Beş dakikaya yakındır arabanın içinde sessizce oturuyorduk.Ahmet arabasını sahile sürüp kuytu kayalıkların olduğu bir yere çekip durdurduğundan beri kimse konuşmuyordu.Arabanın içinde onun kendine has yoğun kokusu dolanırken yutkunarak gözlerimi araladım.
"Konuşmayacak mısın benimle Efe?" dediğinde cevap vermedim.Öylece denize doğru bakarken kafamı eğip kucağımdaki ellerimin eklem yerlerini kütlettim."Efe'm?" dedi bu sefer.
Bana çok nadiren o şekilde seslenirdi. Ya da sarılırken çok yoğun sevgi hissettiğinde söylüyordu.Ve bunu ne zaman söylese benim kalbim depar atıyordu.Bu normal miydi bilmiyorum ama buna engel olamıyordum.
Kafamı kaldırıp ona baktığımda kafasını eğmiş şekilde bana baktığını gördüm. Omuz silkerek kafamı iki yana salladım.
"Noldu?" diyerek çatılı kaşlarımla ona baktım.Kaşlarımı görünce güldü. Dudakları yavaşça yukarı doğru kıvrılırken yine kafamı salladım. "Ne gülüyorsun?"
Bu sefer omuz silken o olmuştu. Gülümseyerek yüzüme bakmaya devam ederken gözlerimi kaçırıp denize döndüğüm anda yanağımı kavradı.İri eli yanağıma tamamen oturduğu an yüzüm yanmaya başlamıştı.Ellerim aynı saniyede birden titrerken gözlerine baktım.
"Efe..Seni kimseye vermeyeceğim biliyorsun değil mi güzelim?" dediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım. Hissetmişti.Baş parmağıyla yanağımı okşadı."Sen ben büyüttüm ve benimsin. Hayatın boyunca da öyle kalacaksın. Seni kimseye vermeyeceğim."
Yutkunarak istemsizce yanağımı eline doğru ittirdim.Gözlerimi gözlerine dikerken çocukça omuz silktim. "Benden sıkılıp beni onlara verirsen.."
"Öyle bir şey rüyanda bile olmayacak Efe.Saçma sapan şeyler düşünüp beni sinirlendirme." diyerek yanağımı tekrar okşadı.Cevap vermeyerek gözlerinin içine baktığımda bu sefer dişlerini göstererek güldü.
"Oy ceylan bakışlım benim.." diyerek iki eliyle yüzümü tuttu ve iki yanağımı da kokumu içine çekerek öptü.Kollarını bedenime sarıp beni kendine bastırırken iki elimi birden kaldırıp sırtına koydum. Boynumdan sıkıca öpüp bir nefes verdi. "Mis kokulum."
İster istemez dudağımın kenarı yukarı doğru kıvrılmıştı.Gülümseyerek kafamı boynuna doğru gömdüğümde burun direklerime yakan kokuyla yutkundum. O an kalbimin sesini dikkatle dinledim. O kadar hızlı ve güçlü şekilde atıyordu ki buna anlam veremiyordum.Gözlerim yanmaya ellerim titremeye başlamıştı. Burun kemerimi çekip yavaşça ondan ayrıldığımda bu sefer çatık kaşlarla bana bakan oydu.
"Efe sen iyi misin?" dediğinde kafamı aşağı yukarı salladım.Fakat o ikna olmamış gibi elinin tersini alnıma,yanaklarıma ve boynuma doğru koydu."Hastaneye gidelim mi gülüm?"
Bu sefer kafamı iki yana salladım.
"Eve gitsek olur mu,yorgunum sanırım." dediğimde çatılı kaşlarıyla yüzümü süzdü.Ardından kafasını sallayıp saçlarımı geriye doğru attı ve alnımdan sıkıca öpüp önüne döndü.Ahmet arabayı çalıştırıp sahil yolundan çıkarken ben durmadan atan kalbime sakin olması için içimden yalvarıyordum.
-
-
-
Öptüm

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARAMAZ (GAY)
Ficção AdolescenteBebekliğinden beri kendi elleriyle büyüttüğü çocuğun yaramazlıkları ile uğraşan bir adam. {TAMAMLANDI}