B PLANI XXIV

62 10 1
                                    

             Elleri Ellerime, Gözleri Gözlerime

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

             Elleri Ellerime, Gözleri Gözlerime


Hiç sevmiyordu kendi evinden başka bir yerde geceleyip sabah apar topar evine koşmayı, duş alıp giysilerini değiştirdikten sonra işe yollanmayı. Bu, sabah keyfinden çalınması demekti. Nadiren kalırdı Fuat'ta. Her defasında Fuat kahvaltı hazırlar, kadınla birlikte yemek isterdi. Yine öyle oldu. Bir yılda belki dört ya da beş kez paylaşmış oldukları bu kahvaltılarda Fuat çok mutlu görünürdü. Bu sabah öyle görünmedi adam. Güneş nedenini sormadı.

"Özgür'le sessizleştiğim gibi Fuat'la da sessizleşiyorum." diye düşündü evine doğru yol alırken. Hayatındaki insanlarla yüzleşmekten giderek daha çok korkar olmuştu. Alışık olduğu huzur elinden alınalı beri, içinde bir tahammülsüzlük büyümeye başlamıştı.

Herkesin kendisini yalnız bırakmasını isterdi. Bu herkese kendisi de dahildi. Artık tanıyamaz olduğu, savruluşlarıyla sarsılıp durduğu Güneş.

"Kendimden nefret ediyorum." diye düşünmüştü duşunu alırken. "Onca eşelenmeden sonra bulduğum bu kadından nefret ediyorum."

İşe öz saygısını tamamen yitirmiş bir halde gitti. Sanki yüzüne bakan herkes ne pespaye bir kadın olduğunu görüyor ve ayıplayarak bakıyordu. Başını kaldırıp kimsenin yüzüne bakmaya cesareti yoktu.

Güzin yine gözlerini arkadaşının üzerine dikmiş, en dikkatli gözlerle izliyordu. Dalıp gitmelerine eklenen gerginliği de fark etmişti.

"Bu kıza ciddi bir şeyler oldu." diye düşünse de çenesini tuttu. O istemediği sürece ağzından tek kelime alamayacağını biliyordu. Güneş'in duvarları vardı. Başkalarını dışarıda tutmak kadar kendisini içeride saklamak için de yükselttiği duvarlar. Bu gözleminden ona bir kez olsun söz etmiş değildi ama varlıklarını daima hissetmişti. Şimdi Güneş'in yepyeni, bütün duvarlarından daha yüksek bir duvarı kurmakla meşgul olduğunun farkındaydı. Bu kez neyi saklamak peşindeydi; neyi gömmek istiyordu?

"Fuat keşke hiç girmeseydi hayatına." diye kederle düşündü. Güneş'e asla yansıtmamıştı ama sevmiyordu Fuat'ı; o adamın dostuna iyi gelmeyeceğini en başından hissetmişti. Güzin'e göre Özgür tam da Güneş'in gereksediği adamdı. Çünkü Güneş onun yanında bahar gibiydi, tarla kuşu gibiydi. On iki yıl boyunca Güneş'in hayatına girişine tanıklık ettiği hiçkimseyi Güneş'e Özgür gibi yakıştırmamıştı. Birbirleriyle göz göze, coşkulu, neşeli muhabbetlerini izlerken kendisini gülümsemekten alamaz "Bu aşkın ta kendisi." diye düşünürdü. Bir gün onların da bunu fark edeceğine inanırdı. Sonra şu Fuat ortaya çıkmıştı. Her şeyi berbat etmişti.

-Üç gündür Özgür'le hiç araşmadınız, dedi birden. "Bir sorun yok ya aranızda."

Güneş saklanmaya çalıştığı yerden yakalandığı için irkildi.

-Yo, araşıyoruz, dedi gizleyemediği bir telaş haliyle.

"Allah Allah! Özgür'le ilgili bir durum var galiba." diye düşündü Güzin. Kadındaki heyecan gözünden kaçmamıştı. Güneş, Özgür'le ne yapıp ettiklerinden, ne konuştuklarından, neler planladıklarından söz ederdi sürekli. Özellikle Güzin, karnı adamakıllı büyüyeli beri onlara katılamaz olduğu için, rapor verir gibi her gün ne olup bittiğini aktarırdı Güzin'e. Sahi, üç gündür araşmamaları bir yana, geçen haftaki öğle yemeği ziyaretinden beri Özgür'ün hem kendisi, hem de sözü eksilmişti.

B PLANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin