4.0

16.2K 939 245
                                    

Şuan gerçekten gerginlikten ölmek üzereydim.Dışarıdan geleli 10 dakika olmuştu.Aslında okuldan çıkalı üç saat kadar olmuştu ama Ahmet eve gitmemi istememişti.Çünkü dayısı tahmin ettiğinden daha erken gelmişti.Ahmet onları arayıp işten iki saat kadar geç çıkacağını ve gelene kadar oradaki kafelerde oturmalarını söylemişti.

Aslında amacı onları benimle başbaşa bırakmamaktı.

Ahmet eve geldikten sonra bana mesaj attığında direkt arkadaşlarımın yanından kalkmıştım.Eve geldiğimde Ahmet'in dayısı ve babası içeride oturuyordu.Ahmet elimi yüzümü yıkamam için beni banyoya gönderip içeri geçmişti.

Yutkunarak yüzümü üst üste yıkadım. Aynaya bakıp derin bir nefes aldıktan sonra yüzümü havluyla silip kuruladım. Aynaya bakıp eşofmanımı ve tişörtümü düzelttikten sonra banyodan çıkıp oturma odasına doğru adımladım. Kalbim o kadar fazla hızlı atıyordu ki buna engel olamıyordum.

Oturma odasına girdiğim anda herkesin bakışları bana döndü.Yutkunarak birkaç adım daha önlerine geldim.Dayısı ve babası bana çatılı kaşlarla bakınca bakışlarımı Ahmet'e çevirdim.O da bir bana bir de onlara baktı.

"Efe." dedi yalnızca.Onlara dönüp ikisine de el uzattığımda ikiside elimi sıkıp kafalarını salladı.Oturmak için sağımda solumda yer arayınca Ahmet kayıp yanını gösterdi."Gel."

Oluşan sessizlikle beraber kafamı sallayıp Ahmet'in yanına geçtim.Tam dibine oturup ellerimi kucağıma koyduğumda bir iki dakika daha devam etti sessizlik.

"Eee Ahmet nasılsın?" Bu derin sessizliği bozan kişi Ahmet'in dayısı olmuştu. Ahmet oturuşunu dikleştirdi.

"İyiyiz dayı." dedi üzerine bastıra bastıra. "Ben çalışıyorum,Efe okula gidip geliyor." dediğinde dayısının bakışları bana döndü.Kısa bir bakışmanın ardından tekrar Ahmet'e döndü.

"Geçinebiliyor musun yetiyor mu oranın parası?" dedi dayısı.Ahmet omuz silkip ellerini birleştirdi.

"Geçinebiliyoruz." dedi ve gülümsedi. "Gayet rahat şekilde."

Dayısı tekrar aşağı yukarı kafasını salladı.Dayısının bakışları bana döndüğünde irkildim.Beni baştan aşağıya süzüp güldü.

"Sen ne okuyorsun?" dediğinde Ahmet'e bir bakış atıp oturuşumu düzelttim.

"Lise son sınıfım.Bu sene üniversiteye gideceğim." dediğimde kaşlarını kaldırdı.

"Daha büyük duruyorsun, sınıfta mı kaldın?" diyerek Ahmet'in babasına baktı İkisi birbirine bakıp güldüğünde kaşlarımı çattım.

"Hayır."

"Sınıfta kalacak potansiyelde bir çocuk değil.Kendini okuyor sanan ama okulu sadece genelev gibi kullanan insanlardan daha zeki ve bilgisi yüksek." dediğinde Ahmet'e baktım.Dayısının bir anda yüzü düşünce dudaklarımı birbirine bastırdım.Hatırladığım kadarıyla dayısının kızına laf sokuyordu.

Dayısı kafasını aşağı yukarı salladı. "Tabi öyle..Bu devirde çalışmak daha önemli aslında.Okuyanlar hep işsiz,çalışıp sana destek olması gerekmiyor mu?" dediğinde yutkundum.Ahmet tekrar güldü.

"Çalışmasını ben istemiyorum.Zaten en iyi şartlarda okuyup istediği her şeye sahipse,okula gidip derslerini çalışmak varken neden bir işte çalışma ihtiyacı duysun?" Ahmet kelimeleri bastıra bastıra söylerken dayısı her kelimede biraz daha küçülüyor gibiydi. Alt dudağımı yalayıp gözlerimi halıya indirirken bu sefer araya babası girdi.

"Hiç tanımadığın biri için fazla fedakar değil misin Ahmet?" dediğinde Ahmet kaşlarını çattı.

"Tanımadığım?" diyerek bir tepki verdiğinde babası kafasını salladı.Ahmet devam etti."Dünyaya gözlerini açtığı ilk günlerden beri yanında olduğum bir çocuğu yakınen tanıdığımı düşünüyorum." dediğinde babası kafasını iki yana salladı.

YARAMAZ (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin