B PLANI XXX

55 7 0
                                    

          "Şimdi benim buzdan bir döşekte 

           Üç büklüm olmuş zavallı sevdam, 

          Üşüyorsa ölesiye yalnızlıktan; 

          Bil ki senin hep böyle güvensiz, 

          Yaşamdan korkar oluşundan."

                                      Metin Altıok


Eve dönerken, Fuat'a gitmeyi geçirdi aklından. Ona sarılıp uyumak hiç fena bir fikir gibi görünmüyordu. Bir de şu kendine kapanma ihtiyacı olmasaydı.

"Ne zaman Fuat'a yüzde yüz açabileceğim kendimi?" diye düşündü, birkaç saat sonra verandada kahve içerken.

Hemen uyumak niyetiyle girdiği yatakta debelenip durmaktan etleri acımaya başlayınca kalkıp kendisine bir kahve yaparak verandaya çıkmıştı.

Fuat'la Irmak konusunu halletmişlerdi. Kalbinin arsız itirazlarına rağmen onuna evlenmekle en doğru şeyi yaptığına inanıyordu. Oysa Özgür dahil herkese bir yerden sonra kapalıydı. Fuat'la böyle olmamalıydı. Hayatını paylaşacağı adama bütün kapılarını açmalı, kendine kapanmak yerine ona sımsıkı sarılmalıydı. Ama hala içinden gelmiyordu. Fuat'ı düşündüğünde bir biz şekil almıyordu kafasında; hala Fuat ve kendisiydi. Fuat ve bir türlü iç huzuruyla bir şeylere sımsıkı sarılamayan kendisi. O kendi, hala kaçıp sığınmak istediği yegane insandı. Bütün fırtınalarına, dinmeyen hezeyanlarına rağmen.

"Ya bu hiç bitmezse?" diye düşündü kaygıyla.

Gözleri bir hafta önce mabet ağacının köklerinin sımsıkı tutunmakta olduğu toprak zemindeki ayak izlerine takılınca ilgiyle omuzları yükseldi. Pek çok ayak izi vardı zeminde; yumuşak toprak bu izlerle çökmüştü. Özgür akşam bir şey söylememişti ama Cihat'ın adamıyla gelip çardak projesi üzerinde konuşmuşlardı herhalde.

Yapması gerektiğine inandığı her şeyi eskisinden de sessiz bir biçimde yapacaktı besbelli. Biraz daha uzakta durarak ve olabildiğince sessizce. Belki bir başka gün evine döndüğünde beton zemini bulurdu, bir başkasında çatılan temel direklerini, her başka günle biraz daha ilerlemiş olan çardak inşaatını. Tüm bunlar olurken Özgür'ü doğru dürüst görmeyecekti herhalde.

"Hayatındaki tek insan olmadığımı öğrenmemin zamanı geldi, Güneş."

"...nasıl mutlu olacağına dair kendi kurgularım vardı. Dün gece senin ne kurguladığının daha önemli olduğuna karar verdim. Evet, ben hep seni korudum, sakındım ama kimse seni senin gibi koruyup gözetemez. Hakkında en doğru kararları sen vereceksin. Bundan sonra kararlarını sorgulamayacağım, Güneş."

Böyle olması mantıklıydı. Fuat'a ve evliliğine kanalize olmalıydı. Özgür biraz uzağında durursa elbette bu daha kolay olurdu. Ama yüreğine batıyordu bu. Kimin için ve ne nedenle olursa olsun Özgür'ün geri plana çekilmesi yüreğine batıyordu. O daima hayatındaki en önemli ve kendisine en yakın insan olmuştu. Üzerinde düşünmemiş olsa da bu durumun asla değişmeyeceğine inanmış, bağlantılı olarak hareket etmişti. O yüzden değil miydi Fuat'ın kıskançlık içinde debelenmesi?

"... Fuat'a bir süredir iyi niyetle bakmadığımı gizleyecek değilim ama artık onun hakkını da teslim etmek istiyorum."

"Benim yapamadığımı o yapıyor." diye düşündü. "Fuat'la mutluluğumuz zedelenmesin diye geri çekiliyor."

Muhakkak bir şeyler hissetmişti. Son yazışmalarında kendisini kaptırıp öyle budalaca şeyler söylemişti ki, ona eğilimlendiğini anlamıştı adam. Biraz da bundan ötürü geri çekilmeyi doğru bulmuş olmalıydı. Güneş kafasını temizleyebilsin, çizdiği yolda yürüsün diye.

B PLANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin