Kulağıma dolan kuşların sesi ve bedenimi ürperten garip bir sessizlikle gözlerimi aralamıştım.Kısık gözlerle arkamı dönüp arkama baktığımda yatağın boş olduğunu gördüm. Kaşlarımı çatıp gözlerimi odanın içinde gezdirirken Ahmet'in balkonda oturmuş şekilde sigara içtiğini gördüm.
Çatılı kaşlarımla kendimi yatağa bırakıp kollarımı kaldırarak gerindim.Esneyerek telefonuma uzanıp elime aldığımda daha saatin sabah beş suları olduğunu gördüm.Neden bu kadar erken kalkmıştı bu adam?
Telefonumun ekranını kapatıp tekrar esnerken yerimden doğruldum. Bacaklarımı aşağıya sarkıtıp kısık gözlerle halıya bakarken gözlerimin önüne dün gece ki halimiz gelmişti.
Ahmet tam tahmin ettiğim gibi yaptığım tatlıyı yerken beni övgülere boğmuştu. Defalarca kez teşekkür edip her seferinde beni öpmesi tüm yorgunluğumu almıştı.
Tatlılarımızı yedikten sonra oturma odasına geçip bir film açmıştım. Tüm film saatimi onun göğsünde yatıp ara ara dudaklarını öperek geçirmiştim. Film bittiğinde beraber benim odama gelmiştik.Onu yatağa yatırıp üstüne çıkmamla gece bitmişti.Öpülmedik yerini bırakmayıp göğsüne yatınca o da saçlarımı öpmüştü.
Burnumu çekip yataktan kalktım ve sarsak adımlarla balkona doğru adımladım.Balkonun kapısını açtığım anda esen soğuk rüzgar tüm vücuduma nüfus etmişti.Yutkunarak kollarımı açtım ve esneyerek gözlerimi ovdum.
"Ahmet.." diye seslenip balkona çıplak ayaklarımla bastım.Omzunun üstünden bana bakıp sigarasını dudaklarına götürdü. Gözlerimin içine bakarak içerken kafamı iki yana salladım.
"Ne yapıyorsun bu saatte?"Gözlerimin içine bakarak önüne dönüp tekrar sigarasını dudaklarını götürdü. Derin bir nefes alıp gözümü ovarak etrafıma baktım.Diğer küçük tabureyi kendime doğru çekip yanına oturdum ve elinin üzerine elimi koydum.
"Ahmet,noldu?" diyerek elinin üstünü okşadığımda kafasını bana çevirdi. Dudaklarımı birbirine bastırarak gülümsedim."Rüyanda depresyona mı girdin noldu?" dediğimde tebessüm etti.
"Rüyamda değilde,gireceğim kesin." diyerek sigara filtresinden bir duman daha çekti içine.
"O ne demek öyle?" dediğimde omuz silkti.Kafasını iki yana sallayarak elindeki izmariti küllüğe bastırdı. Tabureyi biraz daha ona doğru çekip yaklaştım."Ahmet korkutma beni."
Tekrar gözlerini bana çevirdi. Yüzüme uzun uzun bakıp her santimini incelediğinde yutkundum.Gülümseyerek bir nefes verdi ve kafamdan tutup saçlarımın üstünü öptü.
"Dayımlar gelecekmiş bugün." dediğinde kaşlarımı çattım.
"Dayınlar mı?" Kafasını aşağı yukarı salladı."Yıllardır bir kere bile arayıp nasıl olduğunu sormayan dayınlar mı?" dediğimde elini alnına koyup ovdu.
"Geliyorlar işte." dediğinde elini tutmaya devam ediyordum.
"Bir çıkarları olmadan gelmezler. Söyledi mi neden geldiğini?" Kafasını iki yana salladı.Öne doğru uzanıp sigara paketinden bir dal daha alıp dudaklarına götürdü.
"Öğrenmiş,benim kardeşim olmadığını." dediği anda gözlerimi açtım.Şokla dudaklarımı aralarken yutkundum.
"Nasıl öğrenmiş?" İster istemez içimdeki korku sesime yansırken sıkıntılı bir nefes verdi Ahmet.
"Babam gelmiş yanlarına,tek çocuklarının ben olduğumu,benden habersiz dışarıda sürekli buluştuklarını ve yasak aşk diye bir şeyin olmasının imkansız olduğunu söylemiş." dediğinde çatılı kaşlarımı daha da çattım.
"Nasıl eminmiş bu kadar? Sen küçükken hiç babanı görmemişsin ki." dediğimde kafasını salladı.
"Görmedim evet, dışarıda görüşüyorlarmış annemle." dediğinde sessiz kaldım.O devam etti."Babamın dediğine çok inanmadıkları için soy ağacını araştırmışlar.Orada da sen çıkmayınca emin olmuşlar işte.." dedi ve elindeki yarım sigarayı küllüğe bastırıp önündeki tabureye tekme attı.
Çıkan yüksek sesle gözlerimi kapatırken dudaklarımı birbirine bastırıp elinin üstüne okşadım.
"Ama senin stres yapmana gerek yok ki. Ben 18 yaşında bir bireyim artık. Kendi kararlarımı kendim verebilirim buna engel olamazlar ki." dediğimde gözlerini bana çevirdi.
"Sadece sana bakıp,tıpkı bir baba şefkati ile büyüttüğüm gibi devam etseydik seninle stres yapmazdım zaten Efe." dediği şeyle gözlerinin içine bakakaldım. Gözlerimdeki çaresiz bakışı ben bile iliklerime kadar hissederken boğazıma oturan yumruğu yutkunarak geçirmeye çalıştım.
"Neyin vicdan azabındasın ki Ahmet? Onları asla ilgilendirmeyen bir konu bu. Seninle benim aramdaki konu.İkimiz rahatsız olmuyorsak onların karışmaya ne hakkı var?"
Gözlerimin içine baktı.Öyle bir bakıyordu ki resmen bakışlarıyla 'sen ne anlatıyorsun' demişti bana.Bunu hissetmiştim.
Hafifçe gülümsedi.Elini saçlarıma koyup okşadı ve derin bir nefes alıp oturduğu yerden kalktı.
"Ben bir şeyler hazırlayayım,sende hazırlanmaya başladı.Okula geç kalma." diyerek saçlarımın üzerinden öptü ve balkondan çıktı.
Buz gibi balkonda tek başıma kalırken sadece vücudum değil,hissettiğim her şey buz kesmişti.
-
-
-
Bilmez yüreğim bilmez yüreğini
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARAMAZ (GAY)
Teen FictionBebekliğinden beri kendi elleriyle büyüttüğü çocuğun yaramazlıkları ile uğraşan bir adam. {TAMAMLANDI}