Bölüm 24

688 31 135
                                    

HERRRRKESE SELSM DOSTLARİMMM

ATLATTİGİM ONCA BADİREYE RAGMEN SONUNDA YİLMAYİP ATİYORUM BOLUMU

BU BOLUMLE BERABER SİZDEN BOL BOL YOTUM RİCA EDRCRGİM BOLUMLERE GİRİS YAPMİS BULUNMSKTAYİX

YORUMLSRİNİXİ ESİRGEMEYİN DOSTLARİM
Size guveniyorum

Nryssse asagida gorusuruz

Hos okumslar :*

Pamuk rller satir arasi yorumlara/15.06.2024

"Cenk poşetler elinde diye alttan alttan bira araklıyorsun, fark etmedim sanma!" diyerek kenara attığı bira şişesini aldığımda şaşkınlıkla beni izliyordu.

"Abiciğimizin meyve suyu çeşitleri geldi." Muhammet içeri elinde poşetle girdikten sonra Berk'e uzattı poşeti. "Şeftalili, karışık, vişneli.. Orada olan her çeşitten aldım. Hiç sorun etmeyin komutanım." Berk yüzünü buruşturarak Muhammet'e baktığında kıkırdamıştım. Bir elimi omzuna attıktan sonra göz hizasına kadar eğildim. "İyi tarafından bak, karıcığın da seninle birlikte içecek."

"Ama doktor hanım ya!" Keyifle gülerek yanağından makas aldım.

İrem ve Yeliz yiyeceğimiz şeylerin birazından Berk'e ayırıp masayı onun önüne ittikten sonra bizi de sehpanın yanına çağırmışlardı. "Oh, mezeleri kim yaptı?" Cenk işaret parmağını mezeye daldırcakken İrem eline tokat atarak durdurmuştu onu. "Babam yaptı. Çek toynaklarını, daha başlamadık." Cenk yüzünü buruşturarak kendince İrem'i taklit ettiğinde İrem çenesini sıkarak yumruğunu Cenk'in koluna indirdi. Bulundukları her ortamda kedi köpek gibi olmayı kolayca başarıyorlardı. Selim yarbay dışında artık asla tepki vermiyorduk. Onların hakkından sadece yarbayın geleceğinin pekala farkındaydık çünkü.

Cenk de elini İrem'in toplu saçlarına atarak tokasını çözdüğünde İrem çığlık atmıştı. "Ayrılın!" Yeliz yine birbirine giren ikiliyi omuzlardan tutarak uzaklaştırdı. Çok şükür ki yarbay odada değildi de Cenk hala aramızdaydı ve rahatlıkla nefes alabiliyordu.

"Gençlik, hazır mıyız?" İçeri Atakan ve yarbay girdiğinde başımı salladım. "Buyurun yarbayım." diyerek oturması için elimle koltukları gösterdiğimde gülümseyerek oturmuştu. "Ben şu bardakları alayım, kocam beyi de düşünelim lütfen." Seda kenara ayırdığımız rakı bardaklarından iki tanesini eline aldığında Berk homurdanmıştı. "Sana söz Berk! Bir ayağa kalk da türkü barı kapattırmazsam bana da Cücük demesinler!"

"Abartma sen de." diyerek göz devirdi Berk. "Tamam lan, ama sözüm olsun, ayağa kalkınca türkü bara gideceğiz. Anlaştık mı?" Can hepimizde göz gezdirdiğinde başımızı salladık. Sarhoş olacaksak bile birlikte olmalıydık.

"Gel şöyle." Atakan bileğimden tutup beni yanına çektiğinde ona çarparak sertçe koltuğa oturdum. Yarası hala tam düzelmemişken hiç kendine dikkat etmiyordu. "Atakan! Omzun hala düzelmedi." Beni takmayarak kolunun altına aldığında göz devirdim. "Fazla içme, ertesi gün domates gibi dolaşıyorsun." Kulağıma fısıldadığı şeyler elimin tersiyle karnına vurmama neden olmuştu. Beyefendi kendince son içişime atıfta bulunmuştu. Her ne kadar sarhoş olsam da yaşadığım şeyleri hatırlayacak kadar da kafadan gidik değildim. Bu yüzden de ertesi gün Şırnak'a dönerken Atakan'ın yüzüne bakamamıştım. Şimdi olsa dalgasını geçer, yine aynılarını yapardım da o zamanlar ortada daha net bir şey yokken bunları yaptığım için feci derecede yerin dibine girmiştim.

Cenk herkese azar azar rakıları doldurduktan sonra bardaktaki rakılara suları doldurmaya başladı. "Benimkini es geç. Fulle bardağı." Atakan bardağını önüne çektiğinde şaşkınca ona baktım. "Sek mi içiyorsun?" dediğimde muzipçe göz kırpmıştı. Kenardaki kırmızı şişedeki biralardan birini aldığında ağzım şok içinde açılmıştı. Rakısıyla birasını karıştırıp bir yudum aldığında birkaç keyifli mırıltı çıkardı.

ÜLKÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin