B PLANI XXXVII

40 8 4
                                    

                                             Bir Yüreğe Sığan Tüm Sevgiler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                             Bir Yüreğe Sığan Tüm Sevgiler


Güneş, Pazar gecesi, Çağrı'yla diyaloglarının ardından, Fuat'ın babasını düşünmeden edememişti. Çağrı'ya söylediği gibi, meraklarını Fuat'ın hassasiyetleri ile susturup ona saygısından bu konu üzerinde düşünmemeyi seçmişti ama bazan bu babayla birlikte ailenin yaşamış olduklarını ayrıntılarıyla bilmek istediği olurdu. Bu baba hakkında Fuat birkaç cümleden fazlasını etmediği gibi, hem Sude Hanım, hem de Nilay hayatlarında böyle bir adam hiç yer almamış gibi yaşıyorlardı. Bir kez akşam yemeği için gittiği aile evinde pek çok aile fotoğrafı görmüştü ama bu fotoğrafların hiçbirinde bir baba figürü yoktu; sadece Fuat'ın ve Nilay'ın ya da ikisinin veya üçünün birlikte olduğu fotoğraflardı. Günal ailesinin belleğinden silinmişti o baba.

Aldatılan ve terk edilen ne ilk ne de son kadındı Sude. Ama sanki sadece kendi hayatından değil, çocuklarının hayatından da silmişti adamı. Ya da kimbilir bunu yapan babaydı. Bilmiyordu ki. Ne çok istemişti Fuat'a "O sizi de mi terk etti yoksa siz mi görüşmemeyi seçtiniz?" diye sormayı. Bilmek ihtiyacındaydı. Hayatını bölüşeceği adamın hayatına dair bu denli önemli bir konuyu bütün detaylarıyla bilmek istiyordu. Ama susmuştu. Fuat'ın susma ihtiyacını hissederek saygı duymuş, susmuştu. "Belki bir gün anlatır." ümidi kendisini susturmasına yardım etmişti. Kendisi de Fuat'a her şeyi anlatmış değildi. Bazı şeyler zaman alıyordu.

Şimdi, Çağrı'dan ilk kez duyduğu şeyler merakını başka türlü kamçılamıştı. Fuat Günal'ın herkes tarafından tanınacak kadar ünlü olması mesela. Çağrı ondan kralın tahtına oturması beklenmiş olan bir veliaht gibi söz etmişti. Bu tahtın gücünden söz etmişti. Ülkenin en zengin birkaç kişisinden biri demişti Fuat'ın babası için. Fuat'la ailesi belli bir konforun epey üzerinde yaşıyorlardı, pahalı zevk ve alışkanlıkları olduğu da açıktı ama Çağrı'nın kast ettiği gibi bir servetleri olabileceği, daha doğrusu böyle bir serveti kaybetmiş oldukları türünden düşünceler aklına bile gelmemişti. Nasıl gelebilirdi ki? Kendisi için sadece Fuat olmuştu adam. Bir kafe işleten, çalışkan, muhakkak parlak bir geleceği olan hırslı ama zengin denmeyecek, ortalama yaşam standartlarının biraz üzerinde bir konfora sahip bir adamdı Fuat. Bu yüzden ailesini tanıdığında iki kadının yaşam standartlaryla biraz şaşırmıştı; biri çalışsa da diğeri bütün gün tembellik eden iki kadının yaşadığı bir evde yatılı bir hizmetçi ve aşçı olması olması, buna rağmen sık sık dışarıda yenmesi, bir yıl içinde birkaç kez yapıldıklarını öğrendiği yurt dışı gezileri, daima dünyanın moda merkezleri olan kentlerden ve en pahalı markalardan alınan giysiler vb. Güneş'e "Bu değirmenin suyu nereden geliyor?" diye düşündürmüştü. Fuat çok zengin değildi. Nilay moda sektöründeydi ama o da bu değirmeni besleyecek çapta görünmemişti kadına. Ya bir mirasyedilik söz konusuydu ya da şu lafı edilmeyen baba boşanırken hatırı sayılır bir sus payı vermişti karısına. Muhakkak öyleydi. Artık anlıyordu. Ve şimdi o adamı hiç etmediği kadar merak ediyordu.

B PLANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin