HERRRRKSE SELAM DOSTLARİMMMM
NASİLSINİZ NAPİYONUZZX
NEYSSSSE ASAGIDA GORUSURUZ
HOS OKUMALAR :*
Bolumun ilham kaynagi: SİZ
ISTERSENIZ pamuk eller satir arasi yorumlara/01.09.2024
Elinde tuttuğu mavi lastik tokaya bakarken aklına gelen şeylerle ister istemez kıkırdadı Cenk.
Geçen günlerde yine İrem’i “kenafir” diye diye deli etmiş ve daha fazla delirmesi için de at kuyruğu yaptığı saçlarını topladığı tokayı çözmüştü. O gün bugündür, Cenk o tokayı yanından ayırmıyordu ne hikmetse. Ara sıra cebinden çıkartıyor, bir süre o an yaşananları aklına getiriyor ve minik bir tebessüm beliriveriyordu yüzünde.
Kenafir kelimesi artık zihninde o kadar da kötü anlamlar çağrıştırmıyordu; onun için kenafir kelimesi, içinde minik minik ışıltıları taşıyan masmavi gözler, dünyasını aydınlatan güneş gibi parlayan sarı saçlar, ona karşı her daim çatık olan ince kaşlar, başının etini yemesini sağlayan ince ve kadınsı tondaki ses ve birkaç alıcı hareket anlamına geliyordu artık.
Bu düşünceler onda farklı bir his uyandırsa da bunu fark edecek kadar henüz aşk ile tanışmamıştı Cenk. Aşkın ne olduğunu az çok ikizinden veya ailesinden görebiliyordu lakin kendisine uğrayacak kadar da yaklaşamamışlardı birbirlerine. Şimdilik.
Elindeki tokayı bırakmadan komodinin üstündeki telefonunu eline alıp kenafire mesaj atmıştı ani gelen bir istekle.
“Lan! Kenafir!”
Mesajın tek tıkta kalması bir kaşını havalandırırken bir mesaj daha attı dayanamayıp.
“Aloooo! Kime diyorum, kenafir!”
Mesaj yine tek tık alırken bu sefer kaşları çatılmıştı. Normalde o sihirli kelimeyi kullanır kullanmaz mesaj anında görüldüye düşerken bu sefer tek tıkla kalmakla yetinmişti. Onu engellemiş olabileceği aklına gelse de gördüğü profil fotoğrafı bu düşüncesini çürütmüştü. Birkaç dakika kendine bekleme süresi tanıdıktan sonra hala hiçbir şeyin değişmeyişi onu işkillendirmişti. Bu yüzden oda arkadaşı olan Mami’ye dönüp parmaklarını şıklatarak Muhammet’in dikkatini okuduğu kitaptan kendisine çevirmesine sebep olmuştu. “Buyurun komutanım.”
“Mami, bizim kenafire bir mesaj atsana.” Muhammet’in gözleri şaşkınlıkla büyürken Cenk elindeki telefona bakmaya devam ediyordu. Kedi köpek gibi olduğu komutanı ve hemşire arkadaşının durumu ortadayken komutanın böyle bir istekte bulundurması haliyle şaşırtmıştı onu. “Neden komutanım? Bir şey mi oldu?” Cenk elini boşluğa doğru savurup başını iki yana salladı. “Bir şey merak ettim. Sorgulama oğlum, at işte.” derken sesindeki merak rahatlıkla seçiliyordu. Muhammet daha fazla komutanını bekletmemek için kitabını komodine bırakıp telefonunu eline aldı. O da Cenk komutanı gibi İrem’e mesaj attığında aldığı dönüt tıpkı Cenk gibi tek tık olmuştu.
“Tek tık komutanım.”
Cenk cevap vermeden ağırca başını salladığında düşünür gibi bir hale büründü. Şimdiye kadar İrem’in onu arayıp hoparlörü bile gölgesinde bırakacak tondaki sesiyle hakaretler etmiş olması gerekiyordu ama hala tık yoktu.
“Belki şarjı bitmiştir komutanım. Zaten doktor hanımla birlikte çıktılar en son, illaki haberimiz olurdu.” diyen Muhammet, her ne kadar Cenk gibi yavaştan endişelenmeye başlasa da olası durumları düşünerek hem kendisini hem de komutanını yatıştırmaya çalışıyordu sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜLKÜ
Подростковая литератураHer şey vaktini bekler, Ne gül vaktinden erken açar, Ne güneş vaktinden erken doğar. Bekle! Senin olan, sana gelecektir. (MEVLANA) ☆ Ve benim, milletimin, bayrağımın şerefi de gayesi de vatandı. Büyük düşüncemiz vatandı. Bizi bizi yapan vatandı. Ye...