B PLANI XXXVI

35 8 0
                                    

                                   Aşkın İçinde, Ümidin Kıyılarında


Özgür günü kahveyle karşıladıktan sonra bir duş alıp hafif bir kahvaltının ardından çıkmıştı. Cihat'ın saat sekizde ofisinde olacağını bildiği için doğrudan adamın yanına gitti. Hava yağışsız, kuru olduğuna göre beton dökme işini bir an önce halletmekte yarar vardı.

-İki adamımı yolladım bile, dedi Cihat, Özgür'le Türk kahvelerini içerlerken.

-Yapma, dedi Özgür hem sevinç, hem de minnetle.

-Bizim iş erkenden başlar, dedi adam kocaman tebessümüyle. "Senin gibi gece kuşu değiliz... Ana kolonları da halledecekler. Çam en uygun malzeme olduğu için sana sormadan ona da ben karar verdim. Ama bana güven, en doğrusu çamdır. Projede ihtiyacın olan miktarda parça gerekli ölçülerde kesilip hazırlanıyor şimdi. Çarşamba günü naklettiririm. Sen de başlarsın."

-Cihat, ne diyeceğimi bilemiyorum, derken Özgür minnetten öte, mahçubiyet içindeydi.

-Ne diyecekmişsin, dedi adam şakacı bir gülüşle. "Eski dostlar arasında böyle şeylerin bahsi bile olmaz... Hatta bana sorsan, bırak adamlarım bütün projeyi halletsinler derim ama kendi ellerinle yapmak istediğini biliyorum. Düğün hediyesi gibi bir şey mi?"

-Öyle bir şey, dedi Özgür, öyle olmasa da.

-Eh, maliyetini de ben üstleneceğim. İkimizin birden düğün hediyesi olur.

-Olmaz öyle şey, diye hemen karşı koydu Özgür.

-Bal gibi de olur, dedi Cihat. "Yeşim'le ne hediye alsak diye düşünüyorduk. Bizi bir sıkıntıdan kurtarmış olursun."

-Önerin için çok teşekkür ederim ama ben bu projeyi tamamen üstlenmek istiyorum.

-Krediyi bölüşmem diyorsun, dedi adam şakacılıkla.

Özgür kendisini gülmekten alamadı.

-Hala aynı dosdoğru çocuksun, dedi neşeli bir sesle. "Bu huyun yüzünden az kavgaya girmedik."

-Sanki sen öyle değilsin, dedi Cihat ışıl ışıl bakışlarla; mahallenin hızlı, delişmen delikanlıları oldukları ilk gençlik yıllarını hatırlamak adamı fazlasıyla keyiflendirmişti. "Sağlam da dövüşürdün. Hey gidi günler!"

-Sen de sağlamdın, dedi Özgür aynı keyfin içinden. "Erman çok çıtkırılımdı. Belli mi ediyordu nedir hep önce ona dalarlardı."

Cihat bir kahkaha attı.

-Valla aynen dediğin gibi. Erman ya! Amerika'ya yerleşti o. Haberin var mı?

-Yok. Üniversite için Ankara'ya gittikten sonra görmedim. Haberini de almadım.

-Yüksek için Amerika'ya gitti. Kaldı öyle. Unuttu bizi. Araba bir de olsa gördüğüm bir sen kaldın. Laf soktuğumu söyledin ama aslı yok, inan. Senin vefanın farkındayım ben, Özgür. Tamam, az görüşüyoruz ama biraz sen kabahatliysen biraz da ben kabahatliyim. Hayat işte. İnsanı fazlasıyla meşgul ediyor. Sen zaten binbir renkli bir adamsın. Onca şeye nasıl yetiyorsun, aklım almıyor.

Özgür adamı ışıl ışıl gözlerle dinliyordu.

-Şimdi bir de albüm işi çıktı, dedi başını şöyle bir sallayıp.

-Albüm mü, dedi Cihat ilgiyle. "Yoksa albüm mü çıkaracaksınız?"

-Öyle görünüyor.

-Vay benim Özgür'üm, dedi adam coşkuyla. "Ya bizim bunu ıslatmamız lazım. Bu ne güzel haber ya!"

B PLANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin