14. ✨ Şeytan Tavşan

100 20 9
                                    

✨Part 1 : I Hate To Admit✨

Minho'yu peşimde sürükleyerek bahçenin önüne kadar getirmiştim. Çevrede resmimizi çeken biri varsa inanılmaz bir malzeme veriyorduk. 'Ünlü şarkıcı ve ev arkadaşı evlerinin bahçesinde birbirlerine girdiler.' Güzel magazin haberi olurdu doğrusu. Evin kapısından iyice uzaklaşınca öfke dolu bakışlarımı Minho'ya sabitledim.

"Ne yapmaya çalışıyorsun, tekrar soruyorum?"

Hala o gevşek tavrıyla yüzüme bakıyordu. Sorum açık ve netti ama anlamamak için çaba gösteriyordu.

"Sen neden bu kadar kızdın ki? Anlamadım valla. Biliyorsun, arada öylesine birileriyle flörtleştiğimi."

"Jisung, o öylesine flörtleşebileceğin insanlardan biri değil."

Minho bana göz devirmişti. Gerçekten yüzüne temiz bir yumruk geçirmemek için kendime düzenli aralıklarla onu çok sevdiğimi hatırlatıyordum. Bu kadar kalpsiz olması sinirimi bozuyordu.

"Abi, çocukla biraz önce tanıştın. Abartmıyor musun? Hayır sanki yatağa attım."

"Birincisi Min, çocuk Seungmin'in yakın arkadaşı sen ve ben gibi. İkinci olarak da bu davranışının sonunun yatakta bittiğini sen de çok iyi biliyorsun. Seni çok iyi tanıyorum."

Doğrusu gerginliğimin en büyük sebeplerinden biri de Minho'nun fazla inatçı ve vurdumduymaz olmasıydı. Kafasına bir şey koyduysa ben sabaha kadar konuşsam yine de yapardı. Belki de bu konuda Seungmin'i uyarmalıydım. O da arkadaşını uyarırdı ama ne diyecektim? Benim dostum tam bir pislik, arkadaşının duygularıyla oynayabilir mi?

Minho'nun bu hayatta değer verdiği toplamda 4 kişi ve 5 canlı vardı. Başka kimseyi umursamazdı. Onlardan biri olduğumdan tek umudum benim için bu saçmalıktan vazgeçmesiydi.

"Rahat duracak mısın?"

Suratını astı. Eğlencesini bozmam hoşuna gitmiyordu ama yapabileceğim bir şey de yoktu. Bana cevap vermesi için omuzlarından tutup sarstım.

"Off, tamam ama o bana gelirse kendimi geri çekmem bilesin."

Umarım diye geçirdim içimden. Jisung eğer biraz akıllıysa bu aptala gitmezdi. Yalan olmaması için kapının kenarına sakladığım sigaramı yakıp içmeye başladım. Sonuçta sigara içmezsem, yalan söylediğim anlaşılabilirdi.

Ben, Minho'yu azarlamış ve haklı olmanın verdiği rahatlıkla tam da karşısında sigarımı rahat rahat içiyordum. O ise çatılmış kaşları ve asık suratıyla bana bakıyordu. Şimdi yargılama sırası ona geçmişti. Yine de ben daha haklıydım. Sonuçta benim yaptığım sadece bana zarar veriyordu. Onun yaptığı ise en az üç kişiyi etkileyecekti. Sigaramdan son bir nefes çekip izmaritini de kapının yanındaki çöpe attım.

Rahat duracağının teyidini de aldığımdan doğruca eve girdik. Biz geldiğimizde Jisung yüzü asık bir şekilde Seungmin'e bir şey anlatıyordu. Bizi gördüğünde susmuştu. Seungmin de biraz canı sıkılmış gibi duruyordu ama kafam da kuruyor da olabilirdim. Her zamanki durağan ifadelerinden biriydi.

"Senin de sigara içtiğini bilmiyordum, Minho." dedi Seungmin.

"İçmiyorum zaten." Asık suratla konuşmuştu. Resmen ne oldu, bir şeyin mi var desinler diye yapıyordu.

"Chan içiyoruz diyince sen de içiyorsun sandım."

Minho cevap vermeden Jisung'un yanına oturmuştu. Bir gözüm Minho'nun üzerinde bir gözüm de Jisung'un üzerinde geziyordu. Jisung dikkatle Seungmin'in Minho ile yaptığı muhabbeti dinlemişti. Normal dedim içimden. Sonuçta o ikisi konuşuyor Chan. Minho'ya bakması normal.

Forsake & Forget / ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin