislik herif zaten başka işe yaramıyor.

''Chan, sen benden nefret falan ediyor olabilir misin?''

Minho'nun bu kırılgan ama komik sorusu gülmeme sebep olmuştu. Ne de olsa çocukluğumdan beri yanımda olan tek insandı. Tabii ki ondan nefret etmiyordum. Hatta Minho benim için bu hayatta sahip olmadığım kardeşim falandı. Sadece ben, şu an Sonata hariç kendimden bile pek hoşlanacak durumda değildim. Bu depresif halimden biricik dostum da payını alıyordu ama yapacak bir şey yoktu. İyi günde kötü günde demiştik bir kere. Neyse artık bir cevap vermeliyim. Yoksa ovmak bahanesiyle sıktığı omuzlarımı parçalayacaktı.

''Evet.''

''Kırıldım, doğrusu. Ben de yiyecek bir şeyler aldım gelirken, gel de yiyelim diyecektim.''

Yemek lafını duymak midemin kasılmasına sebep olmuştu. Bahsi geçene kadar acıktığımı bile fark edememiştim. Günümün tamamını kahve içerek geçiriyordum. Birde yan odanın balkonuna çıkıp gizlice içtiğim sigaralarım vardı. İğrenç bir beslenme şeklim olduğunu kabul ediyorum ama ne yapabilirim ki sonuçta tükenmişlik sendromuna yakalandığımdan depresyondaydım. Her şey yolunda devam etse bence daha garip olurdu. Midemden gelen guruldama sesleri odada bulunan ve nefes alan bütün canların dikkatini çekmiş olmalı ki Minho'ya alışık olmama rağmen Sonata'nın bile beni yargılayarak baktığına yemin edebilirdim.

''Bütün gününü sadece kahve ve sigara ile geçirdin değil mi?''

Minho'nun cümlesinin bitişi ile kafama yediğim darbenin eş zamanlılığı arkadaşıma tekrar hayran olmama sebep olmuştu. O sıcak ses tonuna aşık olan hayranları bu manyağın evde bana uyguladığı şiddeti görseler muhtemelen onu linç yağmuruna tutardı.

Forsake & Forget / ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin