1.2

16.4K 893 100
                                    

Yatağın ortasında oturmuş boş boş duvarlara ve yerdeki halıya bakarken kollarımı havaya doğru kaldırıp kısık gözlerle gerindim.Esneyerek üzerimdeki yorganı kenara atıp yataktan indim ve odamdan çıktım.Sallana sallana gözümü ovarak önce oturma odasına baktım. Kimsenin olmadığını farkedince esneyerek mutfağa girdim.

Kapıdan girer girmez Ahmet'in iri bedeniyle tezgahın önünde yumurta çırptığını gördüm.Ocaktaki tavadan gelen biber ve domates kokusu bütün mutfağı sarmıştı.Fakat şuan ilgi odağım o değil Ahmetti.

Üzerinde siyah rambo bir atlet altındaysa gri bir eşofman vardı.Onu baştan aşağıya süzdüm.O anda yine o sikten hisleri yine iliklerime kadar hissetmiştim.Kalbim öylesine hızlı ve güçlü atıyordu ki nefes almak için ağzımı açtım.

O an Ahmet omzunun üstünden bana bakıp yüzümü süzdü.Tepkisiz şekilde "Günaydın." dediğinde kafamı iki yana sallayıp kendime geldim ve hafifçe gülümsedim.

"Günaydın."

Ahmet yine aynı tepkisizlikle önüne dönüp çırptığı yumurtayı tavanın içine boşalttı.Elindeki kaseyi kenara koyup yumurtayı tavada karıştırırken bu sefer ellerine ve kollarına odaklanmıştım. Kemikli elleri ve kaslı kollarına ilk defa bu kadar dikkatli bakıyordum.Yutkunarak onu süzerken tekrar kafasını çevirip bana baktığında bu sefer tamamen kendime gelip yanına adımladım.

"Bende sana yardım edeyim." diyerek dolaba uzandığımda Ahmet bana döndü.

"Hayır Efe ben hallederim,sen duşunu alıp dişlerini fırçala." dediğinde ona baktım.Gözleri ifadesizdi."Hadi."

Yüzümü süzüp tekrar işine döndüğünde yutkundum.Gözlerimi ondan kaçırıp hiçbir şey demeden mutfaktan çıktığımda arkamdan baktığını hissediyordum.Büyük adımlarla banyoya gidip önce dişlerimi fırçaladım.Daha sonra üzerimdekileri çıkarıp duşakabinin içine girdim.

Aslında bir yandan da haklıydı.Benim için bunca zaman çok çaba göstermişti. İyi ve akıllı biri olmamı istiyordu. İyi kısmını halletmiş olsam da akıllı ve uslu kısmı çalkantılıydı.Çünkü hiperaktif biriydim.Onun istediği gibi okuluma gidip geleyim,evde ders çalışayım ya da bütün gün oturayım gibi düşüncelerim yoktu.Bunları düşünmek bile ruhumu daraltıyordu.

Duşumu aldıktan sonra kapının arkasındaki bornozlardan benim olanı alıp üzerime geçirdim.Belimdeki kuşağı bağlayıp banyo kapısını açtığım an ayağımın ıslak zeminle kaymasıyla yeri boyladım.Ayağımın acısıyla istemsizce bağırmıştım.Hayatım boyunca hiç sakarlık yapmamıştım.Ama arada böyle kazalar oluyordu.

"Hay ananın amına koyayım ya!" dedim acıyla inleyip bileğimi ovalarken. Kısık kısık inlemelerimin arasında bileğimi ovarken Ahmet'in endişeli sesini duymuştum.

"Efe!" Endişeli sesinin hemen ardından mutfaktan çıkan ve hızla yanıma koşan bedeni gördüğümde yutkunarak bileğime baktım.Ona bakmadan bileğimi ovalarken o korkuyla yanıma eğilip kolumu tuttu."İyi misin noldu?!" diye bağırdığında yüzümü buruşturup ona baktım.

"Ayakta yürüyüp sürekli yükseklere bakmaktan sıkıldım birazda yerden bakayım dedim." diyerek tekrar bileğimin acısıyla kısıkça inlediğimde Ahmet dişlerini sıkıp bakışlarını bileğime indirdi.

"Çek elini bakacağım." dediğinde elimi yavaşça bileğimden çektim.O kendi elini bileğime götürüp parmaklarının ucuyla dokunduğunda yüzümü buruşturdum.
"Kalk hastaneye gidiyoruz." diyerek kolumdan tuttu bu sefer.Anında kolumu elinden kurtardım.

"Bir pazarım var zaten kusura bakma bu günü asla hastanede geçirmemem.Bir şeyim yok benim." diyerek duvara tuttundum.Tam ayağa kalkacağım anda bileğimin acısıyla bağırıp olduğum yere çöktüm."Siktir ya!" Sesim bu sefer ağlamaklı çıkmıştı.Burun kemerimi çekip Ahmet'e baktığımda gözlerimin içine baktı.

"Küçücük inatçı bir çocuk gibisin Efe yemin ediyorum." diyerek ayaklandı ve önce bir kolunu kolumun altından geçirdi.

"Ya napıyorsun iki gündür belinde fıtık çıkacak bir de seninle mi uğraşacağım tekerlekli sandalyeyle." dediğimde beni dinlemeden diğer kolunu da bacaklarımın altından geçirip beni kucağına aldı.Tam ağzımı açtığım sırada başını eğip bana baktı.

"Eğer o ağzını bir kere daha açarsan bantlamak zorunda kalacağım." diyerek yürümeye devam ettiğinde kaşlarımı çatıp ağzımı kapattım.Benimle beraber odama girip yatağımın yanına geçti. Beni yatağımın dibinde kucağından indirip oturttuğunda yüzümü buruşturarak ayağımı yavaşça yere koydum.

Ahmet arkasını dönüp dolabıma ilerlerken cebinden telefonunu çıkardı. Bir yerlere basıp kulağına koyarken dolabın kapağını açıp içinden bir tane beyaz tişört ve siyah eşofman alıp omzuna koydu.

"Alo Nihat, nasılsın?" dedi ve dolabın kapaklarını kapattı.Omzundaki kıyafetleri eline alıp yanıma geldiğinde onu izliyordum."İyiyim bende ne olsun. Müsait misin?" Karşı taraftan gelen cevapla tekrar konuştu."Bize uğrar mısın diyecektim,Efe düştü sanırım ayağı burkuldu.Ona bir baksan." dediğinde konuştuğu kişinin bir doktor olduğunu anladım.Adını hiç duymasamda bir doktor arkadaşı olduğunu biliyordum.

"Ya!" diye bir nida çıkardığımda parmağıyla bana sus işareti yapıp kıyafetlerimi yatağın üzerine koydu.

"Çok sağol Nihat.Bekliyoruz biz seni." diyerek telefonu kapattı ve cebine koydu.

"Ya kim senden doktor istedi?!" diye bağırdığımda elini bornozumun kemerine attı.

"Ben istedim,sende benim canım olduğuna göre sana sormama gerek yok." diyerek kemerimi çözdüğünde yutkundum.

"Napıyor-" dememe kalmadan bornozu omuzlarımdan çıkardı ve yatağın üzerindeki beyaz tişörtünü eline alıp önce kafamdan sonra kollarımdan geçirdi.

Bu an ile küçüklük zamanım aklıma gelmişti.Çocukluğumda da beni aynı bu şekilde giydirirdi.Tişörtü üzerimde geçirip düzeltirken gözünü yatağın üzerinde gezdirdi.Bir şey unuttuğunu farkedip dolaba döndü.Tekrar dolabı açıp içinden baksırımı çıkardığında gözlerimi açtım.

Tekrar bana dönüp önüme eğildi.Buruk ayağımı yavaşça eline alıp baksırın bir bacağını oradan geçirdi.Ardından diğerini geçirdiğinde kalbim ağzımda atıyordu.O saniye kafasını kaldırıp bana baktı.

"Geçir şunu." diyerek arkasını döndüğünde yutkunarak bornozumu belimden çıkardım.Hızlıca onu kenara koyup dizlerime kadar gelen baksırı kalçama geçirdiğimde Ahmet bunu hissetmiş gibi önüne döndü.Hiç bana bakmadan yatağa uzanıp oradan da eşofmanımı alıp aynı şekilde ayaklarımdan geçirdi.Daha sonra yerinden doğrulup önce dizlerime geçirdi.Üzerime doğru eğilip gözlerine baktığımda ağzımdan nefes alıp veriyordum.

"Tutun omuzlarıma gülüm." dediğinde dudaklarımı birbirine bastırarak kollarımı kaldırdım.Onun boynuna tutunup kalçamı kaldırdığımda Ahmet eşofmanımı kalçama geçirip giydirdi. Üzerimdeki tişörtü de üzerime geçirip beni yavaşça geri oturttuğunda hâlâ boynuna tutunuyordum.

O geri çekilmeden gözlerine baktığımda o da bu sefer gözlerimin içine baktı. Ne kadar uzun olduğunu bilmediğim bir bakışmanın ardından Ahmet yutkunarak bakışlarını kaçırdı ve yakınımdan ayrıldı.

"Ben sana buz getireyim.." diyerek bana bakmadan odanın kapısına ilerlerken arkasından bir iç çekerek baktım.

-




-




-

Gururlu kalbim sana hayırlı günler diler

YARAMAZ (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin