12. ✨ Seni Seven Söz Yazarı, Christopher Bang

112 21 13
                                    

✨Part 1 : I Hate To Admit✨

~16 Ağustos 2025~

Seungmin gideli yaklaşık on gün olmuştu. Neredeyse her hafta sonu bir konseri olacak şekilde planlanmıştı. Kore'ye dönüşü 20 Eylül olarak planlamıştı. Yani doğum gününden iki gün önce. Çok yoğun bir programı olduğundan sadece onun boş olduğu vakitlerde konuşabiliyorduk. Genelde mesajlarıma saatler sonra dönebiliyordu. Bazen de saatlerce aralıksız konuşuyorduk. İletişimimiz biraz ona göre ilerliyordu anlayacağınız. Ben de şirketteki işlerimi yoluna koymaya çalışıyordum. Ara verdiğim aylarda çok fazla iş birikmişti. Sürekli başkanla toplantı yapmak zorunda kaldığımdan artık sıkılmaya başlamıştım. Hazır Seungmin de yokken tekrar depresyona mı girsem diye düşünmüyor değildim.

Nerede olduğumu tahmin etmeniz zor olmasa gerek. Evet, yine kayıt stüdyosunda Seungmin için yazmaya başladığım şarkıyı tamamlamaya çalışıyordum. Mükemmel olmasını istiyordum. Bu şarkı onun doğum günü hediyesi olacaktı. Bundan dolayı da mükemmel olmalıydı. Kapımın çalmasıyla dikkatimi oraya verdim.

"Merhaba abi. Nasıl gidiyor?"

Benim dörtlü mükemmel arkadaş grubum Minho'nun önderliğinde kayıt stüdyoma gelmişti. Tatlı bir gülümsemeyle oturmalarını işaret edecektim ki zaten dördü de boş buldukları yerlere yayılmıştı.

"Sizin işiniz gücünüz yok mu?"

Hyunjin gülerek Minho'yu işaret etti.

"Benim işim de bu gücüm de bu. Bu ışıltılı hayatı kendim seçtim."

Minho şeytani bakışlarını onunla alay eden menajerine çevirmişti. Hyunjin ise bu bakışların altında özür dileyerek kafasını öne eğdi. Bu ikisi genelde de kedi köpek gibi olduklarından sadece küçük bir tebessüm takındıktan sonra bakışlarımı Felix ve Changbin'e çevirdim.

"Ee, siz peki?"

Changbin yerinden kalkıp yanımda duran boş sandalyeye oturdu. Elini masaya vurdu. Belli ki yine o koca sesiyle bir şeyler söyleyecekti. Kulaklarımı tıkasam mı diye düşünüyordum.

"Burası bir kayıt stüdyosu ve ben yapımcı bir şarkıcıyım. Doğru yerdeyim yani."

Tam da tahmin ettiğim gibi yersiz bir öfke gösterisiyle yüksek bir tonda konuşmuştu. Bakışlarım Felix'i buldu.

"Benim işim yok."

En masum ve doğru cevabı yine Felix vermişti. İşi olmadığı için beni ziyaret ediyordu sonuçta. Anlık bakışlarım Minho'ya kaysa da doğruca önüme dönmeyi tercih etmiştim. Minho zaten keyfine göre hareket ederdi. Yine sırf eğlenmek için saçma bir şeyler anlatacaktı ve benim onu dinleyesim yoktu.

"Ee, kimse kahve falan da almamış. Eliniz boş mu geldiniz gerçekten."

Yüzlerine bakmadan kırgın bir tonda konuşmuştum. Diğer üçünü anlayabilirdim ama Hyunjin aynı zamanda menajerliğimi de yapıyordu. Yerim yurdum belli, hep bu odada oturuyorum diye de beni salması pek hoş değildi.

"Hadi en küçük olan kahve almaya gitsin. Ben kahve içmek istiyorum." Sözlerimin hedefi doğruca Felix olmuştu. Bu ekibin en küçüğü oydu sonuçta ama Hyunjin bir anda ayaklandı.

"Ben giderim."

"Ne oldu kıyamadın mı, Lix'e?"

Yüzünde en sahici kötücül bakışlarıyla suratıma bakıyordu fakat kaşınmıştı yine. Felix'e iş yaptıracağız diye ödü kopuyordu resmen.

"Şimdi ben dururken ünlü bir oyuncuyu kahve almaya göndermek doğru mu? Hem biz aynı yaştayız."

Felix, Hyunjin'in iltifatından kaynaklı biraz kızarmış olsa da gülümseyerek teşekkür etmeyi ihmal etmemişti. Tabii Felix'in tatlı gülümsemesiyle ettiği teşekkür Hyunjin'in daha çok telaş yapmasına sebep olmuş, kimseye ne içeceğini bile sormadan koşarak odadan çıkmıştı.

Forsake & Forget / ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin