B PLANI X

68 11 0
                                    

                           Senin Ayarın Yok, Özgür!


Özgür, Güneş'in çok beğendiği bir kafeden, onun sevdiğini bildiği iki sandviç, iki de kahve alıp gitmişti kadının yanına. Onun dinlenmiş olduğunu, düne göre çok daha iyi göründüğünü görünce çok iyi hissetti. Birlikte sandviçlerini atıştırırlarken Güneş birden;

-Yıldız'la başbaşa sohbetinizden neden söz etmedin, dedi.

Bunu beklemediği için irkildi Özgür.

-Dedikodular sana kadar ulaştı demek, dedi sonra.

-Ulaşmaz mı? Türk tipi mahalle haber ağı söz konusu.

Özgür gülünce Güneş de kıkırdadı.

-Bir evlendirip çoluk çocuğa karıştırmamışlar.

-Olaylar şu anda o minvalde gelişiyor olabilir. Hele ajans yeni haberleri bir geçsin.

-Sen kimden duydun, derken neşeyle gülüyordu Özgür.

-Annemden. Ya sen?

-Benim annemden. Ne şekilde duyduğum ise bambaşka bir hikaye.

Güneş'in kaşları ilgiyle kalktı.

-Nasıl bir hikayeymiş?

-Dedikoduya sevinmiş. Gözümüz aydın, diye aradı.

-Yok artık!

-Sorma! Bunlar senelerdir ne hesaplar yapıyor da bizim haberimiz yok.

Güneş yüzünü ekşitmişti.

-Sizinkiler Yıldız'ı gelin etme planları mı yapıyormuş? Yok, de Özgür! Valla yediğimi çıkartırım.

Özgür bir kahkaha attı.

-Tam olarak öyle değil.

-Ne peki? Ne öyle taksit taksit anlatıyorsun? Söylesene!

-Annem, babam, senin annen, hepsi birden yıllardır dünür olma hayalleri kuruyorlarmış. Yıldız mevzuu ortaya çıkınca inanan annem ne var ne yok döktü.

-Hadi, dedi Güneş hayretle. "Barış'la Yıldız'ı mı çatıyorlarmış?"

-Yok be kızım! İkimizi.

Güneş lokmasını güçlükle yutup;

-Yok devenin nalı, dedi.

-Hem nalı, hem mıhı, dedi Özgür neşeyle gülerek. "Güneş'i kaçırdık ama kısmet Yıldız'aymış dedi resmen."

Lafı bitince basını geriye devirerek bir kahkaha attı. Güneş başı önüne düşerek güldü.

-Abi, bunlar nasıl bir kafa, nasıl bir teşkilat, derken hem gülüyor, hem basını iki yana sallıyordu.

-Evlenecek yaşta çocukları olan anne-baba teşkilatı, dedi Özgür. "Sevdikleri ailelerin çocuklarını radar altına almak gibi karakteristik bir özellikleri var."

Güneş kıkırdarken omuzları sarsılıyordu.

-Amma sinsi çalışıyormuşlar ama. Ruhum duymadı.

-Al benden de o kadar!

Bir süre bir dinip bir yeniden yükselen gülüşleriyle sandviçlerini yiyip kahvelerini yudumladılar. Özgür derin bir nefes aldı.

-İşin aslını söylediğimde annem öyle bozuldu ki, ağzına geleni saydı. Bir de git, gitarınla evlen o zaman, yanına iki de mandolin katıp çocuklarım diye gezdirirsin demez mi!

B PLANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin