Tenceredeki salçayı ya ile kavururken salça tencerenin dibine yapışmaya başlayınca korkuyla gözlerimi açıp içeriye seslendim.
"Ahmet salça kokmaya başladı su mu ekleyeyim?" diye seslendiğimde birkaç saniye içinde cevap verdi.
"Çok az koyup karıştır yavrum,dikkat et yakma salçayı." dedi uykulu bir ses tonuyla.
Onun söylediğini yapıp az önce makarnadan ayırdığım suyu tencerenin içine koydum.Çıkan yüksek sesle gözlerimi kısarken hızla salçayı karıştırmaya başladım.
Ahmetle sarılma seansımız bittikten sonra benim de zorlamalarım ile acile gitmiştik.Ahmet'in dudağına ve kaşına güzelce pansuman yaptırıp birkaç ağrı kesici aldıktan sonra eve dönmüştük.
Eve döndükten sonra Ahmet'in ne kadar yorgun olduğunu anlayıp yemek yapma konusunda resmen ona yalvarmıştım. Son dakikaya kadar yemek yapmak istediğimi söylediğimde kabuk etmek zorunda kalmıştı.Onu koltuğa yatırıp uyuması için yanağına bir öpücük kondurduktan sonra mutfağa gelmiştim.
Hayatım boyunca belkide yapmayı tek bildiğim şey olan makarnayı yapmaya karar verince internetten birkaç video izleyip işe koyuldum.Ahmet'in içeriden gelen 'dikkat et' komutları ile makarnayı yapıp kenara koyduktan sonra sosunu yapmıştım.
Tezgahtaki süzgeçte duran makarnayı tencerenin içine boşaltıp karıştırmaya başladım.Mis gibi kokular burnuma dolunca gülümseyerek dolaba uzandım. İki tabak alıp ikisine de makarnaları koyduktan sonra çekmeceden çatallarımızı alıp oturma odasına doğru adımladım.
"Şef Efe geldi!" diyerek koltuğun üzerinde boylu boyunca yatan Ahmet'in yanına doğru adımladım.Elimdeki tabakları masanın üzerine bırakıp Ahmet'in yattığı koltuğa adımladığımda onun baygın gözlerle bana baktığını gördüm.
"Oo mis gibi kokular doldurmuş bu odayı.." dedi uykulu sesiyle.Uyukluyordu.
Koltuğun dibine çöküp elimi karnına koydum ve gözlerinin içine baktım.
"Evet çünkü ben yaptım." diyerek şımarık şekilde güldüğümde gülerek alnıma doğru yaklaştı ve sımsıkı öptü.
"Aferin benim güzelime." dediğinde kalbim tekledi.Titrek bir nefes alıp yutkunduğumda Ahmet kafasını yastığa geri koymuştu.
"Ama galiba çok uykun var.." diye fısıldarken ister istemez dudaklarım büzülmüştü.
Ahmet'in dudağının kenarını yavaşça yukarı kıvrıldı.İri elini saçlarıma doğru atıp geriye tararken gözlerimi kapatasım gelmişti.
"Benim can parçam bana uğraşıp yemek hazırlayacak..Bende onu umursamadan uyuyacağım öyle mi? Ölürüm daha iyi." dediğinde kaşlarımı çatıp karnına hafifçe vurdum.
"Şöyle şeyler söylemesene ya.Kalk hadi." diyerek yerimden doğrulduğumda o da benimle beraber kalktı.
Masaya geçip herhangi bir film açtıktan sonra makarnalarımızı konuşmadan yemiştik.Tabi Ahmet'in her lokmada beni övgülere boğmasını saymıyordum.
Yemeklerimizi yiyip Ahmet'i yine kalktığı yere geri yatırdıktan sonra bulaşıkları alıp mutfağa gittim.Bulaşık az olduğu için elimde yıkamaya karar verip derin bir nefes aldım.
Mutfağı kendimce toparlayıp bulaşıkları yıkmaya geçtiğimde uzaklara dalan teyzeler gibi düşünmeye başlamıştım. Bir insan bulaşık yıkarken neden hayatını sorgulardı ki? Acaba Ahmet'e de böyle oluyor muydu?
Ahmet..
Derin bir nefes alarak burun kemerimi çektiğimde zihnimde durdurmaya çalıştığım düşünceler bir bir aklıma gelmeye başlamıştı.Yıkadığım tabak elimde kalırken yavaşça gözlerimi kapattım.
Önce Ahmet'in yüzü gözlerimin önüne geldi.Yüzünde fazla oyalanmadan bedenine indim.Üstünü çıkarırken gördüğüm göğsü ve karın kasları gözlerimin önünden geçerken alt dudağımı yalayıp kafamı kaldırdım. Daha sonra yavaşça kasıklarına indim. Bundan sonrası hayalime kalıyordu.
O an kavradığım bulaşık süngeri anında onun aleti oluverdi.Avucumun içindeki süngeri o kadar sert sıkıyordum ki gözlerimin önündeki damarlı alet patlayacak gibiydi.Alt dudağımı dişlediğim anda gelen ıslaklığın onun aletinin zevk suyu olduğunu hissettiğimde dudaklarımdan kaçan inlemeyle kendime gelmiştim.
Kendime geldiğimde nefes nefeseydim. Yutkunarak bir an nerede olduğuma baktım.Önce mutfağın içinde gözlerimi gezdirdim.Daha sonra elimdeki süngere bakıp yutkunduğumda mutfağın kapısı yavaşça açıldı.
"Efe." Tanıdık uykulu bir ses kulaklarımı doldurduğunda titrek bir nefes alıp oraya döndüm.
Ahmet kapıda kısık gözleriyle bana bakıyordu."Noldu gülüm?" dediğinde yutkundum.Elimdeki süngeri suyun içine bırakıp kafamı iki yana salladı.
"Bir şey..bir şey olmadı." dedim kesik kesik.Ahmet kaşlarını çattı.
"Emin misin?" Kafamı sallayıp gözlerine baktığımda kafasını salladı.Elimdeki bulaşıklara bakıp geri bana baktığında gitmesi için yalvarıyordum içimden.
"Hadi bitir gel yanıma."Tekrar kafamı salladığımda gülümsedi. Sessizce kapıyı kapatıp mutfaktan gittiğinde derin bir nefes alıp olduğum yerde kaldım.Terden buz gibi olmuş vücudum ve eşofmanımdan hissettiğim ıslaklıkla hâlâ başım dönerken gözlerimi kapatıp dakikalarca kendime gelmeyi bekledim.
-
-
-
Bu olayın gerçekleşmesi için manifest yapıyoruz her yorum bir manifest
![](https://img.wattpad.com/cover/367728639-288-k962179.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARAMAZ (GAY)
Roman pour AdolescentsBebekliğinden beri kendi elleriyle büyüttüğü çocuğun yaramazlıkları ile uğraşan bir adam. {TAMAMLANDI}