B PLANI XXXV

48 8 0
                                    


İmaj: Çağrı

İmaj: Çağrı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


                                    Garip Rastlantılar, Sırlar Ve Dürüstlük


Güneş bara engelleyemediği bir gerginlik içinde gitti. Bu yeni durumun hiç olmazsa bir süre daha böyle gideceğinden kuşkusu yoktu; çok uzun sürmemesini diliyordu. Kalbi durulacak, eskisi gibi olmasa da daha sakin atmayı öğrenecekti. Güneş her zorlukla baş etmeyi bilmişti; bununla da baş etmenin bir yolunu bulacaktı.

İçeri girip de adamı sahnede gördüğü an tüm bu makul hesaplar bir yapboz gibi dağıldı; hızlanan kalbinin damarlarını zorlayan basıncından başka bir şey duyamaz hale geldi.

"Bakma!" diye uyardı kendisini.

O tam bu uyarıyı yaparken Özgür de kapıya doğru çevirmişti bakışlarını. Kadını görünce onun yüreği de hızlandı.

"Balım!" diye bağırdı o yürek. "Hoş geldin!"

Dudaklarına bilinçsizce, mutluluğunu yansıtan bir gülüş yayılmıştı. Güneş daha çok heyecanlansa da sakin görünme çabası içinde adamın gülüşünü karşıladı ve bu bakışma anını kısa kesme ihtiyacıyla hemen yürümeye yeltendi. Bu acelecilik içinde ikinci basamakta tökezleyince bardan çıkmakta olan bir adama toslamaktan kendini alamadı. Adam iki kolunu birden kadının beline dolayarak onu tuttu ve düşmekten kurtardı.

-İyi misiniz?

Güneş kendisini neredeyse kucaklamış olan adamın kollarından aceleyle sıyrılırken;

-Özür dilerim, diye gevelendi. "Adımımı ayarlayamayınca..."

Adam kadını süzerken çapkın bir gülüş takındı.

-Özürlük bir durum yok. Bir zevkti.

Güneş'in dudaklarının ucu itemsizce, hoşnutsuzlukla kıvrılmıştı. Her fırsatı asılmak denen densizliğe dönüştüren erkekler fazlasıyla canını sıkardı. Adamın yüzüne dik bir bakış atıp tek kelime daha etmeden barın içine doğru yürüdü.

Acaba Özgür tözeklediğini görmüş müydü?

"Of, kendimi kepaze etmedim umarım." diye düşündü huzursuzlukla. İçinde dönüp duranları bastırmak meseleydi zaten; üstüne bir de böyle olmadık sakarlıklar ediyordu. Geçen hafta da adamın gözü önünde kahve fincanını devirmişti.

Muhakkak anlıyordu Özgür. Belki de acıyordu kendisine. Bunu düşünmek bir kez daha fazlasıyla canını yaktı. Bulduğu boş bir masaya kurulduktan kısa bir süre sonra birasını getiren Itır'a teşekkür edip içkinin dörtte birini boğazından aşağı boşaltınca biraz daha iyi hissetti. Ama yeniden sahneye bakmaya cesaret edemiyordu. Biraz kendine gelmeliydi. Gözlerini sahneden uzak tutmaya çabaladıkça bakışları masalara, bu masalarda oturan insanlara kayıyordu. Kimi neşeli, kimi dalgın ve sessiz pek çok yüz.

B PLANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin