Elimdeki papatya demetine bakıp kendi kendime gülerken kapının önüne gelmiştim.Sırtımdaki çantamı koluma iyide takıp diğer elimle cebimden anahtarımı aldım ve kapıyı açtım.
Ayağımla kapıyı ittirip ayakkabılarımı çıkardım ve içeri girdim.Oturma odasına doğru geçerek elimdeki papatya demetini yavaşça koltuğun üzerine bıraktım.Heyecanla alt dudağımı ısırarak sırtımdaki çantayı da çıkarttım. Kafamı kaldırıp duvardaki saate baktığımda Ahmet'in gelmesine daha iki saat olduğunu gördüm.
Okulda neredeyse bütün gün onu düşünmüştüm.Ne derste ne de tenefüste bir saniye bile aklımdan çıkmamıştı. Okul çıkışında arkadaşlarımla biraz kafede oturduktan sonra dönüş yolunda aklıma ona çiçek almak gelmişti. Oradaki abla en güzel çiçeklerin papatya olduğunu söyleyince onu almıştım.
Üzerimdeki montu çıkarıp kapının arkasına girerken kendimi mutfağa attım.Hızlıca ellerimi yıkayıp gözlerimi mutfakta gezdirdim.Yemek yapma faslı benim için imkansızdı.Bu yüzden tatlı yapmaya karar vermiştim.
Sabah çıkmadan önce telefondan cheesecake tariflerine baktıktan sonra dolabı kontrol etmiştim.Bütün malzemelerin olduğunu görünce gelirken bir şey almamıştım.
"Efe bunuda beceremezsen.." Kendi kendime bir şeyler mırıldanıp dolaptaki malzemeleri tek tek tezgahın üzerine çıkarmaya başladım.Hepsini koyduktan sonra telefonumdan tekrar sabah izlediğim tarif videosunu açıp duvara yasladım.Kadının anlattığı her şeyi birebir dinleyerek tarifi yapmaya başladım.
Yaklaşık bir saat kadar geçmişti. Fırından gelen mis kokularla cheesecakeimin piştiğini anladım.Ellerime fırın eldivenlerimi geçirip kapağını açtım ve tatlımı fırından çıkardım.Onu hızla tezgahın üzerine koyarken kenarda pişen frambuazlı sosun altını kapattım.
Büyük bir mutlulukla ikisine bakarken ellerimindeki eldiveni çıkarıp masaya koydum.Üstümün başımın mahvolduğunu farkedince hızla mutfaktan çıktım.Odama doğru koşup içeri girdim.Hızlıca dolabımın önüne gelip kapaklarını açtım.İçinden açık mavi bir gömlek ve yine açık mavi bir pantolon aldım.
Hızla üzerimdekileri çıkarttığım anda birden bir ses duydum. İrkilerek olduğum yerde kalırken birkaç dakika bekledim.Sesin bir daha gelmediği farkedince sadece bir çınlama olduğunu düşünüp yeni kıyafetlerimi üzerime geçirdim.Aynanın karşısında saçlarıma birkaç şekil verdikten sonra odamdan çıktım.Büyük adımlarla yine mutfağa gelip tezgahın üzerinde duran cheesecakeimin önüne geldim.Tamamen soğuyan sosu tatlımın üzerine özenle döküp düzenledikten sonra parmağımda kalan sosları yalayarak güldüm.
Tam o anda evin zili çaldı.Yutkunarak heyecanla üzerimi düzelttim.Koşar adımlarla oturma odasına koşup papatya demetini kucağıma aldım.Son kez saçlarımı düzeltip kapının önüne geldim ve kapıyı açtım.
Kapıyı açar açmaz önce Ahmet'in bedeniyle karşılaştım.Kafamı kaldırıp gözlerine baktığımda o da bana bakıyordu.Gülümseyerek bana bakarken gözleri kucağımdaki çiçeğe kaydı. Bir an yutkunarak kucağıma baktım.
"Ya hayır ya!" diyerek ayağımı yere vurduğumda gülerek gözlerime baktı. "Ya ben bu çiçeği arkama koyacaktım sonra arkamdan çıkarıp sana gösterecektim sana sürpriz olacak-"
Daha cümlem gitmeden Ahmet belime doğru uzanıp beni kendisine doğru çekti. O kadar sıkı ve sert tutuyordu ki anı refklesle gözlerimi kapattım.Nefesini tam dudaklarımda hissederken titreyen kirpiklerimi araladım.Yüzü yüzüme çok yakındı,hatta dudakları dudaklarıma değmek üzereydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARAMAZ (GAY)
JugendliteraturBebekliğinden beri kendi elleriyle büyüttüğü çocuğun yaramazlıkları ile uğraşan bir adam. {TAMAMLANDI}