15. 🥀 Slay Kids

46 16 24
                                    

🥀Part 2 : Stars And Raindrops🥀

Jisung da ben de olanlara pek anlam veremediğimizden sadece Minho'yu sürükleyen Chan'ın peşinden bakmıştık. Belki bilmediğimiz bir problem vardır diye düşündüğümden o ikiliyi boş vererek dikkatimi Jisung'a verdim.

''Sana anlattıklarımı kimseye söyleme olur mu?''

Jisung biraz rahatsız davransa da kafasıyla onay vermişti. Chan'a anlatmak istediğine o kadar emindim ki, benim onu engellemem kesin canını sıkıyor olmalıydı.

''Minnie, iyileşmeye başladın. Söylesen olmaz mı? Bakışlarından belli. Chan, seni çok seviyor.''

Doğru söylediğini biliyordum. Chan beni gerçekten seviyordu. Yani en azından ben olduğumu düşündüğü kişiyi. Yine de dediği gibi iyileşmeye başladıysam, neden zayıf olduğumu anlatacaktım ki? Madem iyileşiyorsam, problemimiz zaten çözülmeyecek miydi?

''Anlatmayacağım Jiss. Hem iyileştiğimde anlatmama da gerek olmayacak.''

''Liseden beri onu sevdiğini, ondan gizleyecek misin? Aslında duysa hoşuna giderdi.''

Tek kaşımı kaldırarak imalı bir bakış gönderdim. Kurduğu cümleye kendisi bile inanmıyor olmalıydı. Lise de bana kurduğu birkaç cümleye takıntılı bir hayat yaşadığımı bilse muhtemelen kahrolurdu.

''Emin misin? Bence daha ziyade mutsuz olurdu. Hem sen beni boş ver de Minho'yu düşün.''

''Minho deyip dur-''

Chan ve Minho'nun eve girmeleriyle Jisung'un lafı yarıda kesilmişti. Bir anlık içeri giren ikiliyi süzdüm. Minho dışarı çıktığı haline nazaran baya keyifsiz dururken Chan ise biraz sıkılmış gibi gözüküyordu. İlgimi yüzü sirke satan tavşana yönelttim.

"Senin de sigara içtiğini bilmiyordum, Minho."

"İçmiyorum zaten." Bu tavrı onu çok tanıyor olmasam da, benim bile alışık olmadığım bir tavırdı. Bu zamana kadar Minho'nun canının sıkıldığına hiç şahit olmamıştım. Genelde o birilerinin canını sıkardı. Lise de bile hep böyleydi. Kimseyle kavga ettiklerini duymamıştım ama bunun sebebi sakin çocuklar olmaları değildi. Bütün lise ikisinden fazlasıyla çekinirdi. Sadece, henüz ben liseye başlamamışken birinin Chan'la eşcinsel diye alay ettiğini duymuştum. Onun sonucunda da Minho çocuğu çok fena dövmüş. Yine de neden surat astığını sormayacaktım çünkü bana sorulmasını istemezdim.

"Chan içiyoruz deyince, sen de içiyorsun sandım."

Biraz önceki neşesi sönmüş olsa da gidip Jisung'un yanına oturmuştu. Jisung da hala gizli gizli duyduğu hayranlıkla bizim konuşmamızı takip ediyordu. Minho bir anda aklına bir şey gelmiş gibi hareketlendi.

"Bir şeyler içelim mi? Yarın işi olan var mı?" dedi Minho.

"Hayır." Biz daha ağzımızı bile açamadan Chan 'hayır' cevabını yapıştırmıştı. Yüzümdeki şaşkınlığı gizlemeye bile uğraşmadım, doğrusu. Chan'ın neredeyse alkolik olduğunu buradaki herkes biliyordu. İçmeyelim diyecek en son kişiydi.

"Hayır mı?"  Yönelttiğim soru güçlü bir kinaye barındırıyordu.

"Yani içmesek mi?"

"Şu an neden böyle davrandığını anlamıyorum ama mızıkçılık yapmana izin vermiyorum, Christopher."

Öfkeli gözlerim istediğim mesajı tam olarak vermiş olmalı ki, Chan sesini kesip asık yüzüyle geriye yaslandı. Surat asıyor olsa da, söylediğimi ikiletmemesi hoşuma gitmişti. Canım sevgilim bu ilişkide son sözün kime ait olduğunu çok iyi biliyordu. Minho içkileri almak için çoktan mutfağa doğru ayaklanmıştı. Elinde muhtemelen Chan'ın stoğundan olduğunu düşündüğüm birkaç şişeyle yanımıza geldi.

Forsake & Forget / ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin