Ormanlık alanda yürürken biraz daha önümüzde yürüyen Cansu ve Can'a çevirdim bakışlarımı.İkisi gülerek sohbet ediyordu.Kaçamak bakışlarla yanıma baktığımda Ömer'in elleri cebinde yürüdüğünü gördüm.Derin bir nefes alıp önüme dönerken cebimdeki telefonum titredi.Anında telefonumu cebimden çıkarıp ekranı açtığımda Ahmet'in mesaj attığını gördüm.
Ahmet:Bebeğim çıktın mı okuldan?
Onun mesajını gördüğümde kalbime bir şey batmış gibi hissetmiştim.Yutkunarak sağıma soluma bakarken derin bir nefes alıp yazmaya başladım.
Efe:Evet az önce çıktım.Kafeye yürüyoruz arkadaşlıklarımla.
Ahmet:Dikkatli yürü,kendine zarar verecek bir şey yapma güzelim tamam mı?
Efe:Tamam..Sen ne yapıyorsun?
Ahmet:Sigara içiyorum yavrum dışarı çıktım.Bir yazayım dedim.
Efe:İyi yapmışsın aşkım.
Görüldü
Ahmet yazıyor..
Ahmet:Bebeğim iyi misin sen?
Efe:Hmhm iyiyim.
Ahmet:Kendini iyi hissetmezsen söyle güzelim, gelip alırım seni hemen.
Efe:Tamam söylerim.Sende dikkat et olur mu?
Ahmet:Olur güzelim.
Görüldü
Ahmet'in attığı son mesaja bakıp bir nefes verdim ve telefonumu cebime koydum.Cansu ve Can çardaklardan birine doğru adımladığında peşlerine gittim.Ömer onların hemen arkasındaydı.
"Bak burası güzelmiş." dedi Cansu. Anında oturup bacaklarını tahta oturaktan geçirdiğinde Can da yanına yerleşmişti.Ömer karşılarına oturduğunda mecburen bende Ömer'in yanına oturmak zorunda kalmıştım. Can elindeki döner poşetini masanın üzerine koyarken arkama yaslanıp sırtımdaki çantayı kenara koydum.
"Al Efe soğansız olan senin." diyerek bir dürümü önüme koyduğunda yerimde dikleştim.Ayranlardan birini alıp çalkalarken Ömer poşetten bir dürüm alıp açmaya başladı.
"Güzelim al bakalım." Can,son dürümü Cansu ya uzatırken poşeti kenara koydu. Dürümümü açıp yemeye başlarken Ömer'in ara ara bana olan bakışlarını seziyordum.
Dürüm macerası Can ile Cansu'nun flörtleşmesiyle geçmişti.Ömer ve ben neredeyse hiç konuşmamıştık. Dürümlerimiz bittikten sonra tokluğun verdiği mutlulukla biraz derslerden biraz daha okuldan bahsetmiştik.Bir saat kadar sonra Cansu Can'a imalı bakışlar atmaya başladığında bir şeyler döndüğünü anlamıştım.Birkaç dakika içinde sohbet kesilince Can bize baktı.
"Kanka biz biraz dolaşalım,sizde ister oturun ister gezin.Çıkarken burda buluşalım olur mu?" dediğinde Can'a bakıp kaşlarımı çattım.Can bana göz kırpıp Cansuyla beraber ayaklandığında sinirle dişlerimi sıktım.
Onlar bir süre sonra yanımızdan iyice uzaklaşınca boş boş etrafıma bakındım. Masamda duran ve dibi kalan ayranı kafama dikerken Ömer'in sesini duydum.
"Niye kırk yıllık kan davalınmışım gibi davranıyorsun?" dediğinde gözlerimi devirdim.Elimdeki kutuyu kenara koyup ona bakmadan cebimden telefonu çıkardım."Sana diyorum lan."
Telefonuma bakmadan kafamı kaldırıp ona baktığımda çatılı kaşlarla bana baktığını gördüm.Bedenimi ona çevirip kafamı iki yana salladım.
"Ömer senin o gece yaptıkların yüzünden ben hayatımda en sevdiğim insanı kaybedebilirdim." dediğimde öylece yüzüme baktı."Sarhoş halimden faydalanıp saçma sapan hareketler yaptın,üstüne bir de bunu sosyal medyada yayınladın." dediğimde güldü.
"Ee nolmuş? İki gülüp eğlenmeyelim mi yani?" Söylediği şeyle dudaklarımı şaşkınca araladım.Bedenim iyice gerilmişti.
"Lan sen neyin eğlenmesinden bahsediyorsun şerefsiz? Senin eğlence anlayışın orama burama dokunup kahkaha atmak mı?" dediğimde gülüşü yüzünden birden soldu.
"Efe, düzgün konuş benimle." dediğinde tüm sinirlerinin beynime çıktığını hissettim.
"Konuşmazsam ne olur lan sikik herif!" diye bağırıp ayaklandı.Onunla beraber ayaklanıp göğsünü ittiğimde o da beni itti.
"Ulan pezevenk sınıfta milletle kucak kucağa oturup sözde erkek şakaları yapan ebem miydi?" diyerek omzuma sertçe vurduğunda yakalarından tutup onu çardaktan dışarı ittim.Sertçe ileri doğru fırlatırken burnumdan soluyordum.
"Lan orospu çocuğu onla o bir mi?!" diye bağırdığım an üzerime yürüdü ve bileğimi sıkıca kavradı.O kadar sert sıkıyordu ki nefesim kesilmişti.Bana doğru yaklaşıp üzerindeki kazağı kaldırdı.Tam karnının orada keskin bir bıçak gördüğümde irkildim.
"Bir daha bana o küfürü kullanırsan.." dedi gözlerimin içine bakıp."Seni deşerim." Gözlerimin içine o kadar ciddi bakıyordu ki yerimden kıpırdayamadım. Fakat şuan düşündüğüm şey bileğimin acısıydı.O kadar çok sıkıyordu ki.
Tam o sırada cebimde duran telefonun çalmaya başladı.Yutkunarak oraya doğru bakarken bileğimi elinden sertçe kurtardım.Resmen uyuşan bileğimde oluşan kızarıklığı farkederken cebimden telefonu alıp baktım.Ahmet arıyordu.
Aramasını meşgule düşürüp tekrar cebime koyarken Ömer hâlâ bana bakıyordu.
"Bir daha ne ölüme,ne ölüne duydun mu?" dediğimde güldü.Bıçağın olduğu kazağını aşağı çekip kafasını aşağı yukarı salladı.
"Aferin adam ol böyle." dediğinde sinirden delirecek gibi hissediyordum. Aynı zamanda gözlerim dolmaya başlarken arkamı dönüp çardaktan çantamı aldım.Hızla yola doğru yürürken bileğim hâlâ sızlıyordu.
Onu orada dayak manyağı yapmadan bırakacak bir çocuk değildim.Onu istesem orada öldürebilirdim.Ama son olaydan sonra o bıçak bende travma olmuştu. Mutfakta bile bıçak gördüğüm an tüylerim diken diken oluyordu.
Hayatım boyunca ilk defa kendime lanet ettim.
Gözümden düşen bir damla yaş ile hızlı adımlarla yürürken bakışlarımı bileğime indirdim.Kızarık olan yer yavaş yavaş morarmaya başlamıştı.Fakat umrumda olan bu değil,Ömerden alamadığım hırsımdı.
-
-
-
Öptüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARAMAZ (GAY)
Roman pour AdolescentsBebekliğinden beri kendi elleriyle büyüttüğü çocuğun yaramazlıkları ile uğraşan bir adam. {TAMAMLANDI}