18. 🥀 Ya Sen Anlatırsın Ya da Ben

44 15 56
                                    

🥀Part 2 : Stars And Raindrops🥀

~30 Eylül 2025~

Yaptığım anlaşma fazlasıyla canımı sıkmaya başlamıştı. Bu planı yaparken fazla iyimser düşünmüştüm. Soobin'in istekleri asla bitmiyordu. Günde en az on kez arayıp bir şeyler anlatıyordu. Yaptığım anlaşma yüzünden de mecbur o telefonları açıp anlattığı saçmalıkları dinlemek zorunda kalıyordum.

''Bitti mi, anlatacakların? Ne olur bitmiş olsun?''

''Bay Kim sizinle böyle anlaşmadık, bunu biliyorsunuz.''

''Evet, biliyorum ama çok sıkıldım artık.''

''Bu arada yarın sizinle konuşmam gereken bir konu daha olabilir.''

Gözlerimi kapatıp derin derin nefesler almaya başladım. Şu an içeride Chan'ın yanında oturmak istiyordum ama arka bahçe de Soobin'in anlattıklarını dinlemek zorunda kalıyordum. Ve hala benimle konuşması gerektiğinden bahsediyordu.

''Yarın konuşuruz o zaman, Soobin.''

''Efendim bu baya önemli bir konu. Yani nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama şimdi konuşsak da iyi olabilir.''

''Soobin, lütfen yarın konuşalım. Kafam daha fazlasını kaldırmayacak.''

''Ama efendim, babanızla kon-''

''Soobin, yarın dedim. Hadi kapatıyorum. Kendine iyi bak ve o bunak ölürse bana mutlaka haber ver.''

Telefonu yüzüne kapattım. Ben kapatmazsam asla susmayacaktı. Her gün üşenmeden bir sürü şey anlatıyordu. Benim için açtığı maile o kadar çok şey göndermişti ki. Üstelik bir tanesini bile okumadım. Parmaklarımı esneterek biraz rahatlamayı umdum. Artık sevgilimi görmek için içeri geçmem gerekiyordu. İçeri girip karşı koltuğuna oturdum. Yüzümde en tatlı gülümsememle güzel yüzünü izliyordum.

"Canın sıkkın gözüküyordu. Kiminle konuşuyordun?"

Bir anda yönelttiği soruya anlam verememiştim. Bunu mu konuşacaktık yani? Zaten canım yeterince sıkıldı.

"Beni mi izledin?" dedim.

"Hayır, sadece bir ara sana baktığımda yüzünün asıldığını gördüm."

"Yanlış görmüşsün."

Bu konunun uzamasını istemiyordum. Kiminle konuştuğumu da ne konuştuğumu da ona söyleyemezdim. Bundan dolayı bu soruları bana sormamalıydı.

"Seungmin, beni daha ne kadar geçiştireceksin? Oradan bakınca salak biri gibi mi gözüküyorum?"

Gülümseyen yüzüm solmuş, Chan'ın neden bu kadar üstüme geldiğini anlamaya çalışıyordum. Benimle bu şekilde asla konuşmazdı ve bana asla bu şekilde öfkeyle bakmazdı.

"Menajerimle konuşuyordum, Chan. İş konuşurken kahkahalar atacak halim yok herhalde."

Gayet mantıklı olduğunu düşündüğüm en klasik yalanıma başvurmuştum. Ben bir şarkıcıydım sonuçta. Kiminle konuşabilirdim. Bana neyin imasını yaptığını anlayamıyordum.

"Yeter ama sıkıldım artık aynı şeyleri duymaktan. Her seferinde aynı bahaneyi sunuyorsun. Bana söylemediğin bir şeyler var. Benden bir şeyler saklıyorsun. Ben aptal değilim."

Chan'ın gittikçe yükselen ses tonu gerilmeme sebep oluyordu. Beni suçladığı için artan öfkemi kontrol edemiyordum. Ondan saklamaya çalıştıklarımı kurcalaması nabzımın hızlanmasına sebep oluyordu.

Forsake & Forget / ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin