~
Ve yazar mutlu sonu hak eden ruhlar için kalemi tekrar eline alır. Bazı hikayeler mutlu sonu hak eder ve bu da o hikayelerden biri.
Seungmin doğum gününde bir dilek tuttu. Bu dileğinin gerçekleşmesi için gereken bedelleri de en ağır şekilde ödedi. Artık son sayfasıyla kapanan bu kitabın yeni ve daha güzel anılar içeren mutlu bir kitaba ihtiyacı var...
~
✨Chan✨
~15 ocak 2026~
Bir süredir sessizce bu kapının önünde bekliyordum. Bir kaç kez basmak için elim zile gitse de henüz basamamıştım. Bir hafta önce bana burada, tam bu noktada olacağımı söyleseydiler muhtemelen sadece güler geçerdim. Fakat hayat böyle işte. Siz bir köşede kendi hayal dünyanızda yaşarken birileri sizin hikayenizi yazmaya ve değiştirmeye devam ediyor. Ben Seungmin'in beni bıraktığı gün ana karakterlerinin ikimiz olduğuna inandığım hikayemizin bittiğini zannetmiştim ama gelin görün ki, Seungmin'in bitirdiği hikayemizi tekrar yazabilmek için tam da burada onun kapısının önündeydim. Aslında yüzleşmek çok zor geliyordu ama yapmalıydım. Öğrendiklerimden sonra aynı Seungmin gibi benim de onsuz nefes alamayacağımı anlamıştım. Yine de bunu anlamamın bu kadar uzun sürmesi çektiğim vicdan azabını dayanılmaz boyutlara çıkardığından önümdeki lanet kapıyı çalmayı başaramıyordum.
Okuduklarımı sindirmek benim için çok zor oldu. Doğrusu sindirebildiğimden emin bile değilim. Belki ondandır göğsümde garip bir acı var. Belki biraz da ellerim titriyor. Buraya bir kaç şişe içtikten sonra gelseydim, benim için daha kolay olabilirdi ama Seungmin'in bunu hakketmediğini düşünüyorum. Onunla yüzleşirken ayık olmam gerekiyordu.
Derin bir nefes alarak titreyen ellerimle zile bastım. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, sesini net bir şekilde duyabiliyordum. Kapı açılırken nefesimi tutsam da Jisung'u görünce yavaşça bıraktım. Yüzündeki hüzünlü gülümsemesi Seungmin'in iyi olmadığını net bir şekilde ifade ediyordu ama iyi olacaktı. Ben bunun için her şeyi yapacaktım.
''Abi, hoş geldin. Girsene.''
Beceriksizce gülümsedim Jisung'a. O kadar gergindim ki, avuç içlerim terliyordu. İçeri girdim. Gözlerim hızlıca salon ve mutfakta dolandı. Tedirgin bakışlarım Seungmin'i görmeyi beklemişti.
''Odasında. Pek çıkmıyor oradan.''
Etrafta dolaşan gözlerim Jisung'u buldu. Bana bakan yüzündeki gülümseme solmuştu. Uzanıp kolumu tuttu. Başta anlayamasam da beni zorla mutfaktaki sandalyeye oturtup elime bir bardak su tutuşturdu.
''Abi, bayılacak gibi duruyorsun. Sen iyi misin?''
Şaşkın bakışlarım bir süre Jisung'un endişeli yüzünde gezdi. Haklı olabilirdi. Seungmin'le yüzleşecek olmanın gerginliği şu an nefes almamı bile zorlaştırıyordu. Ben kendimi toparlayıp gelmiştim ama iyi değildim sanırım. Elimdeki sudan birkaç yudum aldım. Gözlerimi kapatarak derin derin nefesler aldım. Yaşadığım suçluluk duygusu o kadar büyüktü ki, hayatımda yaşamadığım bir endişe seviyesini yaşıyordum şu an. Üstüne üstlük Seungmin'in karşılaşacağım hali beni çok korkutuyordu. Jisung'un bu gergin hali durumun pek de parlak olmadığını düşünmemi sağlıyordu.
''Seungmin nasıl, Jisung?''
Bir eliyle açık kahve saçlarını karıştırdı. O alışkın olduğum sincap yanaklarını şişirerek çevresinde gezdirdiği bakışlarını takip ettim. Konuşmakta zorlanıyor gibiydi. İyi değil... bu hiç iyi değil. Jisung aramızda en dirayetli olanlardan biriydi ve o bile bu hale geldiyse durum hiç iyi değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forsake & Forget / Chanmin
FanfictionSöz yazarı olan Christopher Bang, şarkı yazamadığı buhranlı bir dönemden geçmektedir. Müzik listesinde gezerken üç yıl önce yazdığı bir şarkıya denk gelir. Şarkıyı seslendiren şarkıcının sesi resmen büyülenmesine sebep olmuştur. Hızlıca şarkının çık...