10. ✨ Neden Bana Söylemedin?

132 21 30
                                    

✨Part 1 : I Hate To Admit✨

Bugünün böyle biteceğini hayal etmemiştim. Seungmin'in öylece gitmesine canım sıkılmıştı. On dakika kadar arabamda oturduktan sonra eve geçmeye karar vermiştim. Kapıyı açmamla mutlu mutlu bana koşan Sonata ile karşılaştım. Minho da mutfakta Felix'le oturuyordu. El salladıktan sonra doğruca odama çıktım.

Boylu boyunca yatağıma uzandım. Tavanı izliyordum. Ne olmuştu şimdi. Mesaj atsa mıydım ki? Ellerimi saçlarımın arasına daldırdım. Yüksek sesle bir of çekmiştim. Kafam allak bullak olmuştu. Neden böyle yapmıştı ki bana birden? Tamam onu uyandırdığım için korkmuş olabilir ama biraz fazla tepki vermişti.

Göz ucuyla açılan kapıma baktım. Felix ve Minho sadece kafaları gözükecek biçimde üst üste içeri bakıyorlardı. Salaklar çok komik gözüküyorlardı. Şu an canım sıkkındı ve beni güldürmeye hakları yoktu.

''Ne var yine? Başımın belaları.''

''İyi gözükmüyordun. Bir sıkıntı mı var diye bakmaya geldik.''

Hala kapı eşiğinde aynı pozisyonda duruyorlardı. Felix cümlesini bitirdikten sonra dudaklarını bükmüş masum masum yüzüme bakmaya başlamıştı. Gözlerimi devirdim. Dayanamıyordum, Felix'in şu ifadesine. Ağlayacak gibi gözüküyordu. Hayır, bir de oyuncu sonuçta, isterse ağlar da. İyice mahvolurum sonra. İçeri girmeleri için yatağıma vurup gelmelerini ima ettim. Minho masamın önündeki sandalyeye Felix ise dibime oturmuştu.

''Ne oldu? Yüzün asık sanki.''

Biraz direndikten sonra Seungmin ile aramızda geçenleri anlatmıştım. Felix o kadar ısrarcıydı ki kaçamamıştım. Minho zaten Felix'in tek başına halledebileceğini bildiğinden ağzını bile açmamıştı. Şimdi bana akıl vermeleri için yüzlerine bakıyordum ama onlarında kafası karışmış gibiydi. Tam o sırada telefonuma bildirim geldi. Ekrana baktım. Seungmin'den bir mesaj vardı.

''Eve vardın mı? İnsan haber verir. İlla ben mi soracağım, Chan. Hani biz sevgiliydik.''

Bir süre mesaja baktım. Hatta dört beş kez tekrardan okudum. Yine aynı Seungmin gibi davranıyordu. Ben mi abartmıştım acaba. Ekranı çevirip Felix'e gösterdim. Minho da meraklanıp mesajı görmek için Felix'i ittirip yanına oturmuştu. Felix okuduktan sonra telefonu geri uzattı.

''Eee... yok işte bir şey. Baksana tatlı tatlı mesaj atmış.''

''Öyle mi diyorsun.'' İkisi de aynı anda kafa sallamıştı.

''Cevap yaz sen de.'' dedi Felix.

''Ne yazayım?"

''Abi, salak mısın? Ayrıl o zaman ben çıkayım Seungmin'le de.''

Yüzümü astıktan sonra hem bana salak dediği için hem de Seungmin'den ayrıl ben çıkayım dediği için iki kez Felix'in kafasına vurmuştum.

''Senin evin yok mu? Neden buradasın?"

''Kabasın.''

''Sen de sinir bozucusun.''

Felix'le ben atışmaya başlayınca Minho araya girip Felix'e sarılmıştı.

''Bugün biz de kalacak küçük civcivimiz. Dimi Yongbok-ah.''

Kaşlarımı çattım. ''Hyunjin'i çağırmadınız mı?''

Minho sorduğum soru yüzünden kocaman bir öfkeyle yüzüme bakıyordu. Bunun imasını yapmama sinir olmuştu. Bu imayı sadece Hyunjin'e yapardık ama kaşınmasaydılar ne yapabilirim. Dikkatimi tekrar gelen mesaja verdim cevap yazacaktım.

Forsake & Forget / ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin