Bölüm 27

648 30 233
                                    

HEEEEERRRRKKESSSE SELAMMM DOXTLARİİMMM

SONUNDA ATAİYORUM BOLUMU BİR SUKUR DUASİ 🤲🤲

Minis ama yerinde bir bolumle geldimmmm

Neyyssse hos okumalar :*

Pamuk eller satir arasi yorumlara/09.07.2024

Uykum yavaş yavaş açılmaya başladığında uyanmamak için mızırdanırken kolumu Atakan'a doğru savurdum. Yani öyle amaçlamıştım, çünkü boşluğa sarılmaktan başka bir şey yapmamıştım.

Kaşlarım çatılırken bir gözümü araladım yavaşça. Elimin tersiyle yüzüme gelen perçemlerimi iteledikten sonra hızla başımı kaldırıp komodinlere ve çalışma masasına baktım. Çok şükür, para ve not yoktu. Gerginlikle tuttuğum nefesimi verdikten sonra pikeyi üstümden atıp ayağa kalktım.

Alt taraflarıma feci bir sancı yayılırken yüzümü buruşturup bir elimi ağrıyan belime attım. Naneleri yerken hiçbir şey yoktu da iş bittikten sonrası çok kötüydü. Ağır adımlarla odadan çıkıp merdivenlerin ucuna geldiğimde merdivenler gözümde öyle bir büyümüştü ki adım atmaya korkmuştum. Zaten düz zeminde her adım atışımda canım felaket derecede yanıyordu, bir de basamakları inmek daha beter yapardı beni. Merdivenlerin başında öylece dikilirken tırabzana tutunup üst vücudumu aşağı doğru sarkıttım. "Atakan!" diye bağırdım sesimi duyurmak için. Böyle bir durumda Atakan'dan başka yardım isteyebileceğim biri yoktu.

Birkaç saniye sonra merdivenin dibinde bittiğinde elimle gelmesini işaret ettim. "Uyusaydın biraz daha." Eliyle saçlarımı geriye itip açığa çıkardığı yanağıma tüy hafifliğinde bir öpücük kondurduğunda dudaklarımı büzdüm. Evet, naz modumu açmıştım.

"Bilmem uyandım işte. Şey, aşağı inemedim." Şortunun ipini işaret parmağıma dolayıp gözlerimi yukarı diktim. "Yardım eder misin diye şey ettim ben." Kaşları havalanırken dudaklarını birbirine bastırarak başını salladı. "Canın mı acıyor?" Sesi oldukça ilgili çıktığında dudaklarımı biraz daha büzdüm. "Yani, çok değil ama yürürken sızlamıyor da değil." Başını sallayıp ellerini koltuk altlarıma yerleştirdikten sonra beni kucağına almıştı. Hemen kollarımı boynuna, bacaklarımı da beline doladıktan sonra lavaboya doğru ilerlemeye başladı. "Krem sürmemiz iyi olmuş, hiç yürüyemezdin yoksa." Avucuna doldurduğu suyla yüzümü yıkarken başımı salladım. Gerçekten yürümek hayal olurdu benim için. Rahatsız mıydım? Elbette hayır!

"Kahvaltıdan sonra tekrar sürelim." Alt kata indiğimizde kaşlarımı çattım. "Bunları kim hazırladı?" Masada çeşit çeşit kahvaltılık yemek olmasa da güzelce kesilmiş peynir, helva, salatalık, domates falan vardı. Özellikle peynirler dikkatimi çekmişti. Bunları benim sevgilimin kesmesi mümkün değilken sorguya düşmem elbette ki normaldi. Büyük bir gururla "Ben." dediğinde kaşlarım biraz daha çatıldı. Peynir tabağını elime alıp ortamıza yerleştirdim. "Atakan, doğruyu söyle. Kızmayacağım vallahi." Bakışlarını kaçırdığında tabağı masaya bırakıp ellerimle yanaklarını tuttum. "Söyle!"

"Video izledim." dediğinde afallamadım desem yalan olurdu. "Ne?"

"Peynir nasıl kesilir diye video izledim. Diğerleri de aynı mantıkla kesiliyormuş zaten." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırsam da dayanamayıp koca bir kahkaha atmıştım. "Şaka mı yapıyorsun?" Mızırdandığında bir kere daha kahkaha attım. Çok tatlı olduğundan haberi var mıydı acaba?

"Benim için mi peki?"

"Hayır, yan taraftaki teyze için." Göz devirip yanaklarını benden kurtardığında kıkırdadım. "Yerim seni, herifim!" Kollarımı boynuna dolayıp yanağını ısırdığımda acımış gibi bağırmıştı. Bir kere daha ısırdığımda parmakları tişörtümün içinden girip karnımda gezinmeye başlamıştı. "Asıl herifin yer seni." Burnunu boynuma sürttüğünde eş zamanlı olarak da parmaklarını karnımda oynatmaya devam etmişti. Karnımda oluşan o garip his beni güldürürken yüzünü boynuma gömüp sanki lezzetli bir şeyler yiyormuş gibi sesler çıkardığında kahkaha atarak başımı onunkine doğru eğdim.

ÜLKÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin