B PLANI XIII

61 11 0
                                    



                                            Araba Farına Kapılmış Geyik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                            Araba Farına Kapılmış Geyik


Güneş, bu telkinin ardından çok geçmeden uykuya dalmıştı. Gözlerini açtığında gün tamamen aydınlanmıştı. Saati öğrenmek için komodindeki telefona uzanıp baktı. Dokuza geliyordu. Hiç dokuza kalmazdı, hafta sonlarında bile.

Kalkıp uzun uzun gerindi. Hemen gardrop çekmecelerinden temiz çamaşır alıp banyoya girmek için odasından çıktı. Konuk odasının önünden geçerken gözü düzeltilmiş yatağa takıldı. Ne gereksizdi. Yıkayacaktı nasılsa. Başını şöyle bir sallayıp banyoya geçti. Temiz çamaşırları lavabonun tezgahına bıraktıktan sonra kahve makinasını çalıştırmak için mutfağa geçti. Kaşları hafifçe yükseldi makinanın ışığını görünce. Haznesi yarı yarıya doluydu. Demek Özgür hala buradaydı.

Önüne geçilmez bir hevesle salona doğru yürüyüp köşe duvarının yanından eğilerek verandaya doğru baktı. Kapı on santimlik bir açıklıkta bırakılmıştı ama Özgür verandada değildi. Merakına yenilerek verandaya gitti. Ancak dışarı çıkıp bahçeye göz atarken gördü adamı. Bir erguvan ağacının altındaki ayrık otlarını temizliyordu. Onu, çocukluğundan beri pek çok kez çalıştığı bu bahçede görmek Güneş için çok sıradan bir şeydi ama ilk kez yüreğinde hiç bilmediği bir sıcaklık duydu. Nasıl da yakışıyordu bahçesine. Bunu daha önce hiç böyle açık açık düşünmemişti çünkü hiç dikkat etmemişti. O, Özgür'e daima bakmış ama hiç dikkat etmemişti. Etse, şimdi kalbinin daha hızlı atmasına neden olan bu duygunun yıllar önce farkında olurdu.

-Günaydın, diye seslendi, kalp çarpıntılarını bastırmak için.

Özgür bu sesle hemen doğrulup verandaya dönmüştü. Yüzü bir gülüşle aydınlanarak;

-Günaydın, diye karşıladı kadını. "Ayrık otlarına epeydir el atmamışsın."

-Düğün telaşı, malum, dedi. "Hafta sonlarım üç canavar tarafından ele geçirilmiş durumda. Zahmetin için çok teşekkür ederim."

-Rica ederim. Makinede kahve var.

-Önce bir duş alacağım.

Özgür elini şöyle bir sallayıp işine dönmüştü. Güneş iç geçirip içeri girdi. Özgür'de hiçbir fevkalade hal yoktu. Acaba hala saflıkla, Işık'ın Güneş olabileceğini aklına getirmiyor olabilir miydi? Aşkın gözü ne kadar kör oluyordu acaba? Acaba kendisi ne kadar kördü şimdi, neleri gözünden kaçıyordu?

Duşunu almış, henüz yarı yarıya giyinikken telefonunun çaldığını duydu. Aklına hemen üçlü çete geldi. Cumartesi dedi mi telefonlarını çaldırmadan duramazlardı. Üçe kadar onlardan muhaf olsa da ya bugünki prova ya da yarınki çiçekçi randevusuyla ilgili bir hatırlatma telefonu olduğundan neredeyse emindi. O yüzden umursamadı.

B PLANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin