08. ✨ Sevgilim Olur Musun?

128 22 21
                                    

✨Part 1 : I Hate To Admit✨

Yolda küçük bir pastanenin önünde durup pasta aldım. Elim boş gitmek istememiştim bu sefer. Beni evde yalnız bıraktığı gün benim için ramen almış olması kendimi mahcup hissetmeme sebep olmuştu. Beş dakikalık bir yolcuğun ardından Seungmin'in evinin önüne gelmiştim. Tek problemim arabayı nereye park edeceğimdi. Apartmanın otoparkına girebilmek için Seungmin'e ihtiyacım vardı. Seungmin'i arayıp sesi hoparlöre verdim.

''Heyy, merhaba geldim ben ama otoparkınıza girmem gerekli.''

''Ben güvenliği arıyorum. Adımı söyleyerek girebilirsin, Chan.''

Arabayı otoparkın girişine doğru çekip güvenlikle konuştum. Seungmin'in adını verdiğim gibi kapıyı açmıştı. Arka koltuğa bıraktığım pastamı da alıp Seungmin'in dairesine çıktım. Kapıyı çaldım bir kere. Kısa bir sürenin ardından gülümseyen yüzüyle kapıyı açmıştı. Bayılıyorum bu görüntüye. Hayattaki tüm dertlerimi unutturabilecek kadar güzel gülümsüyordu. Yanından geçip salona ilerledim. Elimdeki pastayı ona uzattım. Sorar gözlerle önce pastaya sonra bana bakmıştı.

''Küçük bir hediye sadece. Ramenler için.''

''Ahh... hiç gerek yoktu. Teşekkür ederim yine de.''

Diyecek bir şey bulamadığımdan salona geçip oturmuştum. Neden bu kadar çekindiğimin herhangi bir mantıklı açıklamasını henüz kendime yapamamıştım. En azından Seungmin rahat davrandığından bir süre sonra ben de açılıyordum. Aksi halde bu utangaçlıkla sadece yüzüne bakardım. Bakışlarımı mutfağa çevirdim. Seungmin pastayı kesiyordu. Umarım güzeldir diye geçirdim içimden. Mutfaktaki işi bitince elinde tabaklarla yanıma gelmişti. Gözlerim üzerinde pastanın tadına bakmasını bekliyordum. Oda anlamış olmalı ki önündeki pasta diliminden bir ısırık aldı.

''Güzelmiş.''

Gülümsedim. Beğenmesi beni de memnun etmişti. Seungmin'le tanıştığım günden beri kendimi onu memnun etmeye çalışırken buluyordum. Gülümsemesini görmek sanki yaptıklarımın ödülü gibiydi. Bir süre içimde mutluluğumu yaşadıktan sonra önüme konan pastayı yemiştim. Seungmin benden önce başlamış olmasına rağmen bir iki çatal alıp bırakmıştı pastasını. Çatık kaşlarımı ona çevirdim. Kızmış rolü yapıyordum kendimce.

''Hani beğenmiştin? İki çatal alıp bırakmışsın sadece.''

''Tok karnına içmeyi sevmiyorum.''

Bak işte bu duymayı beklediğim bir cevap değildi. Koştura koştura buraya geldiğimden alkol alma fırsatım olmamıştı. Bu fikri baya sevmiştim. Kaşlarımı kaldırıp sevimli bir şekilde güldüm. Şu an tek sıkıntım bırakamadığım alışkanlığım olan sigaramı içmek istiyordum ama sormaktan biraz çekiniyordum.

''Seungmin sana bir şey sorabilir miyim?''

Onaylar biçimde kafasını salladı.

''Şey ben sigara kullanıyorum da. İçsem senin için sıkıntı olur mu? ''

Sorduğum soruya şaşırmıştı. Sigara içmemi beklemiyor olmalıydı. Ayağa kalktı. Elini bana uzattı. Onu takip etmemi istiyordu. Peşinden yürümeye başladım. Yatak odasına gidiyorduk. En son buraya gittiğimizde yaşananları düşününce biraz yüzüm kızarmıştı. Boydan boya siyah bir fon perde ile kapalı perdeyi araladı. Perdeyi açmasıyla kapalı bir balkonla karşılaşmıştım. Bu camları biliyordum. Dışarıyı görebiliyordun ama dışardan içerisi gözükmüyordu. Seungmin'in ünlü bir şarkıcı olduğu düşünülürse çok olası bir balkondu. Balkonda tek bir sandalye küçük de bir masa vardı. Evine çok misafiri gelmediğini düşünmeme sebep olmuştu. Bana oturmamı işaret edip ardından içeri gitti. Bazen neden konuşmadığını anlayamıyordum. Aslında konuşkan da bir çocuktu. Sorgusuz onu takip etmem hoşuna gidiyor olmalı.

Forsake & Forget / ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin