36. Ben istemedim

494 66 43
                                    

Karanlıkta yavaş yavaş ilerlerken elimi bırakmayacakmış gibi sıkıca tutmuştu ara sıra bana bakıyor ve gülümsüyordu .

O aklından neler geçiyor çok merak ediyordum ama ona inanmaktan başka ne yapabilirim bilmiyorum .

"Tuzağa mı götürüyorsun beni ?" dedim, sesim kısık olsa bile yalnız ve sessiz bir yerde olduğumuz için çok gibi çıkmıştı.

Ağaçların arasından geçerken büyük ağaçlar havayı örtüyor ve ay ışığını görmemizi engelliyordu zaten bundan dolayı da ortam çok karanlıktı .

Gülümsedi gülüşü kulağıma gelirken elimi daha sıkı tutup bir anda durdu .

"Seni tuzağa çeksem ne yaparsın ? "  bana yaklaştı.

Omuz silktim.
"Emin ol o tuzaktan kurtulurum sonra sana yapacaklarımı sen düşün istersen " dedim ve bende ona yaklaştım .

"Sana en büyük cezayı veririm " fısıldayarak söylediğim şey ile parmak uçlarında yükselip dudağımı kısacık öptü ve geri çekildi ,elimden tutup beni yürütmeye devam etti .

"Bana vereceğin en büyük ceza zaten benden gitmen " dedi sesi kısıktı , ben bir şey demeyince
o da demeden yürümeye devam etti .

Bir anda ne olmuştu böyle ? Bu durum daha da gericiydi böyle davranması ve değişen hareketleri beni bir tuzağın içine çekiyor gibiydi .

"Yaklaştık "   yarım saattir yürüyoruz yaklaşalım bir zahmet nereye gidiyorsak artık .

Elimi bıraktı ve Önümüzü kapatan ağaç yığınına ilerleyip Kenara iteledi .

Gördüğüm manzarayla ağzım hayretle açıldı , yanıma seke seke geldi elimi tutup beni aydınlığa doğru ilerletti.

Küçük bir göl ve yukarıdan şelale gibi akan su vardı ay ışığı burayı tam aydınlatırken etrafını ağaçlar kapattığı için dışarıdan görünümü zordu .

Atlas tekrar girdiğimiz yeri kapattı .
"Kimse bizi göremez artık " dedi gülerek ve yanıma gelip bana sarıldı .

"Burası " dedim etrafa şaşkınlıkla bakıyordum çok güzel bir yerdi .

"Benim gizli yerim " dedi benden ayrılıp kollarını açtı ve kendi etrafında döndü .

Daha yeni fark ediyorum da saçlarının boyası akmaya başlamış ,üzerinde bembeyaz kıyafetler vardı ve teninin beyazlığı ortaya çıkmıştı ,gözleri benim gözlerimi bulurken yutkundum lensleri yoktu .

Mavinin en parlak tonu gözlerindeydi .

Tıpkı Aren gibiydi , o Arendi .

"Neden ağzın açık bana bakıyorsun ? " Dedi gülerek , gülüşünü yerdim be çocuk bu ne güzellik .

"Gel böyle " dedim , sikmişim gerçekleri o böyleyken düşmanım olsa umrumda olmazdı o derece etkileniyorum ondan.

Yanıma gelip önümde dikildi.

Elimi sarıya çalan kumral saçlarında gezdirip okşadım .
"Anlatacaksın değil mi ? " Dedim , iç çekip usul usul kafasını salladı .

"Hem de eksiksiz " dedi , benden uzaklaşıp yere oturdu .

Bende yanına oturdum .

"Aslında her şeyi daha önceden anlatmalıydım ne kadar kızsan haklısın ama elimden gelen bir şey yoktu " dedi gözlerimin içine bakarak , tepki vermeyip sadece onu dinleyecektim .

"Ben seninle ilk karşılaştığımda çok silik silik hatırlıyorum o günü , abime benden daha çok değer verdikleri için kendimi çok boşlukta hissetmiştim ve ilgi çekmek için sürekli ortadan kaybolurdum sadece annem aramaya gelirdi biliyor musun ? Hiç kimse bu çocuk nereye gitti diye sormazdı .

LEON (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin