14. 🥀 Her Halimi Sevmeni Diliyorum

67 16 56
                                    

🥀Part 2 : Stars And Raindrops🥀

~20 Eylül 2025~

Üç gün hastanede yatıp 14 saatlik bir uçuşun ardından sonunda Güney Koreye gelmiştim. Tam şu anda otuzlu yaşlarında fazlasıyla alımlı bir kadının karşısında, baya rahat bir koltukta oturuyordum. Elinde tuttuğu küçük not defteri biraz sinirimi bozsa da sakin kalmamın en akıllıca hareket olacağı kanaatindeydim.

"Ne zamandır yemek konularında problem yaşıyorsunuz, Bay Kim?"

Anlatmak zorundamıydım gerçekten. Amerika'daki doktorum yeme bozukluğumun psikolojik tabanlı olduğunu söylediğinden, Kore'ye döndüğüm günün öğleninde bir psikoloğun karşısında oturmak zorunda kalmıştım.

"Bir süredir devam ediyor?"

"Peki, yemek yediğiniz de ne hissediyorsunuz?"

Kendimi şu an aptal gibi hissediyordum. Kötü hissediyorum dersem her şey düzelecek miydi? Söylemeyeceğim ve bunun oldukça basit bir sebebi var. Söylemek istemiyorum.

"Midem bulanıyor."

"Duygusal olarak neler hissediyorsunuz?"

"Midem bulandığı için canım sıkılıyor. Yani midem bulandığı için mutlu olamam sanırım."

"Anlıyorum."

Neyi anlıyorsun acaba? Hiçbir şey anlatmadım ki. Jeonghan abi ,Chan'ı görmem için ön koşul olarak bu randevuyu koymasaydı, asla gelmezdim. Bir süre daha bana söylediği anlamlı sözleri dinledim. Ben ise tamamen havadan sudan konuşarak bu seansın biteceği vakti beklemiştim. Yine birkaç ilaç verdikten sonra benimle olan işi bitmişti. Son kez psikoloğuma gülümseyerek selam verdikten sonra kapının önünde beni bekleyen Jeonghan abinin yanına geçtim.

"Nasıl geçti?" Gülümseyerek sorduğu soru. Benim hafif de olsa öfkelenmeme sebep oluyordu. Problemlerimin bu kadar gün yüzüne çıkması yeni edindiğim öfke problemini ortaya çıkarmıştı. Ne düşündüklerini ve ne kastettiklerini bilsem de kendimi öfkelenmekten alamıyordum.

"Mükemmel geçti. Sanırım bütün problemlerim çözüldü. Daha mükemmel bir insan olacağımı şimdiden hissediyorum." Gözlerimi açarak büyük bir gülümsemeyle konuşmuştum. Dalga geçtiğim her bir kelimemden rahatlıkla anlaşılıyordu. İlgili menajerim de benden bıktığından sadece göz devirmişti.  Sırtımda hissettiğim baskıyla arabaya bindim. Yani daha kibar davranmasını tercih ederdim ama bıkmıştı benden.

"Seni eve mi bırakmamı istersin yoksa sevgiline mi Ayrıca Jisung'u henüz görmediğin için baya sinirlenecek haberin olsun."

"Şimdilik eve bırak. Jisung ararsa da evde olduğumu söyleme abi. Onu çok özledim ama pek azarlanacak havamda değilim."

Sessizce verdiği onayın ardından eve giden yol için sürmeye başladı. En azından biri hala üstüme gelmeden dediklerimi yapıyordu. Tabii, tahmin edileceği üzere Jisung olan biteni öğrenince çıldırmıştı. Jeonghan abi bilet alıp gelmesin diye baya bir dil dökmüş diye duydum. İstediği zaman benim peşimden koşabilmek için şirketle gizli bir anlaşma falan mı yapmıştı acaba? Çünkü keyfine göre ülke değiştiremeyecek kadar ünlüydü. Neyse ben o küçük sincabın bir şekilde gönlünü alırdım.

Kısa bir yolculuğun ardından sonunda evime geri dönmüştüm. Jeonghan abi yolda giderken bir eczanenin önünde durup ilaçlarımı almayı da ihmal etmemişti. Evimin otoparkına geldiğimizde kese kağıdının içinde duran ilaçları ve yemem için aldığı sandviçi elime tutuşturdu.

"İlaçlarını lütfen kullan Seungmin. Bunlar senin iyiliğin için ve yediğini midende tutmaya çalış."

Gülümseyerek el salladıktan sonra sonunda evime girebilmiştim. Salondaki koltuğuma uzanıp derin bir nefes aldım. Şimdi rahattım. İnsanın evinde olması kadar güzel bir şey yoktu. Bir süre tatil yapacaktım ama bu durumun henüz şirket tarafından bilgilendirilmesi yapılmamıştı. Jeonghan abiye günlerce yalvarmamın en tatlı meyvesiydi. Herhangi bir bilgilendirilme yapılmaması için anlaşmıştık. Belki o kadar uzun soluklu bir tatile ihtiyacım olmazdı. Saatime baktım dördü gösteriyordu. Ne kadar uçakta uyumuş olsam da hala yorgun hissediyordum. Bundan dolayı biraz uyumamın iyi geleceğine karar verdim.

Forsake & Forget / ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin