1.6

17.7K 1K 304
                                    

Ahmet'in gözlerime büyük bir pişmanlık ile bakması gözlerimden akan yaşı geri döndürmüyordu.Paramparça olmuş kalbimi kalbimi tamir etmiyordu.

"Efe.." Titrek bir şekilde adımı fısıldayan adama bakıp kafamı iki yana salladım. Elimin tersiyle yanağımdaki gözyaşımı silip önünden çıktım ve hızla yürümeye başladım.Az önce sildiğim yaşların yenileri gözlerimden akarken burnumu çekerek adımlarımı daha da hızlandırdım.

"Efe dur!" Onun arkamdan bağırmasına aldanmadan yürüyebileceğim en hızlı şekilde yürüdüm.Neredeyse evin önüne gelene kadar arkamdan seslenmeye devam etti.Evin kapısına geldiğimde cebimden anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım.Ayakkabılarımı çıkarırken o da nefes nefese arkamdan gelip bileğimi tuttu."Efe nolur dur." diyerek beni kendine çevirmeye çalıştığında sertçe bileğimi elinden kurtardım.

Ayakkabılarımı çıkarıp eve girdim ve direkt odama yöneldim.Ahmet tam arkamdan geliyordu.Odama girip kapıyı kapattığımda kapıya vurmaya başladı. Açmaya çalışınca kapıyı sertçe ittirip kilitledim.

"Efe! Gülüm bak biliyorum salaklık yaptım seni dinlemem lazımdı aç şu kapıyı lütfen!" diye bağırıp kapıya vurmaya devam etti.

Burnumu çekerek sırtımdaki çantayı yatağımın üstüne koydum.Fermuarını açıp içinden onun için aldığım kol saatini çıkardım.Saati görünce boğazımdan kaçan hıçkırık ile dudaklarımı birbirine bastırıp saati masamın üstüne koydum. Çantamın fermuarını kapatıp yatağımın kenarına koydum.Üzerimden montumu çıkarıp sandalyeme atarken hâlâ onun sesini duyuyordum.

"Efe'm nolursun yapma.Bak ağladığını görünce içim parçalandı nolur aç şu kapıyı." Asla cevap vermedim.Üzerimdeki tişörtü çıkarıp bedenimi çıplak bırakırken yatağıma uzanıp gözlerimi kapattım."Efe!"

Gözlerim kapalı hâlde durmama rağmen yanaklarım ıslaktı.Hâlâ ağlıyordum. Onun bana o şekilde bağırması ve suçlaması o kadar zoruma gitmişti ki kalbim acıyordu.

Kalbimin acısıyla yüzümü buruştururken yine onun sesini duydum.

"Efe açmazsan kırarım şu siktiğimin kapısını,aç şunu!" diye bağırdığında gözlerimi açıp dişlerimi sıktım.

"Konuşmak istemiyorum istediğini yap açmayacağım kapıyı!" dedim yüksek sesle bağırarak.

Ses kesildi.

Bu kadar çabuk gitmesiyle daha çok ağlayasım gelmişti.Yutkunarak tekrar olduğum yere uzanırken Ahmet'in aşırı yüksek bir sesle kapıyı kırıp odaya dalmasıyla irkilmiştim.

"Lan manyak napıyorsun?!" diye bağırdığımda Ahmet'in omzunu tutarak bana baktığını gördüm.Beni baştan aşağıya süzdüğünde üstümün çıplak olduğunu hatırladım.Utanarak kafamı öne eğerken isteksizce tekrar hıçkırmıştım.Hızla gözyaşlarımı silip kafamı kaldırırken Ahmet gözlerini kapatmış şekilde derin bir nefes almıştı.

Gözlerini açtığında gözlerimiz buluştu.
Bana doğru yaklaşmaya başladığında kaşlarımı çatıp yataktan inmeye yeltendim.O anda yatağa oturup kollarımdan sıkıca tuttu.İnmek için daha da direttiğimde bileklerimden sıkıca tuttu.Belimden kavrayıp beni yatak başlığına yasladığında nefesim kesildi.

Bileklerimi ve belimi o kadar sıkı tutuyordu ki yerimden kıpırdayamıyordum.Son çare kafamı öne eğip yüzüme bakmasını engelledim. Birkaç dakika sonra belimi yavaşça bıraktı.Fakat gitmek için bir şey yapmadım.Öylece beklerken yüzümü kavrayan avuçtan yüzümü savurarak kurtuldum.

"Güzelim bana bak.." diye fısıldadığında kafamı iki yana salladım.

"Git, istemiyorum seni." diyerek bileklerimi oynattığımda bu sefer yüzümü daha sert şekilde kavradı. Karşı koyamadan gözleriyle göz göze gelince dolu ve kızarmış gözlerimle karşılaşmıştı.

Önce yüzümün her santimin süzdü. Daha sonra baş parmağı ile yanağımdaki ıslaklığı sildi.Tekrar gözlerimin içine baktığında yutkundum.

"Efe'm.." diye fısıldayıp yanağıma eğildi. Dudaklarını oraya bastırıp kokumu içine çekerek derince öptü ve geri çekildi.
"Mis kokulum.."

O bana böyle şeyler fısıldadıkça duygusallığım iyice artıyordu.Zaten bu hayatta sadece ona güçsüzdüm.

"Bağırdın bana..Suçladın.." dedim titrek sesimle.Sesimi ilk defa duyuyordu sanırım.

Eliyle yanağımı okşayıp bu sefer burnumdan öptü.

"Özür dilerim canımın parçası çok özür dilerim.." diyerek elini saçlarıma attı ve geriye doğru tarayıp alnımı sıkıca öptü.
Kafamı iki yana sallayarak burnumu çektim.

"Bana hırsız dedin bağırdın..Çok kızdın." Çocuk gibi aynı şeyleri tekrarlıyordum. Bu sözlerim onun canını daha çok yakıyormuş gibi baktı gözlerine. Saçlarımı okşayıp kollarını bana sardı ve bedenime sımsıkı sarıldı.Kollarımı ona sarmadan çenemi omzuna koyarken kulağıma fısıldadı.

"Asla affetmeyeceğim kendimi..Sana öyle bir kelimeyi yakıştırdığım için.Ama sen affet beni canımın parçası..Çok özür dilerim." diye fısıldayıp boynumdan sıkıca öptü.

Ve ilk defa o an bir şey yaptı.

Normalde sadece öperek koklarken bu sefer burnunu boynumda hissettim. İçine derin nefesler çektikçe daha sıkı sarılıyordu.

"Çok özür dilerim can parçam.." diye fısıldarken sesinin kırıklığını duydum. Hemen arkasından boynuma bir ıslaklık değince burnumu çekerek kaşlarımı çattım.

"Ahmet.." dedim ağlamaktan boğuk çıkan sesimle.

Hayatım boyunca ona ilk defa Ahmet demiştim.İlk defa.

"Ahmet canını versin senin için canımın içi." diyerek daha da sıkı sarıldı. O kadar sıkı sarılıp boynumu kokluyordu ki dayanamayarak ellerimi kaldırdım. Bende kollarımı onun bedenine sarınca kulağımın altını öptü.

"Çok özür dilerim.." Dakikalarca o şekilde kaldık.Kaç defa özür diledi sayamamıştım. Ağladığından emin olmam bana şoku yaşatmıştı.Onu ağlarken hiç görmemiştim.Yutkunarak dudaklarımı araladım.

"Ahmet.."

"Söyle canımın parçası söyle." dedi boynumda bir soluk verirken.

Dudaklarımı birbirine bastırıp derin bir nefes aldım.

"Ben sana senin istediğin saati almıştım.." dediğimde sanki kollarımın arasında kaskatı kesildi.Bu hâli beni korkuturken birkaç saniye içinde bedenimden ayrıldı.Gözleri dolu kaşları çatılı hâlde bana bakarken parmağımla masanın üstünü gösterdim."Bak orada.."

Parmağımla gösterdiğim yere baktığı an dudakları araladı.Gözleri irileşirken yanağından bir damla yaş daha aktığını farkettim.Kendimden bağımsızca elimi kaldırıp yanağındaki yaşı sildiğimde bana döndü.

"Sen bana benim istediğim saati mi aldın?" dedi kısık bir sesle.

Kafamı aşağı yukarı sallayıp iki elimle yanağımın ıslak yerlerini temizleyip omuz silktim.

"Harçlıklarımdan biriktirmiştim. Bugün verecektim ama bir önemi kalmadı.." diyerek gözlerine baktım.O da gözlerime bakıyordu.O kadar uzun bir süre gözlerime baktı ki zaten kızarık olan yüzümün daha da kızardığına emindim.

"Sana ölürüm çocuk.." diyerek alnını yavaşça alnıma yasladı.Yakınlığımızın verdiği heyecanla dudaklarım titrerken onun nefesini dudaklarımda hissettim. "Senin güzel kalbini, güzelliğine,doğduğun ve yaşadığın her güne ölürüm canımın içi.."

Kalbim tekledi.Kalbim o kadar hızlı atmaya başladı ki sakin kalmak için gözlerimi kapattım.Birkaç dakika sonra gözlerimi açtığımda Ahmet alnını alnımdan çekip saçlarımı okşadı ve sıkıca alnımı, yanaklarımı öptü. Olduğu yerde dikleşip kafamı tuttu ve göğsüne yatırdı.

Başım yavaşça göğsüne doğru düşerken o bir elini çıplak belime sardı. Önce saçlarımdan defalarca öptü.Daha sonra uzun uzun kokladı.

"Özür dilerim..Çok özür dilerim.." defalarca aynı şeyleri fısıldayıp saçlarımı öpüp koklarken bende onun göğsünde hızla çarpan kalbimin sesini dinliyordum.

-


-


-

Efe affetme arkandayım

YARAMAZ (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin