🥀Part 2 : Stars And Raindrops🥀
~16 Haziran 2016~
Bugün de diğerlerinin aynısıydı. Zorbalık artık bitmişti. Ben ağlamayı bırakıp tepkisizleştikten sonra benimle uğraşmayı bırakmışlardı. Arada laf söylüyorlardı ama gülümsediğimi görünce sinir olup uzaklaşıyorlardı. Chan'ın bana söyledikleri işime yaramıştı. Zayıflığımı gülümsemenin arkasına saklamaya başlayınca benimle eğlenceleri sona ermişti.
Sıram tam camın kenarında olduğu için ders aralarında camdan dışarıyı izlemeyi severdim. Sınıfımızın en güzel manzarası ise Chan'ın her arada tam karşımda duran banklarda arkadaşlarıyla oturuyor olmasıydı. Gün boyu takındığım yalancı gülümsemem onu gördüğümde gerçeğe dönüşüyordu. En güzel aktivitem camdan Chan'ı izlemek olmuştu. Ben birinci o ise son sınıf olduğu için bu eğlencem yıl sonunda son bulacaktı. Onunla gerçekten tanışmak istiyordum ama buna hiçbir zaman cesaret edemiyordum. Aslında bizim yan sınıflardan olan Hyunjin ile çok yakındılar. Genelde hep üçünü birlikte görürdüm. Hyunjin'le arkadaş olursam Chan'a ulaşabilirdim ama yapamazdım. Ben bu camdan sessizce onu izlemeye devam edecektim. Birinin elini omzuma koymasıyla dikkatimi üçlüden bana dokunan kişiye çevirdim.
"Cam kenarı mesain başlamış bakıyorum."
Gülümsedim hafifçe. Jeongin benim okuldaki tek arkadaşımdı. Bana karşı yapılan zorbalıkların bitişinden kısa bir süre sonra bizim sınıfa nakil öğrenci olarak gelmişti. Benden bir yaş küçük olmasına rağmen yılın başında doğduğundan aynı sınıfta okuyorduk. Tatlı bir çocuktu. Fazla konuşkan da değildi. Sürekli gülümsemeyi adet edindiğimden olsa gerek beni sıcak kanlı bularak benimle arkadaş olmayı tercih etmişti. Chan mezun olduktan sonra Jisung'un okuluna nakil geçmeyi düşünüyordum ama Jeongin beni bu fikrimden vazgeçirmişti.
"Katılmak ister misin?"
Yanımdaki sıraya oturup baktığım noktaya odaklandı. Üç tane erkeği izliyor olmamı yadırgamayan tek kişi oydu. Onun haricinde herkes bu durumu garip bulsa da bir şey söylemek istemiyordu. Chan'ın beni zorbalarımdan kurtarışını bir şekilde duyduklarından konuyu buna bağlamayı tercih ediyor olmalıydılar.
"Minho ve Chan bu sene mezun olmayacak mı? Seneye kimi izleyeceğiz?"
Bunu düşünmek hafifçe yüzümün asılmasına sebep olmuştu. Chan'ın gitmesini istemiyordum. O okulda olduğu süre boyunca kendimi nedense güvende hissediyordum. Bana sadece 'Adımı ver.' demişti. Bu bile yeterliydi. Hiçbir zaman yapamayacak olsam da bunu yapabilme ihtimalim bana güç veriyordu.
"Bilmiyorum." dedim sadece çünkü bilmiyordum. Başka bir uğraş bulurdum mutlaka.
"Minho şarkıcı olacakmış sanırım. Duydun mu?"
"Hayır duymamıştım. Chan peki? Onun da sesi çok güzel değil mi?"
"O konuda bir şey duymadım ama bildiğim kadarıyla Chan da bir şirkette çalışıyormuş."
"Hangi şirket acaba?"
"Minho ile aynı şirkettedir. Onlar asla birbirinden ayrılmıyor."
Jeongin imalı bir şekilde gülümsemişti. Ne ima ettiğini anlamıştım ve hiç hoşuma gitmemişti. O ikisinin sevgili olduğunu düşünmek istemiyordum ama yine de sormadan edememiştim.
"Sence ikisi sevgili mi?"
"Chan'ın eşcinsel olduğunu duydum ama Minho için böyle bir şey duymadım. Yine de neden olmasın asla birbirlerinden ayrılmıyorlar."
Tam konuşmak için açtığım ağzımı öğretmenin sınıfa girmesiyle kapatmıştım. Bu konu belki başka bir zaman konuşmak üzere şimdilik rafa kaldırılacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forsake & Forget / Chanmin
FanfictionSöz yazarı olan Christopher Bang, şarkı yazamadığı buhranlı bir dönemden geçmektedir. Müzik listesinde gezerken üç yıl önce yazdığı bir şarkıya denk gelir. Şarkıyı seslendiren şarkıcının sesi resmen büyülenmesine sebep olmuştur. Hızlıca şarkının çık...