-Otuz beş yaşına girdiğinde hala bekarsak birbirimizle evlenelim.
Güneş tükürüğünde boğulacağını sandı. Özgür, en iyi dostu ne diyordu böyle? Yaşadığı şoku gizlemek için işi şakaya vurup;
-Evleniriz canına yanayım, diyerek güldü. "Tohuma kaçmaktan...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gözlerinin Balında
"Bu aşk mi? Yoksa sadece tutku mu?
Her güçlü kadının istediği kendisinden daha güçlü bir erkek tarafından alt edilmek mi? Aşk yenilmek arzusu mu?
Mehmet ile ilk kavgamızı yaptık ve ilk kez, kendimi ona teslim ettim, gerçek anlamda kendimi verdim. Beni teslim almasını istedim, kollarında bir hiçe dönüşmek istedim.
Aşk bu mu?
Eğer öyleyse bu tiksinti neden?
Yıllar önce bir başka erkekle aynı şeyleri hissetmiştim. Beni aldatmalarına, kalbimi olmasa da gururumu paramparça etmesine aylarca göz yummuştum. Ne ondan vazgeçebiliyordum, ne de ona kalbimi vermek gelmişti içimden. Öyle yıpratmıştı ki o ilişki beni, hem onu hem de kendimi yaralayan en korkunç biçimde bitirmiştim.
Şimdi Mehmet'le de aynı şey mi olacak?
Benim sevecen, ince, tatlı Mehmet'im dün gece bambaşka bir adamdı ve ben o adamı tutkuyla istedim, Mehmet'i bir yıldır ilk kez gerçekten arzu ettim.
O uyurken yüzünü izledim. Bildiğim Mehmet'ti. Bana huzur veren, güven veren, incelikli Mehmet'im. Az önce varlığımı paramparça etmek istercesine beni kolllarında –seven değil- paralayan adamdan eser yoktu o yüzde.
Ben o yüzü kuru bir şefkatle izlerken, bedenim hala az önceki canavar için sızım sızım sızlayarak yanıyordu.
Kendimden utandım, tiksindim.
O yüzden"Bir yıldır birlikte olduğum, birkaç hafta sonra karısı olacağım bu adama birdenbire aşık mı oldum?" diye düşünüp durdum saatlerce.
Aşk mı bu?
Beni hem şefkatle sevebilen, hem de gücüyle ayaklarımı yerden kesen, hatta beni bir hiçe dönüştürürcesine tutkuyla seven bir erkek mi istiyorum ben?
Bu beni utandırsa da, tiksindirse de belki de buyum ben.
Mehmet artık Ali'yi daha az görmemi istedi. Kavgamızın nedeni de buydu. Kıskanıyormuş. Hiç farkında değildim. Önce öfkeden deliye dönüp kavga ettim. Ama istediğini yapacağımı biliyorum. Bütün ömrümü paylaştığım dostumu, bana hükmetmekle başımı döndüren bu adam istedi diye artık daha az göreceğim.
Darmadağınığım.
Kendi içimin dehlizlerinde kaybolmuş gibiyim.
Mehmet, yıllar önce gururumu paramparça eden o adam değil. Beni seven, delicesine seven bir adam. Bu denli sevdiğinden dün geceye dek haberdar bile değildim.
